Şahabettin Harput, 1949 Konya Ereğli doğumlu.
1972 yılında Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nden mezun oldu.
1973 yılında Denizli Maiyet memurluğuna atandı.
1988 yılında Hakkari Valiliği'ne, 1991 yılında Bilecik Valiliği'ne, 1992 yılında Merkez Valiliği'ne atandı.
28 Ekim 2004 tarihinden itibaren İçişleri Bakanlığı müsteşarı olarak görev yapmaktayken, 30 Kasım 2007 tarihli Valiler kararnamesi ile Bursa Valisi oldu.
Bursa’nın ilk vakıf üniversitesi olan, içerisinde FETÖ'nün toplantılarını gerçekleştirdiği, örgüt üyelerinin kaldığı özel olarak donatılmış 4 bin metrekarelik katı bulunan, ve 15 Temmuz hain darbe girişiminden sonra kapatılan Bursa Orhangazi Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanıydı.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası Bursa Emniyet Müdürlüğü'nün düzenlediği FETÖ operasyonları kapsamında gözaltına alındıktan 20 gün sonra 17 Ağustos 2016’da tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Bursa H Tipi Cezaevi'ne girdikten sonra üst araması yapıldığında üzerinde, beze sarılı Arapça yazılmış bir kağıt bulundu. Bursa H Tipi cezaevi yönetimi tarafından el konulan not, teslim edildiği Cumhuriyet Savcılığı'nca, yeminli tercümana tercüme edildi. Fethullahçı Terör Örgütü lideri Fethullah Gülen'in, bizzat kendisinin Arapça olarak yazdığı bildirilen notta "Allah seni kötülüklerden korusun. Sağlık, sıhhatli ve işlerinde başarılara muvaffak eylesin. Allah her zaman yanınızda. Kıtmirim " sözlerinin yer aldığı öğrenildi. Gülen'in kendisine çok yakın bulduğu kişilere bu notları gönderdiği biliniyor.
ŞAHABETTİN HARPUT BURSA VALİSİ İKEN NELER YAPTI?
FETÖ'nün Bursa il imamı Cansun Sarıyıldız'la birlikte her türlü usulsüzlüğü yapan Harput'la ilgili yargıdaki iddianamede şöyle denildi: "Harput ve eski emniyet müdürü Ali Osman Kahya bilgisi dahilinde, eski vergi dairesi başkanı İbrahim Saydam, paralı iş adamlarının tepelerine çöküp yüksek meblağlarda para cezası kestirdi. Ondan sonra kendi adamlarını gönderip ceza kestikleri iş adamlarından cezayı halletme, iptal etme karşılığında 500 bin-1 milyon lira arasında para talep etti."
İddianamenin gizli tanığına göre “Harput ile eski il özel idaresi genel sekreteri Bilal Ç, milli eğitim, sağlık, gıda tarım ve hayvancılık il müdürlüğü gibi devlet kurumlarında, bayındırlık müdürlüğünde, ihalelerin cemaate yakın iş adamlarının almalarını sağladı ve karşılığında da iş adamlarının cemaate yüksek miktarda bağışta verilmesini sağladı.
İhaleye girecek firmalarla ilgili bilgiler önceden örgüt mensuplarınca Harput ve ihalelerden sorumlu sağ kolu gibi çalışan bu kişiye bildirildi. Bu firmaların cemaate bağışta bulundukları kendilerine söylendi. Bağış işlemleri yerine getirildikten sonra Harput ve Bilal Ç. tarafından bu firmaların önü açıldı.”
Bunlar Şahabettin Harput Bursa valisi iken yaptıkları ile ilgili en önemli iddialar.
ŞAHABETTİN HARPUT’UN İNEGÖL KARNESİ
Malumunuz 2010 yılında İnegöl’de hatırlamak istemediğimiz bir olay yaşadık.
Bir kahveyi basan kendini bilmez 3 kişinin başlattığı olaylar büyüyerek toplumsal bir olaya dönüştü.
Yaşanan bu hadisesin ardından İnegöllü vatandaşlarımız gözaltına alınmış ve Harput tarafından olayın faili ilan edilmişti. Provakasyon suçlamasıyla gözaltına alınan vatandaşlarımız mağdur olmasına rağmen suçlu ilan edilmiş ve olayın üzeri kapatılmaya çalışılmıştı.
Bu yüzden Harput’un İnegöl karnesi oldukça zayıftır.
50 BİN LİRAYA SERBEST KALDI
15 temmuz Darbe girişimi sonrası 28 Temmuz 2016’da FETÖ üyesi olduğu iddiasıyla gözaltına alınan ve devamında tutuklanan Şehabettin Harput önceki gün 50 bin kefaletle serbest bırakıldı.
Harput’un serbest kalmasına iktidar yanlısı basın bile büyük tepki verdi.
Verilen tepkiler sonrası Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı karara itiraz etti. İtirazı değerlendiren üst mahkeme Harput’un ev hapsine alınmasına karar verdi.
Mahkeme savcısının tutukluluk hallerinin devamını talep etmesine karşın, mahkeme heyeti, Şehabettin Harput’un tahliyesinin gerekçe olarak sağlık problemleri ve ilerleyen yaşını gösterdi.
FETÖnün önemli kumpaslarından olan Ergenekon ve Balyoz soruşturmalarında ağır hasta olduğu halde tahliye istemine olumsuz yanıt verilip cezaevinde ölen insanlarımızın kederli ailelerinin gözünün yaşı kurumamışken, önemli bir FETÖ üyesinin yaşı ve sağlık durumu gösterilerek tahliye edilmesi tam anlamıyla adaletsizliktir.
FETÖnün ve FETÖ üyelerinin bu kadar şımartılması 15 Temmuz gecesi şehit olan vatandaşlarımıza ve bu eli kanlı terör örgütünün yüzbinlerce mağduruna yapılan bir haksızlıktır.
Seçimden sonra FETÖnün siyasi ayağına darbe vurulacak diye beklerken umutlarımız 50 bin liraya mı satılmışa benziyor.
Adalet yerini bulsun diye değil, iki tarafın da gönlü olsun diye verilen ‘Ne şiş yansın ne kebap’ denilerek Şehabettin Harput’un ev hapsi kararı başta FETÖcüler olmak üzere tüm vatan hainlerine hayırlı olsun.
Velhasıl...
Bu bir umutsuzluk yazısı değil, şahsımın naçizane uyarı yazısıdır.
Adaletin yerini bulacağından ümidim var. Fakat ‘hükümet FETÖ ile mücadele etmiyor’ söylemi her geçen gün şöhret kazanıyor.
Böyle giderse FETÖ toplum nezdinde psikolojik üstünlüğünü ne yazık ki ilan eder. Bu da örgütün güçlenmesi demektir.
Aleyhinde çok sayıda tanık ifadesi olmasına rağmen tahliye edilen Harput'la tahliye edilmesi, adalete olan güveni zedeliyor.
Bu sebeple hükümet elini çabuk tutmalı, söylentileri boşa çıkarmalı, adalete olan güveni sağlamalı ve devlet üstünlüğünü elinde tutmalıdır.