Dünden devam Bu sırra erebilmek ancak isar derecesinde bir cömertliğe sahip olmaktan geçer. Bu da ancak hiçbir karşılık beklemeden Allah rızası için infak etmekten geçer. Allah rızasını kazanmak niyetiyle yapmış olduğuumuz her türlü fedakarlık, isar kavramı içinde yerini almaktadır. 2-Can ile yapılan Îsar: Kişinin sevdiği bir kimse için hayatını feda etmeyi göze alması şeklinde anlaşılan can ile isarın mal ile yapılan isar’dan daha faziletli olduğu belirtil-mektedir. (T.D.V İslam ansiklopedisi, isar maddesi) Zira insan için feda edilebilecek en kıymetli şey, kendi hayatıdır. İnsanın malı ile gösterişe meyletmesi kolaydır, ancak canı ile gösterişe meyletmesi pek kolay değildir. Bu ancak ulvi bir inancın neticesi olabilir. Vatan ve millet için şehit olmak, Allah yolunda şehit olmak, hepsi de can ile isarın içinde yerini almaktadır. Rasülullah’ın katıldığı savaşlarda ashabınonu korumak için kendilerini siper etmeleri;Çanakkale’de, Kurtuluş savaşında Türk askerinin vatanı ve milleti için şehit düşmesi,can ile isarın örneklerindendir.Konu ile ilgili bir çok örnek bulunmakla birlikte , bunlardan sadece ikisini burada sizlere anlatmak istiyorum. Enes (r.a) anlatıyor: “Uhut savaşı sırasında Ebu Talha (r.a) Peygambeimizin önünde durup, ok atıyor, Hz.Peygamberimizi arkasında siper ediyordu. Ebu Talha, ok atarken Peygamber Efendimiz, Ebu Talha’nın arkasından başını çkarıp attığı okun nereye düştüğüne bkıyordu.Ebu Talha Ayağa kalkıp ona: Anam babam sana feda olsun ya Rasülullah! Arkamdan çıkma ki, oklar sana değmesin. Göğsüm senin göğsüne siper olsun diyor ve çevik davranarak; Ya Rasülullah! Ben güçlü ve cesur bir kimseyim. Bana her işini yaptır ve neyi arzu edersen emret, diyordu. (Buhari, Menabikıbu’l-Ensar,18) Böylece Ebu Talha (ra), Allah Rasülune karşı olan sevgisini en yüksek derecede göstermiş oluyordu. Huzeyfe el-Adevi (ra) anlatıyor: “Yermük harbinde yaralılar arasında amcam oğlunu araştırıyordum. Yanımda biraz su vardı. Kendi kendime “Onu canlı bulursam su verir ve su ile yüzünü masaj yaparım” diyordum ki, kendimi onun yanında buldum. ‘Su vereyim mi?’ dedim. Eliyle evet diye işaret etti. Tam bu sırada biri ah! dedi. Amcazadem suyu ona götürmemi işaret etti. Bende ona götürdüm. Tam bu sırada bir başkasının ah! dediği duyuldu. Hişam su-yu ona götürmemi işaret etti. Ben de götürdüm. Fa-kat adam ölmüştü. Tekrar dönerek hişama götür- düm o da ölmüştü. Amcazademe koştum onu da öl-müş buldum. Allah onlardan razı olsun.(M.AKİF, Safahat,408,) 3-Dua ile yapılan Îsar: Kur’an-ı Kerim’de gerek dua ayetlerinde, gerekse Mü’minlere duanın öğretildiği ayetlere baktığımızda , kollektif bir şuurun hedeflendiğini görürüz. Fatiha süresi bunun en güzel örneğidi.’’Bizi doğru yola ulaştır “ayeti kerimesinde ‘ben’ yerine ‘biz’ denilmesi öğretiliyor. İşte bu bilincin coştuğu yerde, dua ile isar başlamaktadır. İşte bu bilincin coştuğu yerde, Fuzulinin şu beyti oldukça manidardır: “Bin can olaydı kaş men-i dil-Şikeste, Ta her biriyle bin kez olaydım feda sana” (Divandan) (Keşke şu kırık gönlümde bin can olsaydı da her biriyle bin defa feda olsaydım feda sana)