Pendik deplasmanında etkisiz bir oyundan sonra rakip kaleye gitmeden evine 1 puanla dönen İnegölspor, hafta içerisinde amatör rakibini eleyerek kupada tur geçerken, Pazar günü evinde grubumuzun üç maçta 5 puan toplayan ve bir hayli ciddi bir kadroya sahip olan Turgutluspor’u konuk ettiği maçta attığı iki golle ve aldığı üç altın puanla evinde derin bir nefes aldı.
Turgutlu ile bu sezonun en zor ve çekişmeli maçlarından birini oynadı. Aslında iki golle öne geçtikten sonra zor maçı kolay kazanacak dediğimiz bir anda teknik heyetimizin orta sahamızı emanet ettikleri ve Oğuz’un yükünü de üstlenen Çağdaş’ın rakip alanda ve 2-1 önde iken gördüğü inanılmaz derecede lüzumsuz kırmızı kartla bir anda oyunun seyrini değiştirdi. 10 kişi kalan takımımız İsmail Köse’nin ayağından yediği golle bocalamaya, skoru korumaya çalışırken, Çağdaş’ın atılması ile kalan 41 dakikayı adeta ecel terleri dökerek zaferle kapatırken, bu zaferin kazanılmasında tartışmasız kaleci Ali’nin kurtardığı mutlak 4-5 net gol pozisyonunu ve devleştiğini, kalesini gole kapadığını takımını özellikle 10 kişi kaldıktan sonra ateşleyerek ayağa kaldırmasının payı çok büyüktü. Tabiî ki sadece kaleci Ali değil müdafaamız, orta sahamız, sonradan oyuna giren Ercan-Mehmet ve Metin Akan’ın da payı büyüktü. Ancak en büyük pay teknik heyetimizindir. Üç yıldan buyana bir istikrar abidesi olan eski kaptanımız Mustafa Vargel’i yerine koyarak doğru takımı sahaya sürüp 10 kişi kaldıktan sonra doğru değişiklikler ve hamleler yapan Mehmet hoca ve ekibini kutluyorum. Tüm bu güzelliklerin yanında maç kaybedilseydi ben faturayı Çağdaş’a keserdim. Ancak yine yazıyorum, aynı Çağdaş geçtiğimiz hafta Pendik’te eski takım arkadaşı Deniz’e saldırmış ve atılması gerekirken paçayı kurtarmıştı. Ancak çekirge bu sefer sıçrayamadı. Çağdaş geçen hafta görmesi gerektiği kırmızı kartı bu hafta gördü. Anlaşılan Pendik maçında yaptığı yanında kar kaldı. Gerekli uyarıyı almadığı anlaşılıyor. Çağdaş geçtiğimiz sezonda lüzumsuz agresif hareketler yapıyordu. Ancak yanında Oğuz gibi bir dinamo vardı. Onu aratmıyordu. Bu sezon böyle değil. Bu nedenle teknik heyetimiz Turgutlu maçının sonucunu bir kenara bırakarak, bu maçın son 41 dakikasını gözden geçirerek Çağdaş’a anladığı dilden gerekli uyarıyı yapması gerekiyor. Çünkü hiçbir oyuncumuzun yönetime, teknik heyete, taraftarlarına ve en önemlisi takım arkadaşlarına bu sıkıntıları yaşatmaya hakkı yoktur. Çok stresli ve sıkıntılı bir maç izledik. Maçın sonu muhteşemdi. Çok güzeldi ancak tribündeki taraftarlarımız yaşadıkları son 41 dakikanın gerilimi ile bu coşkuyu yaşayamadan evlerinin yolunu tuttular. Bu olay umarım tüm oyuncularımıza son bir ders olur bir daha böyle şeyler yaşamayız. 10 kişi kalan ve 3 puana uzanan takımımızı tekrar kutluyorum. Rakip Turgutluspor bir hayli iyi bir kadro kurmuş. Oynadığı ilk üç maçtan 5 puan toplayarak İnegöl’e kazanmak amacıyla gelmiş. Maçın başından sonuna kadar ofansif bir oyunu tercih etti. Süper Ligden tanıdığımız Emre Toraman’a kaptanlık vermiş. Mehmet Albayrak gibi bir forvete sahip. Birçok takımın izlediği genç milli İsmail Köse ve Gökhan Sazdağı gibi istikbal vadeden gençleri olan ciddi bir takım. Ancak uyum sorunları var. Bunu sağladıkları an grubumuzda etkili olurlar. Kalelerinde ilk golü gördükten sonra 4 tane mutlak gol pozisyonu bulup boş kale yerine dışarı attıkları toplardan sonra Alişan’ın soldan kendi gayreti ile getirip attığı mükemmel golden sonra da oyunu bırakmayarak direndiler ve ikinci yarının başında buldukları golle iyice umutlandılar. Ancak ikinci yarıda sahaya üç santrafor almalarına rağmen yakaladıkları pozisyonları gol yapamayınca eli boş döndüler. İnegölspor’a gelince teknik heyet maça kalede Ali, geride Eray-Mustafa Vargel-Bilal-Alişan, ortada Gökhan-Çağdaş-Kemal-Berkay, ileride Raif ve Cem tertibi ile mevcut kadrodan en doğru onbirle başladılar. İyi başladıkları maçın 10 dakikasında Gökhan Güleç’in sağdan getirip Cem’e kestiği topu bu oyuncu ağlara gönderince bir anda kısa bir şaşkınlık geçiren takımımızın kalesinde mutlak dört gol pozisyonu oldu. Ancak kaleci Ali yine günündeydi, geçit vermedi. Devreye önde giren ekibimiz ikinci yarıda kalesinde gördüğü gol ve ardından Çağdaş’ın atılması her şeye tuz biber ekti. Bundan sonra teknik heyetimiz devreye girdi ve kaptan Kemal ve Cem’in yerlerine Ercan ve Mehmet’i, daha sonra Gökhan’ın yerine Metin Akan’ı oyuna alarak 10 kişilik kabusu mutluluğa dönüştürdüler. Kaleci Ali adeta kalesinde devleşti. Geri dörtlümüz kaptan Mustafa ve eski kaptanımız tecrübeli Bilal’in uyumlu yönetimiyle orta alanın iyi top çevirmesiyle, Gökhan’ın ağırlığını koymasıyla, Cem’in ben golcüyüm demesiyle maçı kazanmasını bildi. Raif’e gelince son iki sezondur her maçta görevini iyi yapan ve takımımızın golcüsü olan, her maçta iyi mücadele eden bu golcümüzü bu maçta olduğu gibi hiç bu kadar etkisiz görmedim. Bu duruma bir anlam veremedim. Umarım bundan sonraki maçlarda böyle bir Raif izlemeyiz. Raif’in başarılarını ve gollerini yazmaya devam etmek istiyorum. Sonuç olarak; İnegölspor evindeki ikinci maçı da kazandı. Hem de Göztepe ve Turgutlu gibi takımları yenerek. Evinde kazanıp dışarıdan da eli boş dönmezse zirvenin adayı olur. İnegölspor’un bu mevcut kadrosuna da bu yakışır. Lider Hatay’ın 9 puanı, İnegölspor’un 7 puanı var. Bundan sonra özellikle dışarıda oynayacağı maçlardan eli boş dönmemek için çalışacak. Önümüzdeki hafta yıllardır aynı gruplarda oynadığı ve avucunun içi gibi tanıdığı eski hocamız Taşkın Güngör’ün çalıştırdığı, Hicabi ve kaleci Sofu’nun yer aldığı Gaziosmanpaşa deplasmanına çıkacak. Gaziosmanpaşa çok ciddi bir rakiptir. Sezona iyi başladı. Geçen yıl sonuncu iken bizi şampiyonluktan eden 2 puanımızı alıp götürdüler. İşte İnegölspor böyle bir rakiple oynayacak. Bu duygu ve düşüncelerle Turgutlu maçını kazanan başta teknik heyetimizi ve oyuncularımızı kutluyor, bu başarılarını Gaziosmanpaşa deplasmanında devam ettirmesini diliyorum. İnegölspor’un başarılarını yazmak dileğiyle, Gaziosmanpaşa deplasmanında başarılar diliyorum.