Şu sıralar ejdada söven sövene... Geçen gün bazı gazete yazarları önce Yavuz´a sonra Abdülhamid´e sövme yarışına girdiler. Sözümona bu aydın müsveddeleri ne kadar kaleminden çamur sıçratırsa sıçratsın ancak kendi yüzüne bulaştırır.

Adamlar barbar ve vahşi olan Roma, Pers ve Çin´li atalarını el üstünde tutarken bizim aşağılık kompleksi ile büyümüş, batı hayranı aydın müsveddeleri, gayri müslimler dahil 72 milleti 600 küsur yıl genelde barış ve refah içinde bir arada yönetmiş ejdadımıza sövüyor. Dinime söven bari müslüman olsa. Bunun bir tek sebebi var. Hakikat şu ki, aynı ejdada sahip değiliz. Görülüyor ki, maske takmış bir kısım sebatayistlerin Osmanlı kini hiç bitmeyecek. Ama bu sövme işi ilkte değil. Batılı gavurlarda yıllardır ejdadıma sövüyor. Onların öfkeleri malum. Viyana´ya kadar gider de dedelerini geceleri uykusuz bırakırsan torunu tombalağıda böyle söver durur.

Peki batıda vijdanlı entellektüeller ve siyasetçiler hiç olmamış mı? Elbette olmuş. Bizimkilerden daha vijdanlıları çıkmış. Mesela, Abdülhamid döneminin İngiltere Dışişleri Bakanı Edward Grey, siyasi hayatı boyunca rakibi olmasına rağmen Sultan II. Abdülhamid Han´ın vefatını öğrendiği zaman onun büyüklüğünü takdirden kendini alamamıştır;

“Ne büyük kayıp! Hasmımdı, ama onun ölümüyle diplomasi mesleği artık zevkini kaybetti! Tahttan indirilmeseydi Balkan Savaşı´nı önler ve 1.Dünya Savaşı´nı çıkarttırmazdı” (1).”

Aynı konuda, 40 yıl süreyle Osmanlı donanmasında hizmet etmiş Amiral Sir Henry Woods da şu çarpıcı görüş ve iddiayı öne sürmüştür:

“Abdülhamid şimdiye kadar gelmiş geçmiş Osmanlı padişahları arasında en müstesna yeri işgal edenlerden biridir… Abdülhamit tahttan indirilmemiş olsaydı, Avrupa devletlerinin yaralarını sarmaya çalıştığı o büyük felaket (1. Dünya Savaşı) meydana gelmeyecekti. Aksini farzetsek bile Abdülhamid, büyük bir ihtimalle Türkiye´nin tarafsız kalmasını sağlayarak, memleketine bir zafer etmiş olacaktı (2).”

Osmanlı toplumu ile ilgili güzel tespitlerde de bulunan batılı entelektüellerde gelip geçmiştir. Mesela, d´Ohsson der ki, “Başka memleketlerde ürperten, mahkemeleri utandıran, insanlık şerefini ihlal eden vahşet olayları Türk toplumunda görülmez.” 

Bir başka entelektüel şöyle demiştir, 

“Orta sınıf çok kudretli ve çok ahlâklıdır. Osmanlılar, muhteşem bir toplumdur.” (lorga, Voyageurs).

Geuffroy, “Türkler, kimseyi Türk usulünce yaşamaya zorlamazlar. Herkesin kendi mevzuatı ile yaşamasına müsaade eder ve izin verirler.” Gerçeğini çekinmeden dile getirmiştir.

Eziklik ne kadar kötü bir gayya kuyusudur ki kendi memleketinde, kendi ata´nın (bu müsveddelerin yazdıklarına iman eden müslüman okur kitlesi için geçerli) hakkını bir batılı verebiliyorda sen bu hazinenin üstünde oturmana rağmen göremiyor, ışığından istifade edemiyorsun. Şimdi ülkemizde yaşayan ve batı ezikliği ile büyümüş olan aydın müsveddelerine bu metinleri okutup belletmek lazım ki durmadan, akılsızca hakikatin üzerini balçıkla sıvamaya devam edip gülünç ve ahmak duruma düşmesinler...

(1) Nak. Refik, Efsane Soluklar, s. 133. 

(2) Woods, A.g.e., s. 117.