Açıkçası maç öncesi esame listeleri elimize gelince oynamadan 1 puan belki yeter diye düşünebilirdik.
Tabi bunda rakip Sarıyer’in afili Süper Lig orijinli oyunculardan kurulu olması ve aldığı sonuçlarla da zirveye göz kırpan bir sıralamaya sahip olmasıydı.
Karşılaşma başladıktan sonra işin diğer boyutu ortaya çıktı. İsteyen ve bunu oynadığımız oyunla da rakibe hissettirdiğimiz gibi tribündeki herkes 3 puana inanmaya başladı. Aradığımız golü bulduktan sonra özellikle rakip takımın savunmada yaptığı ciddi hatalar, bir Menemen maçı daha geliyor mu derken kaleden beklenmedik bir hata geldi ve bocalayan Sarıyer bir anda maça döndü. Sağbekte Yusuf Ziya varken o bölgede teknik heyetin Kadir’i oynatması soru işareti. Savunmada Mete ile Ferhat’ın uyum süreci her geçen maç bitiyor gibi. Önlerindeki Uğur Utlu’nun aldığı her topu ya yana ya da geriye oynama alışkanlığını bırakması gerek. Furkan yine görevini yaptı. Bana göre bu maçta en dikkat çeken yanı, topa korkarak girmeyi de bırakmış. Samet’in yerine oynayan Arda çok iyi mücadele etti. Neden oyundan alındı, anlamadım. Cengiz kondisyonu ölçüsünde iyi bindirimler yaptı. Okan iyi başladı. Solda Oğuz Çetinkaya’yı sahadan sildi ama 60. dakikaya kadar, sonrasında yok. Serhat Baştan gibi bir oyuncu kulübede kullanılmadı. Uğur Mustafa ve sonradan oyuna giren Batuhan play-off için kurulan bir kadronun forveti olabilir mi? Ya da kalan maçlarda neler yapabilir? Bana göre soru işareti. Yusuf Kocatürk daha fazla süre almalı. Oyuna girdikten sonra rakibin bütün havadan gelen ataklarını keserek olası tehlikeyi önlemiş oldu. Solbek Orhan saman alevi gibiydi. Fakat son dakikada sert şutunun golle tamamlanması ayrı bir şans anıydı.
Sonuç olarak rakipten daha fazla pozisyona giren ve 3 puanı hak eden bir oyun ortaya koyduk ama unutmayalım isimleri kallavi olsa da sahadaki mücadele ile bana göre bu zamana kadar oynadığımız en kötü takım Sarıyer idi ve bunu göz ardı etmeyelim. Bu maçın en gizemli tarafı ise maç biterken gelen golün sanki bir hayat öpücüğü modunda olması. Kazanıp en azından ateş hattının da üstüne çıktık ve buda hem takım hem de camianın psikolojik eşikten geçmiş olması adına sevindirici. Sırada deplasmanda oynayacağımız Düzce maçı var. Rakip iyi sonuçlar aldı ama 2 haftadır inişte. Kazanma olasılığımız yüksek ama bunun için yapmamız gereken bu maçtaki isteği oyunun geneline taşıyıp girdiğimiz pozisyonları hemen gole çevirmek. Çünkü son haftalardaki bonkörlüğümüz bize biraz pahalı ya mal oluyor da...