YILDIRIM Gazetesinde Cuma günleri din/İslam merkezli yazılar yazıyoruz. Yazdıklarımızı zaman zaman bir değerlendirmeye tabi tutmak, kanaatimce vermek istediğimiz mesaj bakımından önemlidir diye düşünüyorum.

Değerli YILDIRIM okuyucuları;

YILDIRIM Gazetesinde Cuma günleri din/İslam merkezli yazılar yazıyoruz. Yazdıklarımızı zaman zaman bir değerlendirmeye tabi tutmak, kanaatimce vermek istediğimiz mesaj bakımından önemlidir diye düşünüyorum.

Aslında bizim okuyucu profilimiz genelde konuşur, dedikodu eder, fakat ne yazı ile ne de telefon veya yorumlarla müdahil olmak istemez. Buna rağmen bize telefonla ulaşan okuyucularımız olduğu gibi şifahi aktarımlar da bir hayli kanaat bize ulaştı.

Gazetenin internet üzerinden okuyucu adetlerine  baktım. Bizim yazıların ortalama günlük “elli” kişi tarafından okunduğunu tesbit ettim. Doğrudan gazeteyi alarak okuyanlar bu rakama dahil değildir. Onun sayısını bilemiyoruz. Yazılarımızı beğenen okuyucularımızı bir tarafa bırakırsak, tenkit edenler, genelde öteden beri alışık oldukları İslami ezberleri bozulan ve tatbiki ibadet şekillerine aykırı gelen izahlarımız olduğu görülüyor.

Bizim yazı stilimiz ve meseleye bakış açımız, geleneksel, alışılagelmiş şeyleri tekrar etmek değildir. Kur’an ve sahih sünnet açısından konuları ele alıp günümüzün okuyan insanlarını din konusunda düşünmeye ve sorgulamaya yönlendirmektir. Akif merhumun dediği gibi; “Doğrudan doğruya Kur’an’dan alarak ilhamı, Asrın idrakine söyletmeliyiz İslamı…” Bu kabil Kur’an’a yöneliş tavsiyeleri Rasülüllah’ın ve Kur’an’ın emrettiği bir husus olduğu gibi sonraki dönemlerde de bir çok merkez şahsiyet bunu hep söyleye gelmişlerdir.

Sahabe/tabiin neslinin büyük İmamı Hasan el-Basri şöyle der; “Allah’ın kitabından bir delile dayanmayan her görüş bir sapmadır...” Yine o büyük alim şöyle buyurur; “Kendinizi Kur’ana arz ediniz..” Kendimizi özellikle de imanımızı Kur’an’ın şaşmaz prensiplerine arz edelim. Kur’an’ın tasdik ettiği iman ve amel Allah’ın tasdik ettiği iman ve ameldir. Allah’ın /Kur’an’ın tasdik etmediği iman ve amel sadece yüreğe ve bedene yük değil, aynı zamanda kendisinden hesaba çekileceğimiz bir vebaldir.. .(M.İslamoğlu)

İmam Gazzali’nin anlattığına göre Hz. Ali (ra) Basraya gittiğinde camilerde vaaz eden kıssacı/hikayeci vaizlerin hepsini kovmuş/yasaklamış fakat Hasan Basriye dokunmamıştır. Yine o büyük alim, kendisini anlayacak insanların kıtlığından dert yanar ve şöyle der; “Etraftan sesler duyuyorum, fakat candan bir dost göremiyorum.. (Errisale) Evet, gerçek gurbet, insanı anlayacak dostların yokluğu değil de nedir?.

Tamda; “Ben gurbette değilim, gurbet benim içimde...” denildiği gibi…

Bizde yazılarımızda, konuşmalarımızda Kur’an’ın ve Allah Rasülünün hatırını gözettik. Hiçbir zaman  şöyle demedik;

-Dostlarımızla aramız iyi, öyle ise onların yanlışlarını söylemeyelim,

-Dostlarımızla aramız iyi, öyle ise onları tatlı yalan ve tevillerle savunalım,

-Doğruları konuşmaya başladığımızda ilk kaybede- ceğimiz dostlarımızdır, öyle ise gerçekleri onlardan saklayalım..

-Kimliğimizi ortaya koyduğumuzda yanımızda olanların karşımızda olacaklarını çok iyi bildiğimiz için onların hatırına doğruları feda edelim…

Rehberimiz, kılavuzumuz Kur’an ve Allah Rasülü (as) olması birinci önceliğimizdir. Şöyle emreder bize Kur’an;

“Ey İman edenler! Adaleti/doğruları titizlikle ayakta tutan, kendiniz, ana-babanız ve arkadaşlarınız aleyhinde de olsa Allah için şahitlik eden kimselerden olun. (Hakkında şahitlik ettikleriniz) zengin olsunlar, fakir olsunlar Allah onlara (sizden)  daha yakındır. Hislerinize uyup adaletten/doğruları söylemekten sapmayın, (şahitliği) eğer büker, yahut şahitlik etmekten kaçınırsanız, (biliniz ki) Allah yaptıklarınızdan haberdar dır…” (Nisa sü. Ayet 135)

Yukarıda çerçevesini çizdiğimiz Kur’an ve sahih sünnet bizim “Din/İslam” konusunda şaşmaz ölçülerimiz, olmazsa olmazlarımızdır. Zira bu İslam, Allah’ın dinidir. Bu dinin sahibi Yüce Allah onu Kur’an’la sadece karşıtlarının değil, mensuplarının da şerrinden korumuştur.

Değerli okuyucularımıza bu ölçüler içinde yazılarımızı okumalarını, “Din/İslam” konusunda sağlam ve kopmaz bir kulp’a böyle yapışabileceğimizi söylemek isteriz...