İnegölspor için Sancaktepe maçı olma ya da olmama maçları gibiydi. Kazanma hem de 4 golle çok güzel hem de 2,5 ay sonra. Üstelik galibiyette yine bu rakip karşısında alınmıştı. Fakat buna rağmen atılan 4 gol, kazanılan bu maça kimse aldanmasın.
Futbol önemli bir şans akınıdır. 30.saniyede gol atıp maça önde başlamak. O şansı yakaladık İstanbul’da. Ardından o derleme, toplama takıma 3 net pozisyon verdik. Eğer şansları olsaydı ya da kalede Gökhan devleşmese maçın hikayesi bambaşka bir yine gidecekti. Verilen net pozisyonlardan sonra maça denge getirdik. Hatta 2 dakikada 2 gol atarak, maçı devrede bitirmiş olduk. Fakat buna rağmen sahada rakibi tamamen teslim almış bir görüntü vermedik. Hem de bu Sancaktepe’yi sahada futbolcu arkadaşlar elinden geleni yaptılar. Abdulkadir’in yokluğunda oynayan Fatih Üye’yi beğendim. Ali 2 gol attı ama daha sonra yine ben atacam moduna girdi. Bir anda takımın gardını düşürdü. Bir zaman sonra takımda şahsi oyun ön plana çıkıyor. Buna acil çözüm bulmalıyız. Takımda bu maçta biraz daha istek ve arzunun ön plana çıktığını söyleyebiliriz. Fakat bana göre bu kalan zorlu fikstür sürecinde yetmez. Daha fazlasını yapmamız gerekiyor. Alınan sonuçlara göre de ben düştüm diyen yok. Enteresan sonuçlar alınıyor ve bu girdaptan çıkmak içinde özellikle iç sahada her maçtan rakip kim olursa olsun, puan yada puanlar almak gerekiyor. Bana göre şu kesin; İnegölspor düşmeme mücadelesi veren ve son 3 haftada iç sahada oynanacağı Urfa ve Hacettepe maçlarına asla ve asla final maçına çıkmamalı. Haftalardır yazıyor çiziyoruz. Biz final camiası değiliz ve bu filmleri daha önce defalarca izledik, gördük. İnanmazsınız ama bana göre Amed, Maraş ve Erzincan maçları daha kolay. Bu fırsatta elimizdeyken bana göre değerlendirmekten başka ne çaremiz, ne de seçeneğimiz var.