Teknoloji çağında birçok eski alışkanlıkların ve bilgilerin yerini bugünün bilgisayarları, interneti ve Google aldı. Hani Köroğlu’nun meşhur sözü gibi:
“Tüfek icat oldu mertlik bozuldu!” işte öyle bir şey.
Sabit telefon ile (Kablolu hat) ile başlayan teknolojik gelişme ile gelinen son noktada Cep telefonları, bilgisayarlar ve ayrıca internet denilen teknolojide ne ararsan var. Kütüphaneden tutunda aklınıza ne gelirse hemen cebinizde ki el kadar cihaz ile dünyanın her yerine ulaşabilmeniz, öğrenmek istediğiniz her bilgiyi bulmanız mümkün.
Size birisi öğrenmek için bir sorumu sordu, ona hemen şöyle cevap verirsiniz:
“Cep telefonun yok mu? Aç telefonunu Google’a gir. Sana sorunun cevabını detaylı olarak versin!”
Veya bir yabancı arabası ile geçerken durup bir yeri mi sordu, siz hemen ona:
“Arkadaş aracında Navigasyon’un yok mu?” diye cevap verirsiniz.
Eskiden analarımız kızlarını yaptıkları yemekleri onlara öğretmek amacı ile günlerce hatta aylarca uğraşarak yemeklerin tariflerini verirlerdi.
Şimdilerde mi: Turşu mu kuracaksınız? Açın cep telefonundan size beş dakikada nasıl turşu kurulur, hangi meyveden reçel nasıl yapılır, hangi yemek nasıl olur hepsini size detaylı ile öğretip istediğiniz yemeği ve her türlü yiyeceğin tarifini alabilirsiniz.
Geçenlerde İshakpaşa Camii bahçesinde bir arkadaşla oturmuş çay içip havadan sudan muhabbet ederken arkadaşın bir tanıdığı yanımıza oturdu. Arkadaş ile hal, hatırdan sonra bizim arkadaş:
“Ne o Hayri biraz keyifsizsin? Hasta falan mısın? Çay bile istemedin de” deyince adam biraz kıvranarak: “Haklısın Ömer şu benim midem son günlerde yine azdı. Ne yesem dokunuyor!” deyince Ömer hemen devreye girip:
“Oğlum geçenlerde sana şu aktardan Civan Perçemi al dediydim. Çay gibi iç hiçbir şeyin kalmaz demedim mi?” Hayri:
“Yaa doğru söylüyorsun. Şu söylediğin bitkiyi internetten araştırayım bakalım nelere iyi geliyor?” deyip cep telefonundan başladı araştırmaya.
Bitkinin imini cimini araştırıp sonunda:
“Gerçekten çok muazzam bir bitki imiş. Hemen gidip aktardan alayım” diyerek yanımızdan ayrıldı.
Bende Ömer’e dönüp şaka mahiyetinde:
“Arkadaş bu gidişle, yakın gelecekte doktorlara da hacet kalmayacak. Uzaktan muayene ve sonrasında reçete yazarak hastalar Sağlık ocağına veya hastanelere de gitmeyecek!”
Bir dönem şu an benim makale yazdığım Yıldırım Gazetesinde sürekli yazdığım bir seri yazı vardı:
“KAYBOLAN ZANAATLAR” diye.
Çağın getirdiği yenikler ile birçok mesleğin kaybolup gittiğini üzülerek dile getirmiştik. Hala bazı meslekler bile şu anda adeta can çekişmede. Yani kaybolmaya yüz tutmak üzereler.
Teknoloji öylesine hızlı bir yol kat ediyor ki ona ulaşmanın mümkünü yok. Daha nelerin bizleri beklediğini kestirmek bile mümkün değil. Geçmişte hayalini bile kurmadığımız yenilikleri yaşadıkça insanın gerçekten başı dönmüyor değil…