Eveeet,geldik CHP’nin yalan orkestrasının zurnasının bitmek bilmeyen senfonisine orkestra şefliği yapan Küçükkaya madaratörlüğünde gerçekleşen Türkiye-Yunanistan karşılaşmasına.Hepimizin bildiği üzere ilk etapta Binali Bey’in tercihiyle hamamböceği avcısı Uğur Dündar moderatörlüğü için teklif götürülmüştü.Bir taşla iki kuş vurup kekliği düz ovada avlayacaktık ki ertesi gün Dündar’ın yaptığı ‘demokrasiye zarar verilir’ bahanesiyle geri çevirdiği,demokrasiye zarar vereceği net belli olacak bir sunucunun bunu itiraf şeklini başka yollardan kıvırarak dile getirmesiyle yaşadığımız,heveslerimizin kursakta kaldığı,zevkten dört köşe olacağımız program için düşünülen ismin Küçükkaya olması,biz de yine negatif bir etki yaratmaması ile üzerimizde bulunan rahatlığın keyfiyle,Babasultan köyünden topladığım kiraz dolu kaseyi kucağıma alarak kuruldum televizyonun karşısına.
Tumturaklı reklamlarla bu işi kotaracağını sanan Yunanlı yalan tanrısı Ekremus,program başladığı anda sevgi tomurcuklarını Binali Bey’in tepesinden dökmeye çalışma çabalarıyla beraber,adayların elbise renklerinin tercihi ile biri baştan ayağa Yunanistan iken,diğeri tepeden tırnağa Türkiye renklerine bulanmıştı.Ortaya karışık meze şeklinde renklenen Küçükkaya ise tarafsız ve adil olduğunu kıyafetleriyle yansıtmaya çalışmak gibi ilginç bir iletişim ifadesi şeklinde amacını dile getirmişti.Program zeka seviyesi,bilgi birikimi,siyasî statü ve tecrübesi açısından adil bir program değildi.Burada İmamoğluna haksızlık yapıldı.Bu kadar yükseğe çıkmasına izin vermemeleri gerekirdi.Bir şekilde bahane bulmaları bunlar için zor olmayan bir meziyet.E kendisi hamama girmek istiyorsa ne yapalım?Biz de bir kese attırıveririz yüzündeki kire.
Bu programa çıkmamak için binbir türlü sebepler üreteceğini,hatta mafyadaki kankalarından reca edip topuklarına bile sıktıracak kadar gözü dönmüş olabileceğini düşünmüştüm ki,daha başkaca yollarla kendini kurtardı.Ne pembiş topuğundan oldu,ne bahis kapattı,ne de ne kadar sidikten sebep varsa bulup ve üzerine ne kadar noktalama işareti varsa ekrana kondurma çabasına girişti.Pinokyo’nun emzirdiği,Polyanna’nın sevmediği üvey kardeşin bu seferki hamlesi rüya yoluyla Peygamberle görüşen şeyhinden,yine rüya yoluyla sorulara erişip her sorunun cevabına uygun pankartlar hazırlamış olması.Getirdiği pankartların belirlediği program akışının ilk yarım saatini tamamlaması üzerine,bu ucuz gösterinin rengini de az çok anlamış olduk.Herif konuşmuyor,ha bire sulandırmaya ve bulandırmaya uğraşıyordu.Elle tutulur hiç bir açıklama yapmadan devamlı sûrette ya sevgi pıtırcığı,ya mağdur edebiyatı yaparak ileri derece mitoman ve kleptoman hâliyle ya anadan üryan yalanlar savuruyor,ya da çalmayı hayat felsefesi hâline getirmiş tavrıyla rakibinin süresinden bile tüm Türkiye’nin gözü önünde çalmaya çabalıyordu.
Elle tutulur kanıtlarla demokrasinin gözüne gözüne hırsızlık belgelerini sokan Binali Bey,zarif kişiliği sebebiyle asaletinden ödün vermeden gayet mantıklı ve edepli davranarak farkını ortaya koymuştur.Aslında Binali Bey gibi zarif bir adamın yerine bunların seviyesinde cevap veren Melih Gökçek olsaydı,Yunanlı yalan tanrısı tanrılıktan istifa ederdi.Binali Bey,Ekrem’in şansıydı.Yaptığı onca terbiyesizliğe cevap veremeden yapacağını iddia ettiği yalanlarla ortamı pamuk şeker tarlasına çeviren faşo aga,23 Haziran seçimlerinde Sepetto babasının koluna girerek tarla korkuluğu işine devam edecektir.Kendisine her yer imarlı tarla,imar olmasa bile mafya işleri bakanlığı aracılığıyla tahsis edilecek olan,Yeşilçam filmlerinde zengin babanın şımarık oğluna dilediği yeri gösterip de satın alacağını söylemesiyle gemi iyice azıya alan velet misalî sağda solda parsel kovalayacaktır.Masalcı amca pozları atarak pamuk şekerle taciz ettiği seçmenlerini seçim sonrası pamuk şekerin sapıyla baş başa bırakacak olan bu pamuk şeker mafyası genel başkanının,hayatı ülke bekası için ter akıtmakla geçen biri karşısında muhatap alınması bile kendisine ömür boyu sırıtması için yetecektir.
Bir ara madaratörün Binali Bey’e neler vaad ediyorsunuz sorusunun ardından sıra bizim faşo agaya gelince vaad etme pozisyonunda olmanın kendilerinin hakkı olduğunu dile getirdi.İkiniz de aday iken bu hak ve pozisyon neden size ait olsun?Bu herifler her hakkı kendilerine revâ görürken,bulundukları her poziyon da ne hikmetse ya mafya,ya terör seviciliği,ya yasak okşayıcılığı…Bunların bulundukları pozisyon her zaman milletin sırtı,öptükleri tek yer de milletin kulağının arkası olmuştur hep.Valiye hakaret ettiniz mi sorusuna 3 dakikalık zaman mühleti içerisinde en basit şekliyle pamuk şeker tarifi vererek sulandıran kutsal Yunan İtmen,tüm Türkiye’nin gözünün içine baka baka mitomaninin zirvesine oturup tüm tanrılara selam çakmıştır.İBB’nin zarar tablosunu nasıl değiştireceğinin sorulması üzerine temiz vakıflarla bu işi yürüteceğini söylemesine karşılık Binali Bey’in hangi deterjanı kullanacaklarını söylemesi,rakibinin tüm felsefesini gözler önüne seren en eğlenceli cümleydi. Bulandırma ve sulandırma taktikleriyle hiçbir soruya cevap vermeden çektirip giden tanrı stajyerine anladığı dilden verdiği bu cevap, bu karşılaşmanın ne kadar amacı dışında,zaten mevcut olan durumu değiştirmeye hiç bir katkısı olmayan ve asla ciddiye alınmaması gereken bir program olduğunu özetledi.Kulağına yerleştirilecek bir cihazla sufle alacağını ve Binali Bey’in karşısına çıkması için yürek yemiş olabileceğini düşündüğüm için devamlı sûrette üzerinde cihaz aradığım,ağababalarının bu işlerde deha olan taktikleriyle ortama saldıkları bu virüs için fazlaca anlam yüklemek zaten bizim mahallenin baştan beri yaptığı en büyük hataydı.Kırık kalpler durağında inmek isteme talebinde bulunamadan,ünlem dışında 16 noktalama işaretine daha gerek kalmadan paçayı basit şekilde kurtaran bu yalan lalesinin bir de fizikçi olup 90-60-90 ölçülerini tek fizik kanunu sayan gel bakalım Muharrem adlı kankası gibi tarihin tozlu raflarında yerini almıştır.Gel bakalım Muharrem ile Yunanlı yalan tanrısı Ekremus’dan sonra bu ülkeyi hangi felaketlerin göreceğini biliyoruz.Bunlarda proje de,tanrı da,yalan da bitmez.
Bir kova kusmuğu,bir bardak suyla temizleme amaçlı hazırlanan bu program hiç bir değişikliğe yol açmadı,kimseden daha çok nefret ettirmedi,kimseyi de daha çok sevdirmedi.Herkes sevdiğine de,nefret ettiğine de en zirvede biçimde yoğunluk hissettiği için de hiç bir amaca hizmet etmedi.Tarihî buluşma diyerek pompalanan program için bir zamanların popülaritesi yüksek olan ve gündemi belirleyen Kanal D’nin şimdiki yerini alan Fox TV gibi kökü dışarıda bir kanalın sunuculuğunda gerçekleşen oturum,Fox Tv’ye ;”yaparsak bu işleri biz yaparız,biz en süperiz,biz en birinciyiz” gibi şımarık söylemlerden başka bir nanesi ve kıymet-i harbiyesi olmadı bu programın.
Fox gider Box gelir,fizikçisi gider yalancısı gelir.Bu yüce vatanın sorunu da,düşmanı da asla bitmez.Biz işimize bakalım efendim,baki olan devlettir.Yükümüz ağır,yolumuz uzun zira.Allah sizinle olsun