Menemen Belediye maçı öncesi kiminle konuşsam İnegölspor´un maçı kaybedeceği yönünde görüş bildirdi. Tabi bunda haklılık payıda şuydu, konuk takımın kadro yapısı, ligdeki sıralama ve İnegölspor´un ortaya koyduğu futbol…
Bütün bunların ışığında çıkılan maça İnegölspor çok iyi başladı. Her ne kadar istekli ve arzulu oynanan oyunda net goller peşpeşe gelmese de, en azından mücadele azmi ilerisi için umut verdi. Burada devre arasında kamp iyi geçmiş, gelen oyuncular İnegölspor´un onları neden aldığını iyi idrak etmiş, en iyiside kadrodaki futbolcularımız kendine gelmiş. Çünkü onlarda biliyor ki artık oynanacak olan 90 dakikaların telafisi yok.
Sahada teknik heyet en ideal kadroyu oynatmaya çalıştı. Kaleci Şener yediği golde biraz ilerde yakalanırken, artık rakiplerin attığı şutların bir mıknatıs tarafından kalemize çekildiğini düşünmeye başladım. Rakip bir kere geliyor, gelmek dahi sayılmaz golü buluyor. İnegölspor ise altı pasından hatta daha çizgiye yakın yerden sonuç alamıyor. Olacak, anlatılacak gibi değil. Savunmada Kemal ve Bilal her zamanki uyumlarını sürdürdüler. Solda Recep yeni transferin hırsıyla da iyi işler yaptı. İki kere arkasına top kaçırsa da üstüne düşen görevi yerine getirenlerden biriydi. Sağda Lider son haftaların en iyi ismiydi. Bu maçta da hata yapmadı. Arasıra yaptığı bindirmelerle tehlike oluşturmaya çalıştı, geri dönüşlerinde de eskisi gibi ağır değil. Orta alanda Hacı Mustafa maçın adamıydı. Bu kadar istekli, bu kadar koşan Hacı´yı ilk kez gördüm. İşte ondan beklenende bu zaten. Oğuz´da futbol hayatı boyunca belki bu kadar koşmamıştır. Kampta anlaşılan İsmail hoca hem Hacı´ya hem Oğuz´a iyi şekilde durumlarını izah etmiş. Emrah Dağ yanındakiler çok koşunca farkı hemen ortadan kalktı ama oda sanırım kendi açısından en rahat maçlarından birini çıkartmıştır. Sağ çizgide Emre Okur zaman zaman maçta duraksada, ani çıkışları ve bileklerindeki inceliklerin nimetinden yararlanmayı sürdürdü. Maçın bazı bölümünde düşüş yaşasa da goldeki asisti adeta adrese teslim niteliğindeydi. Solda İsmet Hakkı ise ilk maçında taraftara golle merhaba diyecekti ama o zor olanı yaptı topu ağlarla buluşturamadı ama oynadığı süre boyunca hem kalitesini hemde yeteneğini konuşturdu. Raif ise artık İnegölspor´da futbolcu ötesi bir durumda çalışkanlığı, isteği ile hem Emre hemde Eren ile nasıl boşa zaman harcadığımız gösteriyor ama bence ekstra çalışması gerekecek. Çünkü biz onun isterse sahada neler yapabileceğini çok iyi biliyoruz ama dedik ya önce o isteyecek. Kardeşim seni burada seven kadar kıskanan ve istemeyende var. Onun için cevabı verecek yeri sen daha iyi biliyorsun. Her şey senin elinde.
İsmail hocanın oyuncu değiştirme dakikalarını bence gözden geçirmesi gerek. Hatta benim şahsi fikrim, sahanın en iyisi Hacı Mustafa değişkliği hata ama “yoruldu ondan aldım” derse bir şey diyemem. Evinde maç kazanman gerek ama değişikliği son dakikalara bırakmakta yanlış. Burada seçenekleri iyi değerlendirmemiz gerek. Hasan Küçcük biraz daha erken oyuna alınabilirdi. Mahmut Şeker ise hem zamanlama hemde katkı anlamında gereksiz bir değişiklik oldu. Zira uzatmalarda yapılan değişlikler tamamen zaman çalma adına yapılır. Şunu da ekleyelim, alınan 1 puan iyidir, hele ki böyle bir rakip karşısında denilebilir, fakat Menemen takımının yıldızlarının da sahada yokları oynadığını söyleyelim. Hele ki stoperleri Efe ve Hikmet´in üstüne oynasak, kesinlikle bir şeyler çıkartabilirdik.
Baktığımızda şuan golcü arayışı sürüyor ve bu noktada ülke genelinde forvet sıkıntısı var. Yapılacak olan en uygunu seçip almak. Bu konuda yönetimin mücadelesini görüyoruz ama ya ciddi rakamlar yada aranılan özellikte isimler ile yollar kesişmiyor. Beklemekten başka çarede yok gibi.
Sonuç olarak İnegölspor´un Menemen Belediye karşısında ortaya koyduğu mücadele, istek ve kazanma adına tempolu futbol bana ilerleyen haftalar için umut verdi. Ligin zirvesi ile ilgili hayalci değilim fakat alınacak bir galibiyetle beraber yakalanacak havanın İnegölspor´u play-off yarışının içine katacağından şüphem yok. Play-off´ta ise umudum daha yüksek. Çünkü biz yenemezsek bile yenilmiyoruz. Maçlar öyle biterse de penaltılar cepte. Ondan sonrasıda kaleciler ile usta ayaklara kalmış. Düşüncemiz güzel bir serap gibi görünse de imkansız değil. Yeterki şu gol sorununu çözelim. Sonrasında ise her şey kendiliğinden gelecektir zaten…