Fay hattı üzerinde patlamaya hazır bir ilçenin kırsal bölgelerinde kaçak yapılar gündem olmaya devam ediyor.
Pandemi döneminde sayıları 5 kat artan bu yapılar şimdi drone’lar tarafından tespit ediliyor. İnegöl Belediyesi köy statüsündeki kırsal mahallelerde çok sayıda kaçak yapıya cezalar yazmaya başladı.
Sonuç olarak baktığımızda adı kaçak yapıysa cezalandırılmasında bir problem yok. Sonuçta belediye yasanın kendisine verdiği yetkiyi kullanıyor.
Emlak değeri artan ve kısmen turistik diye tabir edilen bölgelerde villa yapanlar ya da özel yaşam alanı kuranlara yazılan cezalara itirazım yok. Bu yapılara bırakın ceza yazmayı, yıkılmayı bile hak ediyorlar.
Ancak bağı bahçesi olup tarım faaliyeti yapan köylerde tarlasına barınak ya da kulübe yapma alışkanlığı bugüne has bir durum değil. Yüzlerce yıldır devam eden bir gelenek.
Çünkü İnegöl’de tarım yapmak sadece ekip, mahsulünü toplamakla olmuyor. Ekilen biçilen tarlaları korumak gerekiyor. Yabani ayı ve domuzlar maalesef her yıl yüzlerce dönüm arazide ki mahsulleri yok ediyorlar. Köylümüz bu bahçelerde omuzlarında silahlarla domuz ve ayı nöbeti tutuyor.
Bir yandan diyeceksiniz ki ilçemizde tarım olsun, bağlarımız bahçelerimiz ekilsin biçilsin, diğer yandan kendine sığınacak yer yapan vatandaşa kaçak yapıdan ceza keseceksiniz. Bu mantıklı bir durum değil.
Cezayı kendisine hobi bahçesi yapana kes. Köylüden 3 kuruşa yer kapatıp milyonluk villa yapana kes. Köylünün kulübesine, bahçesine koyduğu 40-50 metrekarelik yaşam alanına elleme.
Bakın pandemi döneminde aslında biz bu yapıların faydasını da gördük. Belki de bu sayede binlerce insan o yerlere gidip izole oldu. Belki de bu yerler sayesinde kayıplarımız kısmen azaldı.
Eli kulağında bir deprem beklentimiz var. Allah korusun meydana gelecek bir deprem felaketinde İnegöl’ün nasıl bir aksiyon alacağı ise belli değil. Yeterli derece deprem toplanma alanımız yok. Yeterli sayıda korunaklı kamu binalarımız da yok.
Bu nedenle özellikle rantın olmadığı kırsal mahallelerde bazı kolaylıkların getirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Niye vatandaş kendi tarlasına bir kulübe yapamasın. Bunun mantıklı bir cevabının olması lazım.
Hadi devletin arazilerine çökenleri anladık, bunları kaldırın ortadan. Acımayın hatta.
Ama rantın olmadığı, turizm bölgesi olmayan, geçimini tarım ve hayvancılıktan kazanan köylere de dokunmayın.
Bunun için bir yasa gerekiyorsa siyasetçiler harekete geçsin. İktidar partisinin vekillerinin umurunda değilse, muhalefet partileri adım atsın.
Bakın köylülerimiz gerçekten mağdur. Yüzlerce kişiye geçtiğimiz aylarda ciddi cezalar yazılmış. Köylü Ahmet abimiz bu cezayı nasıl ödeyeceğim diye kara kara düşünüyor. “Benim ektiğim mısırı, fındığı, fasulyeyi kim bekleyecek? Ayılardan domuzlardan kim koruyacak?” diyor.
Benim tavsiyem belediyemizin niyete bakması. Niyet burada önemli. Boğazova, Kozluören, Cerrah, Çeltikçi, Edebey, İsaören, Ortaköy, Hamamlı gibi yerlerde, nüfusu buraya kayıtlı olmayan kişilerce hobi evleri statüsünde yapılan yapılar cezalandırılsın, buna evet. Ancak köylü oturduğu köyde tarlasına bir yapı yaptığında da anlayış gösterilsin. Yani köylü cezalandırılmasın.
Umarım bu yasalarda güvence altına alınır. Saygılarımla…