Günlük hayatımızda mecburen veya usulen yaptığımız bazı davranışlarımız hep dini açıdan tartışıla gelmiştir.

Günlük hayatımızda mecburen veya usulen yaptığımız bazı davranışlarımız hep dini açıdan tartışıla gelmiştir. Eski din/fıkıh kitaplarımızda konunun uzmanına danışıp, dini durumunu ona göre tespit etmek yerine din uzmanını/fetvacıyı bazen doktor, bazen veteriner, bazen kimyacı yerine koyarak hükümler/fetvalar verildiği görülmüştür.

Örnekler;

1. Kolonya günlük hayatımızda çok kullanılan, içinde “alkol” olan bir sıvı maddedir. İçindeki alkol sebebiyle kullanılıp kullanılmaması hep tartışma konusu olmuştur. Eski fıkıh kitaplarında, “Şarabın içerisine tuz konulursa, şarap vasfını kaybedip “sirke”ye dönüşeceği şeklindeki bir ifadeye dayanarak kolonyaya da tuz katılırsa alkol özelliğini kaybedeceği bazı çevrelerce dile getirilir.

Oysa bu konuda önce kolonyanın kimyevi yapısını, içindeki alkol durumunu, tuz katılmakla alkol vasfını kaybedip kaybetmeyeceğini din adamı de-ğil, bu işin uzmanı bir kimyacı bilir. Bu konuda ki bir “Laboratuvar” uzmanının raporundan sonra din adamı konuşacak, bu rapora göre fetva verecektir.

2. Ayakta su içmek konusuda buna benzer bir olaydır. Ayakta su içmenin “mekruh ve zararlı” olduğunu yazıp  çizenler, Hz Peygamerin (Sa) “Sizden irisi ayakta su içmesin,!... unutarak içerse onu kusmaya çalışsın...” dediğini naklederek, ayakta su içilince suyun mide de eğlenmeden doğrudan bağırsaklara geçtiğini ve faydasının olmadı-ğını söyleyerek din açısından bunun “mekruh” olma hükmüne işaret etmektedirler.

Halbuki sahih kaynaklarda gerek Hz. Peygamberin ve gerekse Hz. Ali başta olmak üzere sahabeden zatların ayakta su içtikleri veya yemek yedikleri rivayet edilmektedir. Buharinin Esribe / içecekler kitabına aldığı bir rivayette; Hz. Ali ayakta su içti ve; “Bazı insanlar ayakta su içmeyi hoş görmüyorlar, halbuki ben şu yaptığımı (ayakta su içmeyi) Hz. Peygamberinde yaptığını gördüm...” dediği nakledilmektedir.

Bu rivayetlerden de anlaşılağı gibi ayakta su iç-me konusu çok eski zamanlardan beri tartışma konusu olmuştur. Herhangi bir konuda yazarken, konuşurken o konu ile alakalı bütün rivayetleri göz önünde bulundurmak gerekir. Tek bir rivayet üzeri-ne hüküm bina edilemez.

Ayakta su içmenin TIBBİ boyutuna gelince;

Bir Tıp Profesörü; “Ayakta su içildiğinde su-yun mide de daha az kaldığı, doğrudan bağırsaklara geçtiği doğrudur. Ancak vücuda fayda- sı olmaz sözü bilime uygun değildir. İçilen su-yun vücut tarafından emilmesi zaten mide de değil, bağırsaklarda olmaktadır...” demektedir.

Bütün bu izahlardan anlaşıldığına göre kişi bulunduğu durum ve vaziyete göre hareket eder. Asil olan oturarak bu işlevleri yerine getirmek adaba uygun ise de, ayakta su içmek veya yemek yemekte de dinen ve sağlık açısından da bir sakınca/ vebal olmadığı anlaşılmış olur.