Aslında benim için Play-off rüyası bu sezon hiç olmadı. Hep söyledim, eğer bu konuda bir hedefiniz varsa oynadığınız her maçta ışık verirsiniz. Kazanmayıp kaybetseniz de her maçta ortaya koyduğunuz futbol bunu gösterir. Bizim için lig başından beri hiç böyle olmadı. Kazandığımız maçlarda bile kaleciyi konuştuk ya da Ömer Faruk Ermec'in gayretinde bahsettik. Tabi şansımızın yanında olduğu maçlarda oldu. Afyon maçından sonra seri şekilde alınan puanlar play-off rüyasını arttırdı. Sonrasında zorlu fikstür sürecinde de, ilkinde Sivas deplasmanında uyandık. Bu uyanışı kabul etmedik. Bu hafta Bayburt maçında yediğimiz şamarla da çarpılmış bir şekilde kendimize geldik. Ama hakkini yemeyelim; İnegölspor Bayburt maçında galibiyeti hak eden taraftı. Maça iki takım temkinli başladı. Ardından biz biraz fazla istemeye başladık. Golü de iyi bir zamanda bulduk. Rakibin gardını düşürdük. Orta alanda Emir’in istekli oyunu, Bahadır’ın topu kullanma becerisi, bizim orta alanda maçın büyük bölümünde orta sahayı ele almamızı sağladı. Özellikle Emir artık tempoyu artırmaya ve topsuz alanda da mücadele etmeye başlaması, hem kendi hem bizim için artı oldu. Savunma ve kaleciye fazla iş düşmeden kaybedilen 2 puan inanın şaka gibi olsa da, rakibin 35 dakika 10 kişi oynamasına karşın galibiyet golü bulamamamızda bizim için adeta şaka gibiydi. Kalan 5 maç ve hepsi de birbirinden zorlu. Kalan maçlar İnegölspor için formaliteden öte bir şey değil. Fakat biz formalite geçen sezondan ne kazandık ona bakmak lazım. Kulübede oturan Yunus Emre, Bünyamin, Serhat, Furkan Mızrak, kaleci Sercan ne verecek? Bilmiyoruz. Sezonu bitirmiş Ali Kılıç’ı kadroya alıp neye hizmet ediyoruz belli değil. Kısaca sezon sonu elde sıfır bir iskelet ile karşı karşıya kalacağız ki, buda bizim yıllardır yaşadığımız bir sıkıntının tekrarı olacak gibi..