Son 5 yılda kupanın ilk turunda elendik. Enteresandır bizi eleyen takımların çoğu da 3. Lig ekibiydi. Oysa yıllar önce futbol piyasasında kupadaki sürpriz sonuçlar ile adımız hep ön plandaydı. Bugünde kupadaki rakibimiz BAL Ligi ekiplerinden, ülkemizin diğer ucundan gelen Doğubayazıt takımı idi. Öncelikle kupadaki bu saçma sapan statü de hala ısrar edenleri bir alkışlamak lazım. Kardeşim bu takım hangi bütçe ile buraya gelecek, kazansa dahi kazancı maliyeti karşılayacak mı? Bunu yıllardır futbolun başındakiler görmüyor. Bana göre tek amaç birilerini gündemde tutmak. Mali katkı sağlamak ama kulüplere değil.
Maça tamamen yedek takım ile çıktık. Öne geçtik. Fark gelip yıllar sonra rahat maç izleyeceğiz derken, hatamızdan golü yedik. Bu ligden gelen takımlar beraberliği bulunca farklı bir özgüven durumuna giriyorlar. Öylede oldu.
Takımda Yusuf ile Ethem Balcı arkadaşlarından bir adım önde mücadele ettiler. Diğer oyuncularımız ise birbirinden kopuk, tanıma aşaması ya da çokta ciddiye almadan mücadele ettiler. Oyunun böyle gideceğini görüp işin ucunda madara olmayalım diye düşünen teknik heyet, ağır abileri oyuna atınca da pozisyonlar gelmeye başladı. Ama kader ki gol yine tam penaltılara kalacak derken rakibin hatasından geldi.
Onlar için dramatik bir durumken, bizim için ya penaltılarda işler istediğimiz gibi gitmese korkusunun sevince dönme anıydı. Turu geçme güzel. Belki güzel bir rakip çekersek, bir üst tura yine çıkarız ama bu maçta şunu net gördük.
Bizim takımda ilk 11’i zorlayacak oyuncu çok fazla değil. Buda bize şunun cevabını veriyor; ligin uzun maraton olduğunu düşünürsek, sakatlık ve cezalı durumlarda, günü kurtaracak hamle oyuncumuz kimler olabilir ki...