Yaz mevsiminin son günlerine girdiğimiz bu günler malum düğün dernek mevsimidir. Her hafta sonu birçok gencimiz kız/erkek dünya evine giriyor, sünnet yaşına gelen küçük oğlanlar sünnet ettiriliyor.

Değerli Okuyucular...
Yaz mevsiminin son günlerine girdiğimiz bu günler malum düğün dernek mevsimidir. Her hafta sonu birçok gencimiz kız/erkek dünya evine giriyor, sünnet yaşına gelen küçük oğlanlar sünnet ettiriliyor. Her ikisi de hak dinin birisi ta Adem Peygamberden beri, diğeri ise Hz. İbrahim’den  beri devam eden sünnetleridir.
Allah'a ve Peygamberlerine inanan her insan hangi dinden olursa olsun bu iki önemli sünneti icra eder. Özellikle evlenme cemiyetleri/düğünler üzerinde biraz durmak istiyorum.
Evlenme düğünü "Nikah akdinin" aleni, açık ilanından ibaret bir merasimdir. Bu ilan işi tarihten günümüze değişik usullerle yapıla gelmiştir. Her milletin, yörenin kendine has usul ve gelenekleri vardır. Hz. Peygamber (as) "Düğünlerinizi/nikahlarınızı def ile ilan ediniz (İbni Mace Nikah) buyurmaktadır. Onun için kadimden günümüze  din alimleri nikah merasimlerinde, düğünlerde haram, helal hudutlarını zorlamadan yapılacak eğlencelerin meşru/caiz olduğunu söylemişlerdir. Rasülüllah efendimizin de Hz. Ayşe ve bazı genç kızların defle eğlence yapılan düğün mahalline gitmelerini istediği. Sahih kaynaklarda yazılıdır.
Nikah merasiminin resmi kayıt işini belediye memurları yapmaktadır. İsteğe göre  o anda veya başka bir merasim ile isteyen  Müslümanlar bir din adamı huzurunda icap ve kabul /EVET merasimini yaptırmakta, arkasından da bir dua ile hayırlar dilenerek nikah akdi yapılmaktadır. Her ikisi de güzeldir.
Düğünlerde en çok dikkat çeken bir husus; eğlencenin dozunun kaçırılması ,bazen de düğün eşya ve hediyelerinin alınışında çok aşırıya kaçılmaktadır. Özellikle kız tarafının fazla lüks taleplerini karşılamakta zorlanan oğlan tarafı güç durumlarda kalmakta hatta bundan dolayı çarşı içlerinde kavgalar yapılmakta ele güne karşı gülünç ve üzüntü verecek sahneler yaşanmaktadır.
Hatta resmi veya dini nikah yapıldıktan sonra bile eşyalar yüzünden ayrılıklar meydana gelmektedir ki bu dinen son derece sakıncalı durumlar ortaya çıkarmaktadır..
Değerli Müslüman kardeşlerimize tavsiyemiz her şeyin mütevazi ölçülerde ve her iki tarafın maddi gücü nispetinde hareket edilmesi hem Allah’ın hem de Hz. Peygamberin(as) emri olduğunu unutmamalarıdır..