Geçen hafta bir ilimizin Müftüsü basına verdiği bir beyanatta; Kur’an’ da geçen her kelimenin çocuklarımıza isim olamayacağından bahisle, SA-NEM, KEZBAN, ALEYNA, ECRİN vs. gibi kelimelerin çocuklara isim konamayacağını ifade etti. Bu kelimelerin tahliline geçmeden önce isimlerin tarihi serüvenine bir bakalım…

Geçen hafta bir ilimizin Müftüsü basına verdiği bir beyanatta; Kur’an’ da geçen her kelimenin çocuklarımıza isim olamayacağından bahisle, SA-NEM, KEZBAN, ALEYNA, ECRİN vs. gibi kelimelerin çocuklara isim konamayacağını ifade etti. Bu kelimelerin tahliline geçmeden önce isimlerin tarihi serüvenine bir bakalım…
Milletlerin tarihinde çocuklara isim meselesi inançlarla yakından ilgilidir. Türkler Müslüman olmadan önce, “animist” (tabiata tapma inancı) olduklarından çocuklarına yırtıcı hayvan ve dayanıklılık ifadesi olan cisimlerden isimler koyarlardı. Timur (Demir) Arslan, Doğan, Şahin, Kaya vs. gibi. Ayrıca kahramanlık konuları da çocuklara isim olarak verilirdi. Bir oğlan çocuğu baş kesmeden kan dökmeden ona isim verilmezdi. Bayındır hanın oğlu “Boğaç” ismini bir boğayı öldürdükten sonra almıştır. (D.İA.1/332)
İslam dan önce Araplarda da buna benzer isimler konulurdu. Hacer (taş), Esed, Leys (aslan) Zi’b (kurt), Sahr (kaya), Mukatil (savaşçı) vs. Ayrıca cahiliye döneminde Abdül Kabe (kabenin kölesi-hizmetçisi) Abdüşşems (Güneşin kulu), Abdül Uzza (Uzanın kulu) gibi isimler dini inançtan gelen isimler olduğu gibi ön ad dan başka babaların birde çocuğunun ismine bağlı olarak  “Künye”si bulunurdu. Ebu Bekir (Bekirin babası) Ebul Kasım (Kasımın babası) gibi..
İslam geldikten sonra Hz.Peygamber (as) ın isimler konusunda bazı tasarruf/emir ve tavsiyelerini görüyoruz. Peygamberimizin oğlu İbrahim’in doğduğu gece “Bu gece bir oğlum oldu ona dedem İbrahim’in adını verdim” (Ebu Davut cenaiz 24) dediği dolayısıyle doğumun birinci gününden yedinci gününe kadar isim verilebileceği anlaşılmaktadır.
Hz. Peygamberimiz (as) çocuklara isim verilirken söylenişin yanında mana güzelliği olan, Allah’a kulluğu hatırlatan isyan ve şirk çağrıştırmayan kelimelerden seçilmesini, ayrıca geçmiş peygamberlerin isimlerinin verilmesini de tavsiye etmiştir. (Buhari Edep 109)
Allah’tan başkasına kulluk manasını taşıyan isimlerin ad olarak verilmesi haram sayılmıştır. Nitekim Hz.Peygamberimiz (as), Abdülkabe, Abdüluzza, Abdüşşems gibi cahiliyeden kalma isimleri değiştirmiştir. Kadın isimlerinden de A’siye (isyankar) Hazn (elem keder) gibi isimleri de Zeynep olarak değiştirmiştir. Bizde kullanılan ve Firavn’un karısının ismi olan ‘Assiye’ ise, Asyalı demekten galat olarak böyle kullanılmaktadır. Yoksa Arapçadaki günahkar manasına değildir….
Gelelim İl Müftümüzün açıklamasına:
Müftü beyin “Kur’an’da geçen her kelime isim olmaz” demesi doğrudur. İnsanımız manasını düşünmeden kulağa hoş geliyor, mübarek Kur’ an’da geçiyor diyerek çocuklarına taktıkları ALEYNA kelimesi arap gramerinde bir edat, zamirdir ve bizim üzerimize demektir. Tek başına bir mana ifade etmez. ECRİN ise mükafat manasındadır. Bu ve benzeri kelimeler insanlara isim olmamalıdır.
KEZBAN Kur’an’da geçen bir kelime değildir. Kur’an’daki “TÜKEZZİBAN” ile bir alakası yoktur. Kur’an’da geçen fiildir ve Türkçe’de olmayan peltek “z” ile yazılır. “Kezban” ise keskin  “Z” ile yazılır ve okunur. Yalancı manasına da değildir. Eski zamanlardan beri isim olarak kullanılmaktadır. Farsça “Kedban” ev hanımı manasına gelen kelimenin Türkçemizde yanlış veya galat olarak kullanılmasından ibarettir.
SANEM’in Arapçada ‘Put’ manasına geldiği doğrudur. Ancak Türkçede isim olarak kullanılan SANEM, SENEM’in yanlış teleffuzudur. (yüksek tepe, devenin hörgücü sırtındaki tüm- sek) manasındadır. Kelimelerin Türkçede olmayan harflerle telaffuzu zor olduğundan dil kayması ve ses uyumu gibi hatalardan dolayı yanlış kullanılmaktadır. Sanem yerine Senem veya Sinem (göğüs) denilse daha doğru olur.
Dört büyük meleğin isimlerinin çocuklara takılması pek hoş karşılanmamıştır. Allah’ın has isimlerinden birisi konulacaksa başına ‘Abd’ kelimesi getirilmelidir. Abdurrahman, Abdülkerim vs. gibi Adil, Nasır, Cevat.. vs. gibi Allah’ın sıfatları için ‘Abd’ söylemeye gerek yoktur. Doğan çocuğun  sağ kulağına ezan, sol kulağına da kamet okumak da Hz.Peygamberin (as) güzel bir sünnetidir.
İsimlerde önemli olan İslam inanç ve ahlakına ters düşmemesi, Müslüman olmayanların isimlerinden olmamasına dikkat gösterilmelidir.