Her Ramazan ayı geldiğinde tartışılan konular vardır. Hangi hareketler ve hangi işler sebebi ile Orucun bozulup bozulmayacağı meselesi senlerden beri insanları hep meşgul etmiştir.

Her Ramazan ayı geldiğinde  tartışılan konular vardır. Hangi hareketler ve hangi işler sebebi ile Orucun bozulup bozulmayacağı meselesi senlerden beri insanları hep meşgul etmiştir.
İğne yaptırmak; İğne denilen şey hasta bir kimsenin vücudunun içine bir aletle ilaç vermek, zerk etmek şırınga etmek demektir. Geçmişteki alimlerden bazıları (İmam Ebu Hanife) oruçlu bir insanın vücut boşluğuna ne sebeple ve hangi yolla olursa olsun giren her şey ister gıda cinsinden olsun veya olmasın Oruc’un bozulacağına hükmetmiştir.
Bazı ilim adamları da, vücuda giren şeyin cinsine önem vererek bu maddenin normal vücut menfezleri dediğimiz ağız burun göz, kulak gibi uzuvlardan girmesi ve besleyici mahiyette olması, karın boşluğu dediğimiz mideye ulaşmasını şart koşmuşlardır. Bu açıdan bakıldığında, yapışan iğne eğer besleyici bir ilaç mahiyetinde ise (serum gibi) bu mutlaka orucu bozar. Yok karın boşluğuna veya dimağa ulaşsa bile besleyici mahiyette olmayan ağrı kesiciler gibi olursa bu orucu bozmaz. En doğru olanı hasta olan kişi ya oruç tutmaz, zira din zaten ona müsaade etmiştir. Veya iğnesini  iftardan sonra gece yaptırır. Bugün EKSERİ ALİMLER VE DİYANET İŞLERİ DİN KURULUNUN FETVASI DA BU YÖNDEDİR.
Sakız çiğnemek, denize girmek; Havaların sıcak olması sebebiyle susuzluğa yardım olsun diye sakız çiğnemek isteyen kişi yeni veya şekerli olmayan sakızları çiğneyebilir. Yeter ki parça kopup mideye gitmesin.
Denize serinlemek maksadı ile giren kişi başını suya sokmamaya dikkat etmelidir. Ağız burun ve kulaktan vücut içine girecek olan sular orucu bozar. Çünkü uzun zaman denizde/havuzda kalındığında bundan kurtulmaya imkan yoktur. Ancak yalnız vücudun üzerinden dökülmek sureti ile baş dahil su dökünmekte veya ıslak elbise giyerek serinlemekte bir sakınca yoktur. Çünkü Rasülüllah (as) oruçlu iken başına su dökmüştür. Hz.Ömer’de oruçlu iken ıslak elbiseleri vücuduna sararmış.
Kan aldırmak orucu bozmaz çünkü Rasülüllah (as) oruçlu iken kan aldırmıştır. Ancak hayat kurtarmak gibi bir zaruret yoksa, oruçlunun vücudu kan sebebi ile zayıf düşeceğinden oruçlunun kan vermesi mekruhtur.
Ramazan gecelerinde eşlerin cinsi münasebette bulunmalarında bir sakınca yoktur. Bu konuda geçmiş ümmetlerde bir yasak bulunmakta imiş ancak İslamiyet bunu kaldırmıştır. Bakara suresi 187. ayette; “Ramazan gecelerinde eşlerinize yaklaşmak size helal kılındı. Siz onlar için onlar sizin için bir elbisesiniz” denilmektedir.
Ramazan gecesinde ihtilam olan kişi imsak vaktinden önce vakit bulursa yıkanır, değilse sahur yemeğini ellerini ve ağzını yıkayarak yer ve imsak vakti geçse bile yıkanır orucuna bir zarar gelmez. İmsakten sonra ihtilam olmak sureti ile cünüp olan kimsede yıkanır orucuna bir zarar gelmez.
Emzikli ve hamile kadınlar doktorlarının tavsiyesine ve kendilerinin hislerine göre, eğer çocuğa veya kendisine bir zarar geleceği ihtimali varsa oruç tutmayabilirler. Bu konuda Peygamberimizden hadisler vardır
İleri derecedeki yaşlılar ve hastalar; Dinimiz oruç tutmaktan aciz olan yaşlı ve hastaları oruç tutmamalarına ruhsat vermiştir. Bu durumda olanlar maddi durumları iyi ise her günün orucu için bir fakiri doyuracak kadar bir parayı/ fitre  bir fakire verirler. Genç hasta ise iyi olunca tutamadığı günler kadar oruçlarını kaza ederler.
Ağır ve meşakkatli işlerde çalışanlar; Günümüzde en önemli konulardan birisi budur. Bu durumda olan Müslümanlar ya yıllık izinlerini bu mevsime ayarlayacaklar veya işveren işleri biraz yavaşlatacak bunlar mümkün olmazsa içinde bulunduğumuz sıcak yaz mevsiminde ve uzun günlerde bu ağır işçiler oruçlarını tutmayacak, ileride zaman ve imkan bulduklarında kaza edeceklerdir. Eğer  bunlarda oruç yerine fitre verdiklerinde fakir düşmeleri olası ise fitre vermez müsait zamanda orucunu kaza eder..Eğer maddi durumu iyi ise fitre verir.