Fethullahçı Terör Örgütü bir kısım Natocu farklı görüşteki askerlerinde yardımıyla America´nın izniyle bu ülkeye darbe yapmaya kalktı. Bu halkın iradesini hiçe sayarak seçilmiş meşru hükümeti devirip kendi hazırladıkları listelerde ki ihanet ortaklarını yönetime getirmeye çalıştı. Bu süreçte bu hainlerin kaldırdığı F16 uçakları ve helikopterleriyle emniyet müdürlükleri, meclis, Cumhurbaşkanlığı külliyesi, Özel harekat merkezi gibi bu ülkenin kalbi yerler bombalandı. Buna direnen halkın üzerine ateş açıldı, tanklar sürüldü. Tv kanalalrı basıldı, darbe bildirileri okutuldu. Bu süreçte bir gecede 200 kişi öldü binlerce insan yaralandı.
İnsan hayret ediyor doğrusu. Badem bıyıklıların bu denli güçlü bir kumpası ve hareketi başlatmaları korkunç ve hayret edici. Pensilvanya´da bulunan şizofren ruh hastasını tanrı edinmiş binlerce asker, polis, hakim ve savcı bu kumpasa dahil oldular ve bu millete hiç bir ülkenin cesaret edemediği şeyi denediler. Yani konvansiyonel silahlarla topraklarına saldırdılar.
Söylenenlere göre eğer darbe başarılı olsaydı yeni kuracakları cunta düzeninin tesisi için çoğunluğu İslamcı ve Kürtlerden oluşan 5 milyon insanı öldürmeyi göze aldılar. Evet yanlış duymadınız. Bu delirmiş mankurtlar ordusunun korkunç planları böyleydi.
Fakat bir şeyi hesaba katamadılar. Allah ve Millet. Allah bunların bütün gizli planlarını en başından beri biliyordu ve bu milletin yeniden şahlanıp ümmete yeniden hizmet etmesine vesile olabilecek şahlanışı, kıyamı vesile etti. Halk darbe haberlerini duyar duymaz evinde tıkılı kalmadı ve dışarı çıkarak kendini bu vatanın istikbaline siper etti. Eskiden darbe olduğunda sokağa çıkma yasağı olurdu bu kalkışmada ise eve girme yasağı olmuş gibi gece gündüz dışarıda nöbet tuttu.
Siyasi görüş farketmeksizin toplumun bir çok kesiminden darbe girişimine çok sert tepki geldi. Allah bu toplumun eliyle darbecilere öyle bir tokat attı ki hala daha sersemliği üzerlerinde. Rezil rüsvay oldular. Bir deli tanrıları yüzünden hem istikballerini, hem şereflerini hem de vicdanlarını kaybettiler.
Erdoğan´ın neden bunlara haşhaşi dediğini şimdi daha iyi anladık. Hasan Sabbah´ı bilirsiniz. Kendisi tarihte yaşamış bir şahsiyet. Kendisine biat etmiş suikastçilerle bir çok sultanı katletmiş ve korku salmış biri. Bu suikastçilere haşhaş içirip cennet vaatleriyle kandırarak bütün bu deliliği yaptırabilmiş biri. Çağımızın hasan Sabbah´ı Pensilvanya vaizi haşhaşileri de bu darbeci askerler ve destekçisi siviller. Tarih tekerrür ediyor yalnız bu sefer bizden yana inşallah.
Bu vesile ile İnegöl´de paralelci diye bilinen bir çok şirket sahibi geri vites attı. Uzun süredir Erdoğan´ı hırsızlıkla suçlayıp tanrılarına olan güvenlerini her fırsatta dile getiren bu korkaklar çetesi baktılar ki kazın ayağı hiçte öyle değil. Durum kendileri açısından çok vahim. Şimdi devletin yanında olduklarını fetö örgütünden beri olduklarını yayınlamaya başladılar sosyal medyada. Korktular. Pişman falan olmadılar sadece korktular. Devletin ve milletin sillesinin nasıl ağır olacağını pek ala çok güzel sezdiler.
Oysa ben bunların samimiyetlerine zerre inanmıyorum. Fakat yine de hırsla hareket edilmemeli, taşkınlıklara sebebiyet verilmemeli, adaletten ayrılmamalı. Bu adamlar çok yakından takip edilerek samimiyetleri sabah akşam test edilmeli. Kendilerini ne kadar alçalttıkları ve nasıl zelil olduklarını tüm İnegöl halkı bir daha bir daha şahit olmalı. Bunlarla alışveriş kesilmeli. Yüzlerine dahi bakılmamalı. Dostlukları bir daha gözden geçirilmelidir.
Evet toplum olarak çok büyük bir felaketin eşiğinden dönmüş bulunmaktayız. Fakat her şey bitmiş sayılmaz. Teyakkuzda olunmalı, rehavete kapılmamalıyız. Cumhurbaşkanımızın “yeter artık evlerinize dönün” emrini duyana kadar meydanlar boş bırakılmamalıdır. Kalplerinde kötü niyet barındıran hala daha bu tür hainler varsa gözleri korkutulmalı ve bir daha böyle bir şerefsizliğe yeltenmeye cesaret edememelidirler. Allah bir daha bunlara fırsat vermesin. Bu uğurda canlarını veren şehitlerimizin de ruhları şad, mekanları cennet olsun.
Evet hepimiz darbe kalkışmasının nasıl ağır sonuçları doğurduğunu gördük ya bir de darbe olsaydı.
Bir emekli şizofren vaizin deyişiyle "Hafazanallah..."