Değerli okurlar! Temiz ve erdemli bir toplumun en önemli şartı dürüstlüktür. Dürüst ve iyi niyetli olmak hiçte zor bir iş değil. Yeter ki şeytana uyulmasın.
Çarşı da Pazar da hava şartlarını, döviz kurlarında ki değişmeleri ve kısacası enflasyonu bahane edip fiyatlarla oynayıp insanları mağdur etmek Müslüman’a yakışmayan bir davranış olmadığını bilmemiz gerekir. İnsanların ihtiyaçlarını fahiş fiyatlarla satıp kar ettiğini sanan kişiler aslında helal yoldan para kazandığını sanmasınlar. Onlar kazandıkları paranın hak edileni kadarı ile geçinirler. Diğer kısmı ise haram yolunda tükenip biter.
Biz ne ara böyle tamahkâr ve amelsiz bir hal aldık? Gerçekten üzülmemek elde değil. Döviz kurları arttığında Soğan, patates, yumurta v.s. gibi temel gıda ürünleri de döviz kuru kapsamında artıyor. Sebze ve meyveler sanırsın Avrupa’dan veya Amerika’dan geliyor.
Hele, hele ev kiraları mı onu hiç sormayın! Bu gidişle yakında kiracıların birçoğu parklarda bahçelerde çadır kurmaya başlar. Toplumu bir para hırsı kaplamış ki Allah ıslah eylesin!
Dar gelirli mi? O zavallılar ise bankalardan kredi üstüne kredi çekip, bu bataktan kurtulmak için milli piyango gibi şans oyunlarına umudunu bağlamış! “Ya çıkarsa” hayali ile yuvarlanıp gidiyorlar.
Peki, bu işin sonu nereye varacak diye sorarsanız, çok basit çözümü var: Önce bizler kendimize bir çeki düzen vermeliyiz. Yani, öncelikle fırsatçılıktan uzaklaşıp dürüst bir kişiliğe sahip olmalıyız. Hak etmediğimiz kazançtan uzak durup, hak edeceğimiz şekilde ticaret yapıp helal kazanç elde etmeliyiz. Devletin veya kolluk güçlerinin zoru ile değil kendi rızamız ile ticaret yapmalıyız.