Sevgili okurlarım geçen ay takvim yaprağı arakasında ki bir menkıbeyi okurken çok duygulanmıştım. Ve kendi kendime keşke şimdilerde de memurlarımız ve idarecilerimiz böyle olsa! Ülkemizin o zaman hiçbir sıkıntısı ve sorunu kalmaz diye! Şimdi bu duygu dolu menkıbeyi sizlerle paylaşmak istiyorum. O zaman sizde bana hak veririsiniz sanırım

“BİZİM RIZAMIZ BUNDADIR”

     Devlet memurlarından biri, zaman, zaman Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî hazretlerini ziyaret eder ve vazifesinden ayrılarak devamlı onun hizmetiyle şereflenmek istediğini bildirirdi. Mevlânâ da bir gün ona aşağıdaki menkıbeyi anlatarak vazifesini bırakmamasını ister:
     “Abbasi Halifesi Hârun Reşîd zamanında bir zabıta amiri vardı. Hızır aleyhisselâm ile her gün görüşüp sohbet ederlerdi. 
     Zabıta amiri sonunda vazifesinden istifa etti. Zahid olup insanlardan ayrı yaşamaya, kimseyle görüşmeyip tek başına ibadet etmeye başladı. Fakat istifa ettikten sonra Hızır aleyhisselâm kendisine hiç uğramaz oldu. Bu duruma zabıta amiri çok üzüldü. Her gün sabahlara kadar Cenâb-ı Hakk’a yalvarıp, gözyaşı döktü, tevbe istiğfar etti. 
     Bir gece rüyasında Hızır aleyhisselâm’ı görüp yalvardı: “Ey vefalı dost! Ben seninle devamlı olarak sohbet etmek maksadıyla dünya makamlarından istifa ettim. Uzlete çekilip, yalnız başıma ibadet etmeye başladım. Böylece sana kavuşurum sandım. Hâlbuki tam tersine seninle artık hiç görüşemedim. Beni mübarek cemalinize hasret bıraktınız. Acaba bunun hikmeti nedir?”
     Hızır aleyhisselâm cevaben ona şöyle buyurdu:
     “Ey aziz dostum! Benim sana görünüp sohbet etmemin sebebi, yaptığın ibadetler hayır hasenat ile değildi. Senin o mühim vazifeni yapıp Müslümanların işlerini hak ve adalet ile idare ettiğin için gelip seninle sohbet ediyordum. Hâlbuki sen Müslümanları adaleti olmayan biriyle baş başa bıraktın. Sadece kendi menfaatin için bir köşeye çekildin. Şu anda Müslümanlar sıkıntı ve üzüntü içindedirler. Bunlara hep sen sebep oldun. Uzlete çekilip abdest almayı, namaz kılmayı, oruç tutmayı, zikretmeyi herkes yapabilir. Fakat makamı ile Müslümanlara hizmet etmeyi herkes yapamaz. Bunun için artık senin yanın gelmiyorum.”
     Zabıta amiri uykusundan uyanıp, istifa etmekle ne büyük hata yaptığını anladı. Sabah olunca derhal Hükümdarın huzuruna çıkıp eski vazifesini yeniden istedi. Hükümdar ise anlayışla karşılayıp, onu tekrar eski vazifesine tayin etti.”
      Devlet memuru Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî hazretlerininin elini öperek yanından ayrıldı.
     Bu güzel menkıbeden çok dersler çıkarabilirsiniz. Dürüstlüğün mükâfatını belki bu dünyada görmeyebilir ve hatta bu yüzden azar işitip horlanabilirsiniz. Ama bir Hızır aleyhisselâm dostlu olabilirsiniz. Mükâfatınız bu âlemde olmazsa bile bir gün gideceğimiz ahrette bu mükâfata kavuşabilirsiniz! Yüce Rabbim böyle güzel ahlaklı ve erdemli biri olmayı cümlemize nasip etsin!