Bazı tiplerden korkarım ben. Aslında korkmak değil de temkinli olmak diyelim biz buna. Selam verir geçerim, muhabbete dalmam onlarla. Çünkü fark ederim o gözlerindeki hain bakışları…

İnsan vardır el uzatır, destek olur, kusur kapatır; insan vardır dirsek dayar, köstek olur, kusur arar.

Bilen, donanımlı ve bileğinin gücü ile bir yerlere gelen insan korkmaz. Çünkü onun kimseye diyet borcu yoktur. Bir yerlere adamı ile değil, hakkı ile gelmiştir. Böyleleri, başkaları ile uğraşmazlar, sadece işlerini yaparlar. Kendinden emin ve özgüveni yerinde olanlar, başkaları ile rekabet etmez ve yarış içine girmezler. Onlar sadece işlerinde “Ne kadar verimli olabilirimin” telaşı içindedirler.

Bazıları da vardır. Mesela adamı ile gelenler. Onlar, bilirler aslında işgal ettikleri yerleri hak etmediklerini ve birer eğrelti olduklarının farkındadırlar. Aslında herkes farkında!

Bu tipler korku ve panik içerisindedirler. Her an hata yapabileceğinin kaygısını taşırlar. Her ehil ve bilgili insanı kendilerine rakip görürler. Paranoyanın verdiği etki ile kendilerine rakip gördüğü insanların önünü kesmek isterler. Bire bin katarlar, kusur ararlar, açık ararlar ve açabildikleri kadar açarlar. Sonra, bunları başlarına ispiyonlarlar.

“Efendim bu adam böyle ,şöyle; sizin hakkınızda böyle şöyle diyor, yorum yapıyor.” gibi gibi..

Kaba tabirle uyuzluk yapmanın bir anlamı yok. “Sen ne karışıyorsun işine bak” diyenlere, diyeceğim tek şey: Gözünüz aydın olsun! Mutlu olun! İnsanların huzuruyla, emeğiyle ve heyecanıyla uğraşanların gözü aydın olsun. Beylik taslayıp ve hanedanlık kurmak isteyenlere karşı dikkatli olmak gerekir. Bu tipler, iradeyi ve idareyi emelleri, ihtirasları, kişisel takıntıları ve egoları doğrultusunda kullanmak ve tesir altına almak isterler. Çakallarla dans zor bir iş, her baba yiğidin işi değil! Bunlara karşı ya aslan olacaksın ya da aslanlarla beraber olacaksın.

İnsanı güzel yapan delikanlı olması, mert olması ve net olmasıdır.Yanardöner olmamak lazım.Dalkavuklukla kim ne olmuş ki? Dalkavuk adam, alakasız adamdır, gelecek vaad etmez. O, uzun plan ve projelerin adamı değildir. Sadece geçiş süreçlerinin emanet adamıdır. Dalkavuk tipler, ispiyoncu tiplerdir. Ayakta kalabilmek için ayak kaydırmayı çok severler. Ayak oyunlarını, iyi becerdiklerini sanırlar, oysaki “kimin ne ayak olduğunu” herkes çok iyi biliyor.

Dalkavuk adam, bilgili olmadığından sadece övgülerle, methiyelerle kendini sevdirmeye çalışır.”Tabi efendim, haklısınız efendim, sizler daha iyi bilirsiniz efendim, siz mükemmelsiniz, harikasınız efendim” gibi sözleri çok kullanırlar. Yanlışlara ve hatalara müdahale etmezler,  aradan sıyrılıp kaçarlar. Onlar ganimette hep önde, mücadelede de hep arkadadırlar.

İspiyoncuyu hiç kimse sevmez. İspiyoncuyu aslında sahibi de sevmez. Sadece onu kullanır, işi bitince de bir paçavra gibi fırlatır atar.

Dostlar! Dünya sadece bu günlük değil. Ne oldum dememeli, ne olacağım demeli. Geçici heveslere ve nimetlere aldanıp da ebedi dostlukları, kardeşlikleri kaybetmeyelim. Bırakalım insanlar, bizleri, paramızla, makamımızla değil insanlığımızla sevsinler.

Sonra, İmam: ”Nasıl bilirdiniz?” dediğinde;”Eh işte şerbet içmezdi, şerbetle arası yoktu.”demesinler. Şerefli dostluklar kurmak temennisi ile

Sevgiler, saygılar…