Geçtiğimiz günlerde İnegöl Kent Gönülleri Derneği’nin bir organizasyonunda eski başkan Ramiz Yiğit’in yaptığı bir açıklama dikkatimi çekti. Peki ne mi dedi?

İnegöl Kent Konseyini yerden yere vurduğu açıklamasında, konseyin bir proje üretmediğini, boş bir yapı olduğunu ima etmeye çalıştı.

Peki bu durum ne kadar gerçek?

Öncelikle bu sorunun cevabını vermeden önce Ramiz Yiğit’in kim olduğuna bir bakmamız lazım. Kendisi Yenice Sanayi Bölgesi’nde bir sanayiciyken Yenice’de Belediye Başkanlığı’na seçilen bir isim.

Verimli toprakları ile bölgenin en önemli tarım arazilerine sahip olan bölgeyi adeta Organize Sanayi Bölgesine çeviren baş aktörlerden biri.

Düzenli düzensiz her yere fabrikalar kuruldu. O dönemde, Yenice Belediye statüsündeyken kent estetiğinden uzak bir yerleşim merkezi oldu. Kendisinden sonra görevi devralan Hasan Aksu’da benzer çalışmalar ile Yenice’ye zannımca çokta iyilik yapmadılar. Şimdi ne mi değişti dersiniz? Hiçbir şey…

Yenice artık kontrolden çıkmış durumda.

Ramiz Yiğit seçimi kaybetmesinden sonra boş durmadı. Önce ömrü kısa süren bir siyasi partinin ilçe başkanı oldu, sonra ise Kent Gönüllüleri adıyla Kent Konseyi’ne alternatif kurulan bir derneğin başkanlık koltuğuna oturdu. Yani mevki ve makamsız yapamayan bir kişi izlenimi verdi. Anlaşılan o’ki bir süredir görevde olmayınca gündeme oturmaya çalışmış.

Kent Gönülleri Derneği’nde oldukça saygın insanlar topluluğu var. Bu insanların şehrin gelişmesine katkı sağlayabilecek donanımlı kişiler olduğundan bir şüphem yok. Sonuçta bu oluşum yaptırım gücü olmayan, sadece tavsiye niteliğinde fikir ya da projeler geliştirebilecek küçük bir konseyden ibaret.

Ama benim anlamadığım siyaset yapmış Ramiz Yiğit gibi bir kişiliğin İnegöl Kent Konseyi’nin yapısını ve çalışma şeklini bilmeden neden böyle garip bir açıklama yaptığıdır.

Kent Gönüllüleri ile Kent Konseyini birbirinden ayıran özellikler var.

Kent Gönülleri “Biz İnegöl’de hava kirliliğinin önlenmesini istiyoruz” deyip kenara çekilir, Kent Konseyi ise, kirliliğin önlenmesi noktasında çalışma grupları kurar, dalında uzman kişilerin olduğu, kirliliğe sebep olan kuruluş ya da kirlilikten zarar görenleri bir araya getiren ve olayı en ince ayrıntısına kadar rapor edip proje geliştiren bir yapıdır. Bu yapı geliştirilen projeleri genel kurulda karara bağlayıp, ilgili kurumlara gönderir. Bu belediye ise misal belediye meclisinde görüşülmesini sağlar.

Hele ki şu aşamada Kent Konseyi çok ciddi projeler üzerinde çalışıyor. Kısa, orta ve uzun vadede İnegöl’ün yeniden imarının da buna dahil olduğu çok çılgın projeler var.

Yani Ramiz Yiğit’in, “Sadece Vefa Gecesi düzenlenen bir yapı” dediği gibi bir yer değil.

Keşke Kent Konseyi’nin ne gibi faaliyetleri olduğunu, hangi projeler üzerinde kafa yorduğunu ilgililere bir sorsaydı. Kent Konseyi Başkanı Bülent Temelli ya da yürütme kurulu üyelerine, “Siz orada ne yapıyorsunuz?” diye bir telefon açsaydı.

Kent Konseyi için yeni bir bina kazandırıldı. Bu yer İnegöl’de vatandaşlarında bizzat dahil olacağı çok ciddi bir mutfak olacak. İnegöl’ün havası, suyu, trafiği, tarımı, hayvancılığı, sanayisi, kırsal köyleri, turizmi, kent estetiği hatta hayvan haklarına kadar on’larca çalışma gruplarıyla faaliyet gösterecek.

Her bir çalışma grubu hazırladığı projenin neden gerekli olduğunu, nerede yapılması gerektiği, ne kadarlık bir bütçenin gerekli olduğu, bu bütçenin finansının nasıl sağlanabileceğine kadar her şeyi ayrıntılı bir şekilde raporluyor. Sonra bu rapor ilgili kurumlara gönderiliyor. Muhatap bazen Bursa Büyükşehir Belediyesi, bezen İnegöl Belediyesi, bazen Bursa Valiliği ya da İnegöl Kaymakamlığı olabiliyor.

Kısacası Ramiz Yiğit gibi bir deneyimli siyasetçi, bu tür açıklamasıyla İnegöl için dertlenen, vaktini harcayan on’larca Kent Konseyi gönüllerini derinden üzdü.  Benden söylemesi…