“Onlar ki, Allah anıldığı zaman kalpleri ürperir; kendilerine isabet eden musibetlere sabredenler, namazı dosdoğru kılanlar ve rızık olarak verdiklerimizden infak edenlerdir.” (Hac Suresi, 35)
 “Ki onlar, namazı dosdoğru kılarlar, zekatı verirler ve onlar, ahirete kesin bilgiyle iman ederler.” (Neml Suresi, 3)
 “Rablerine icabet edenler, namazı dosdoğru kılanlar, işleri kendi aralarında şura ile olanlar ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak edenler, (Şura Suresi, 38)
 Sizin dostunuz (veliniz), ancak Allah, O´nun elçisi, rüku ediciler olarak namaz kılan ve zekatı veren mü´minlerdir.” (Maide Suresi, 55)
 “Hani İsrailoğulları´ndan, "Allah´tan başkasına kulluk etmeyin, anneye-babaya, yakınlara, yetimlere ve yoksullara iyilikle davranın, insanlara güzel söz söyleyin, namazı dosdoğru kılın ve zekatı verin" diye misak almıştık. Sonra siz, pek azınız hariç, döndünüz ve (hala) yüz çeviriyorsunuz.” (Bakara Suresi, 83)
“ Hani Evi (Ka´be´yi) insanlar için bir toplanma ve güvenlik yeri kılmıştık. "İbrahim´in makamını namaz yeri edinin", İbrahim ve İsmail´e de, "Evimi, tavaf edenler, itikafa çekilenler ve rüku ve secde edenler için temizleyin" diye ahid verdik.” (Bakara Suresi, 125)
 “Ey iman edenler, sarhoş iken, ne dediğinizi bilinceye ve cünüp iken de -yolculukta olmanız hariç- gusül edinceye kadar namaza yaklaşmayın. Eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişseniz yahut kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin, (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize sürün. Şüphesiz, Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” (Nisa Suresi, 43)
 “Kendilerine; "Elinizi (savaştan) çekin, namazı kılın, zekatı verin" denenleri görmedin mi? Oysa savaş üzerlerine yazıldığında, onlardan bir grup, insanlardan Allah´tan korkar gibi- hatta daha da şiddetli bir korkuyla- korkuya kapılıyorlar ve: "Rabbimiz, ne diye savaşı üzerimize yazdın, bizi yakın bir zamana ertelemeli değil miydin?" dediler. De ki: "Dünyanın metaı azdır, ahiret, ise muttakiler için daha hayırlıdır ve siz ´bir hurma çekirdeğindeki ip-ince bir iplik kadar´ bile haksızlığa uğratılmayacaksınız." (Nisa Suresi, 77)
 “Ey iman edenler, namaza kalktığınız zaman yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerinizi yıkayın, başlarınızı meshedin ve her iki topuğa kadar ayaklarınızı da (yıkayın.) Eğer cünüpseniz temizlenin (gusül edin); eğer hasta veya yolculukta iseniz ya da biriniz ayak yolundan (hacet yerinden) gelmişse yahut kadınlara dokunmuşsanız da su bulamamışsanız, bu durumda, temiz bir toprakla teyemmüm edin (hafifçe) yüzlerinize ve ellerinize ondan sürün. Allah size güçlük çıkarmak istemez, ama sizi temizlemek ve üzerinizdeki nimeti tamamlamak ister. Umulur ki şükredersiniz.” (Maide Suresi, 6)
 “Andolsun, Allah İsrailoğulları´ndan kesin söz (misak) almıştı. Onlardan on iki güvenilir- gözetleyici göndermiştik. Ve Allah onlara: "Gerçekten Ben sizinle birlikteyim. Eğer namazı kılar, zekatı verir, elçilerime inanır, onları savunup-desteklerseniz ve Allah´a güzel bir borç verirseniz, şüphesiz sizin kötülüklerinizi örter ve sizi gerçekten, altından ırmaklar akan cennetlere sokarım. Bundan sonra sizden kim inkar ederse, cidden dümdüz bir yoldan sapmıştır." (Maide Suresi, 12)
 “Ey iman edenler, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden dininizi, alay ve oyun (konusu) edinenleri ve kafirleri dostlar (veliler) edinmeyin. Ve eğer inanıyorsanız, Allah´tan korkup-sakının. Onlar, siz birbirinizi namaza çağırdığınızda onu alay ve oyun (konusu) edinirler. Bu, gerçekten onların akıl erdirmeyen bir topluluk olmalarındandır.” (Maide Suresi, 57-58)
 “Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz. Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah´ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?” (Maide Suresi, 90-91)
 “De ki: "Allah, diye çağırın, ´Rahman´ diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O´nundur." Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında (orta) bir yol benimse.” (İsra Suresi, 110)
 “Onlar ki, yeryüzünde kendilerini yerleştirir, iktidar sahibi kılarsak, dosdoğru namazı kılarlar, zekatı verirler, ma´rufu emrederler, münkerden sakındırırlar. Bütün işlerin sonu Allah´a aittir.” (Hac Suresi, 41)
 “Onların yanları (gece namazına kalkmak için) yataklarından uzaklaşır. Rablerine korku ve umutla dua ederler ve kendilerine rızık olarak verdiklerimizden infak ederler.” (Secde Suresi, 16)
 “Ey peygamberin kadınları, siz kadınlardan herhangi biri (gibi) değilsiniz; eğer sakınıyorsanız, artık sözü çekicilikle söylemeyin ki, sonra kalbinde hastalık bulunan kimse tamah eder. Sözü maruf bir tarzda söyleyin. Evlerinizde vakarla-oturun (evlerinizi karargah edinin), ilk cahiliye (kadınları)nın süslerini açığa vurması gibi, siz de süslerinizi açığa vurmayın; namazı dosdoğru kılın, zekatı verin, Allah´a ve elçisine itaat edin…” (Ahzab Suresi, 32-33)
 “…Sen, yalnızca gayb ile Rablerinden ´içleri titreyerek-korkmakta´ olanları ve dosdoğru namazı kılanları uyarırsın…” (Fatır Suresi, 18)
“ Ey iman edenler, cuma günü namaz için çağrı yapıldığı zaman, hemen Allah´ı zikretmeye koşun ve alış-verişi bırakın. Eğer bilirseniz, bu sizin için daha hayırlıdır. Artık namazı kılınca, yeryüzünde dağılın. Allah´ın fazlını isteyip-arayın ve Allah´ı çokça zikredin; umulur ki felaha (kurtuluşa ve umduklarınıza) kavuşmuş olursunuz.” (Cuma Suresi, 9-10)

 PEYGAMBER EFEN­Dİ­MİZ (SAV)´İN NA­MAZ KILMANIN ÖNEMİ HAKKINDA SÖYLEDİKLERİ


 "İslam beş temel üzerine bina kılınmıştır: Allah´tan başka ilah olmadığına ve Muhammed´in Allah´ın Resulü olduğuna şahitlik etmek. Namazı dosdoğru kılmak, zekatı hakkıyla vermek, Allah´ın evi Kabe´yi haccetmek ve Ramazan orucunu tutmak." (Buhari, Müslim, Tirmizi, Nesai)
  "İşin başı islam, direği namaz, zirvesi cihaddır." (Tirmizi) 
   “Namazı doğru kılanın, ağaçtan yaprakların döküldüğü gibi günahları dökülür.” (İ.Ahmed)
 "Bir müslüman, farz namazın vakti geldiğinde güzelce abdest alır, huşu içinde ve rükuunu da tam yaparak namazını kılarsa, büyük günah işlemedikçe, bu namaz önceki günahlarına keffaret olur. Bu her zaman böyledir." (Müslim)
 "Birinizin kapısının önünden bir nehir aksa, kişi günde beş kez o suda yıkansa, kirinden eser kalır mı, ne dersiniz?" "Hayır, tertemiz olur," dediler. "İşte beş vakit namaz da böyledir. Allah o namazlar sayesinde bütün hataları siler," buyurdu. (Buhari)
 Sa´d İbnu Ebi Vakkas (radıyallahu anh) anlatıyor: "İki erkek kardeş vardı. Bunlardan biri öbür kardeşinden kırk gün kadar önce vefat etti. Resulullah (aleyhissalatu vesselam)ın yanında bunlardan birincinin faziletleri zikredildi. Bunun üzerine Efendimiz (aleyhissalatu vesselam): "Diğeri müslüman değil miydi?" diye sordu. "Evet, müslümandı ve fena da değildi!" dediler. Aleyhissalatu vesselam: "Öldükten sonra, namazının ona ne kazandırdığını biliyor musunuz? Namazın misali, sizden birinin kapısının önünde akan ve her gün içine beş kere girip yıkandığı suyu bol ve tatlı bir nehir gibidir. Bu (nehrin) onun üzerinde kir bıraktığını göremezsiniz. Öyleyse, siz ona namazının neler ulaştırdığını bilemezsiniz." (Muvatta, Kasru´s-Salat 91, (1,174))
 Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem bir kabrin yanından geçerken, “Bu kimin kabridir?” buyurdu. Sahabe-i Kiram radıyallahu anhum, “Falancanın kabridir” dediler. Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem buyurdu ki; “Bu kabirdeki kimseye göre iki rekat namaz kılmak, sizin diğer bütün dünyalıklarınızdan daha sevimlidir.” (Taberani)
 "Amel edin! Amellerinizin en hayırlısı, namazdır." (İbn-i Mace)
 Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem: "Rabbim şöyle dedi: "Ey Muhammed! O, gündüz ve gecede beş vakit namazdır. Her bir namazın karşılığı on namaz sevabıdır. İşte bu, böylece elli vakit namaz eder." (Buhari)
 "Na­maz, in­san ile kü­für ara­sın­da bir per­de­dir. Na­ma­zı ter­ket­mek bu per­de­yi kal­dır­mak­tır." (Müs­lim)
 “Kişi ile şirk ve küfür arasında namazın terki vardır.” (Müslim)
 "On­lar­la bi­zim ara­mız­da ala­met-i fa­ri­ka na­maz­dır. Bi­na­ena­leyh, na­ma­zı ter­ke­den ka­fir­le­re ben­ze­miş­tir." (Tir­mi­zi)
 “Kim namazı terkederse, Allah kendisine gazab etmiş olduğu halde O´na kavuşur.” (Bezzar, Taberani)
 "Re­su­lul­lah´a Al­lah´ın en çok sev­di­ği sa­lih amel ne­dir?" di­ye so­ru­lu­yor. Hz. Mu­ham­med (sav): "Vak­tin­de kı­lı­nan na­maz­dır. Kim na­ma­zı­nı ter­ke­der­se onun di­ni yok­tur. Na­maz di­ni­n di­re­ği­dir di­ye bu­yu­ru­yor." (Beyha­ki)
“ Namazı kasten bırakanın ibadetleri kabul olmaz ve namaza başlayana kadar Allahu tealanın himayesinden uzak kalır.” (Ebu Nuaym)
            Ebu´d-Derda (r.a) şöyle dedi: “Dostum Muhammed (s.a.v) bana şöyle tavsiyede bulundu. Parça parça kesilsende, yakılsanda Allah‘a ortak koşma ve farz olan namazı bilerek terk etme. Kim ki farz olan namazı bilerek terk ederse Allah‘ın koruması ondan uzaklaşmıştır.” (İbn-i Mace, Beyhaki)
 “Kim, bir namazı kazaya bırakırsa, sanki onun çoluk çocuğu ve malı mülkü elinden alınmış gibidir.” (İbni Hibban)
“Kıyamette kulun ilk sorguya çekileceği ibadet, namazdır. Namazı düzgün ise, diğer amelleri kabul edilir. Namazı düzgün değilse, hiçbir ameli kabul edilmez.” (Taberani)
 "İstikamet üzere olun. (Bunun sevabını) siz sayamazsınız. Şunu bilin ki, en hayırlı ameliniz namazdır. (Zahiri ve batıni temizliği koruyarak) abdestli olmaya ancak mümin riayet eder." (İbn-i Mace)
 "Kim beş vakit namaza rüku ve secdelerini tam yerine getirerek devam ederse ve onun Allah tarafından bir hak olduğunu bilirse ve vakitlerine de dikkat ederse, cennete girer." (Ahmed)
“ Namaz, Allahu tealanın hoşnut olduğu bütün amellerin en faziletlisidir. Rızkın bereketi, duanın kabulüdür. Kabirde ışıktır. Sıratı yıldırım gibi geçiricidir. Cennette başa taçtır. İmanın başı, gözün nuru ve cehennemden kurtarıcıdır”. (Miftah-ul-Cennet)
“Cennetin anahtarı namazdır.” (Darimi)
 “Allah´ın Kitab´ı ile yolunuzu bulmaya çalışın ve Allah´a karşı sorumluluk bilinci içerisinde olun, beş vakit namazlarınıza devamlı ve duyarlı olun. Ramazan orucunu tutun, mallarınızdan zekatı verin, sizden olan idarecilerinize itaat edin ki; Rabbinizin Cennetine girersiniz.” (Müsned)
 Bir adam Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem´e: Beni cennete götürecek bir amel söyle! dedi. Resul-i Ekrem de: "Allah´a ibadet eder, O´na hiçbir şeyi ortak koşmazsın. Namazı kılar, zekatı verir ve akrabanı görüp gözetirsin!" buyurdu. (Buhari, Müslim, Nesai)
 Bedevinin biri Nebi sallallahu aleyhi ve sellem´e geldi ve: Ey Allah´ın Resulü! İşlediğim takdirde cennete gireceğim bir amel söyle bana, dedi. Resul-i Ekrem: "Allah´a, hiçbir şeyi ortak koşmaksızın kulluk edersin. Farz olan namazları kılarsın. Yine farz olan zekatı verirsin ve ramazan orucunu tutarsın" buyurdu. Bedevi: Canım kudret elinde olan Allah´a yemin ederim ki, bu söylediklerine hiçbir şey ilave etmem, dedi. Adam dönüp gidince Peygamber aleyhisselam: "Cennetlik birini görmek kimi mutlu ediyorsa, şu kişiye bakıversin!" buyurdu. (Buhari, Müslim, İbn-i Mace)
 “Namazın farz olduğuna inanıp, eksiksiz kılan, cennete gider.” (Hakim)
 Allahu teala buyuruyor ki, "Söz veriyorum ki, namazlarını vaktinde, doğru olarak kılana azap etmem, onu sorgu-suale çekmeden cennete koyarım" (Hakim)
 Rasulullah sallallahu aleyhi vesellem bir hadisi kudside Allahu Teala´nın şöyle buyurduğunu naklediyor; “Ben ümmetine beş vakit namazı farz kıldım. Ve kendi kendime söz verdim ki, kim (benim yanıma) beş vakit namazı vaktinde kılmaya özen göstererek gelirse, onu cennete koyacağım. Kim de namazlara dikkat göstermezse Benim onun için bir sözüm yoktur” (Ebu Davud)
 "Bir kadın, beş vakit namazını kılarsa, Ramazan orucunu tutarsa, namusunu korursa, kocasına itaat ederse, ona, "Cennetin kapılarından hangisini istersen oradan gir," denilir." (Ahmed)
 “Namaz kılan, kıyamette kurtulacak, kılmayan perişan olur.” (Taberani)
 “Namaz kılmayan, kıyamette, Allahu tealayı kızgın olarak bulur.” (Bezzar)
 “Her kim şu beş vakit namazı eksiksiz kılarsa namazı, kıyamet gününde ona bir aydınlık, hakkında delil ve kurtuluş olur. Her kim de bu beş vakit namazı gereği gibi kılmazsa kıyamet gününde Karun´la, Haman´la, Firavun´la ve Ubeyy ibn-i Halefle birliktedir.” (Müsned, Darimi, İbn-i Hibban)
 “Kıyametteki azabın dehşetini bilseniz, ayakta duramayacak hale gelinceye kadar namaz kılar, sesiniz kısılıncaya kadar ağlarsınız.” (Buhari)
“ Ey Ka´b, namaz kişinin Müslüman oluşuna bir delildir, oruç ise sağlam bir kalkandır, sadaka vermek ise suyun ateşi söndürdüğü gibi hataları siler süpürür. Ey Ka´b, haramla beslenerek meydana gelen et ve kemiklere ancak ateşte olmak yakışır.” (Ebu Davud)
 Pey­gam­be­ri­miz (sav) na­maz ko­nu­sun­da çok ti­tiz dav­ran­mış, ayak­ta du­ra­cak ha­li kalmayıncaya ka­dar na­maz kıl­ma­ya de­vam et­miş­tir. Bir sa­ha­be cen­net­le müj­de­len­di­ği hal­de ni­çin ken­di­si­ni bu ka­dar yor­du­ğu­nu sor­du­ğun­da Re­su­lul­lah (sav) şöy­le ce­vap ver­miş­tir: "Şük­re­den bir kul ol­ma­ya­yım mı?" (Ah­med)

Dünyanızdan bana üç şey sevdirildi: güzel koku, helal kadın ve gözüm nuru olan namaz”. (Nesai)
 “Namazın dindeki yeri, başın vücuttaki yeri gibidir.” (Taberani)
“ Her Peygamberin ümmetine son nefeste vasiyeti namazdır.” (Gunye)
“ Namaz, her hayrın, her iyiliğin anahtarıdır.” (Taberani)
 “Allahu Teala´nın bir kula iki rekat namaz kılması için tevfik vermesinden daha üstün bir şey yoktur. Kul namazla meşgul olduğu sürece başı üzerine iyilikler ve hayırlar saçılır.” (Müsned)
“ İman, namaz demektir. Namazı itina ile, vaktine, sünnetine ve diğer şartlarına riayet ederek kılan, mümindir.” (İbni Neccar)
“ Kalk namaz kıl, namaz elbette şifadır.” (İ.Ahmed, İ.Mace)
 “Allahu tealanın birliğine iman edip, şirk koşmadan ve ihlasla namazını kılıp, zekatını verenden Allah razı olur.” (İbni Mace)
 "Kişinin fitnesi ailesi, malı, kendisi, çocukları ve komşusunda olacaktır. Oruç, namaz, zekat, iyiliği önermek, kötülükten sakındırmak bu türden fitnelere karşılık olacaktır." (Buhari)
 “Namaz hususunda Allah´tan korkun. Köleleriniz hakkında da Allah´tan korkun. Şu iki zaif hakkında da Allah´tan korkun; Dul kadın ve yetim çocuk. (Ravi: Hz. Enes (r.a.))
 Sevban (radıyallahu anh) Resulullah (aleyhissalatu vesselam)a: "Allah nezdinde en hayırlı ameli bana bildir." Resulullah (aleyhissalatu vesselam): Çokça secde yapman gerekir. Zira sen secde ettikçe, her secden sebebiyle Allah dereceni artırır, onun sebebiyle günahını döker."
(Müslim, Nesai, Tirmizi, İbn-i Mace)

 “Resulullah (s.a.v) bir gün ashabına: “İlahi! Aramızdan kimseyi şaki ve mahrum eyleme.” diye dua ediniz dedi ve sonra: “Şaki ve mahrum kimdir bilir misiniz?” diye sordu. Sahabeler: “Kimdir ya Resulallah?” dediler. Efendimiz (s.a.v.): “Namaz kılmayan!” buyurdu. (İbni Hacer “Ezzevacir” / Ebu´l-Leys Semerkandi “Kurretü´l Uyun”)
 Namaz kılana üç keramet var:
 1- Semaya doğru su gibi iyilik saçılır,
 2- Yerden, göğe kadar melekler sarar,
 3- Bir melek "Eğer bilse namazdan hiç ayrılmaz" der. (T.G/284)
 Beş vakit namazını kılana dokuz ikram:
 1- Allah o kimseyi sever,
 2- Bedeni sağlam olur,
 3- Melekler onu korur,
 4- Evine bereket iner,
 5- Yüzü güzelleşir,
 6- Kalbi yumuşar,
 7- Sırat üzerinden yıldırım gibi geçer,
 8- Cehennemden kurtulur,
 9- Allah, onunla beraber olur. (Menakıb:S/500)
 Allah´ım! Faydası olmayan namazdan sana sığınırım. (Ebu Davud)