Geçen günkü kimyasal saldırı sonrası Suriye meselesi yine gündemimizin ilk sırasına oturuverdi. Keşke tamamen gündemden düşse. Düşmesi için, Rusya, İran ve America desteğiyle bile adeta zorla iktidara tutunan Esed firavunun ve rejiminin defolup gitmesi gerek. (Her ne kadar göstermelik Esed´i vurmuş olsada America politikalarını dünyayı kandırmak üzerine kurgular.. Gördüğünüz şeyler aslında görmediklerinizi perdelemek içindir...) Emperyalistlerin ağzındaki sularını silip ortadoğuyu terk etmesi gerek. İran´ın şia hilali sevdasından, büyük Pers imparatorluğu rüyasından vazgeçmeesi gerek. Rusya´nın sıcak denizlere açılma merakından, tartus limanı üssünden vazgeçmesi gerek. America´nın ve İngiltere´nin Müslüman coğrafyanın başına bela ettikleri ortadoğu karakolu İsrail´i kuşatan İslam tehlikesi (!) korkularından vazgeçmesi gerek. Oysa yüzlerce yıldır bizim topraklarımız olan bu yerlerde hepsinden daha çok söz söyleme ve eyleme geçme hakkı bulunan osmanlı bakiyesi Türkiye Suriye´de ki savaşa seyirci kalmadı. kalmamalıydı da. Bunun aksini iddia eden rijit İslamcı cenahın anlaması gereken bir husu var ki, söylenmeli. Fırat kalkanı harekatı bilmem farkındamısınız ama Suriye topraklarında olan bir sıcak savaş. Ordumuz hala Suriye´de DAEŞ denen maşa ile savaşıyor. Esed´in can simidi olan bu maşa “nereyi ele geçirse bir kaç gün sonra orayı Esed rejimine teslim ediyor” diyen siz değil miydiniz..? Demek ki DAEŞ´in kökünün kurutulması demek Esed rejiminin canını acıtmak demek. America´nın ve Rusya´nın ve dahi İran gibi emperyalistlerin yarattığı DAEŞ canavarı o topraklara rahatça girip operasyonlar yapmak ve mücahitleri katletmek, sivilleri katletmek için kurguladıkları Frankeştayn değilmiydi..?

Demek ki DAEŞ´in kökünün kurutulması demek America, Rusya ve İran´ın elinde ki argümanları yerle bir etmek demektir. Değil midir!? Türkiye´nin bu Frankeştayn´ı ortadan kaldırması için harcadığı çabayı takdir edeceğinize “Neden Şam´a füze atmıyoruz?” gibi ütopik ve hamasi söylemler işi sulandırmak ve hakikati ıskalamak değil mi!? Ayrıca 3 milyon Suriye´li muhacire ensarlık yapmak kolay mı!? Bunları da görün... Az adaletli olun arkadaşlar !?

Tamam genciz kanımız kaynıyor lakin karşı tarafın hamlelerine göre taşları oynamakta fayda var. Karşında America, Rusya, Çin, İran, Suriye rejimi, Irak, Lübnan Hizbullah´ı gibi katiller ve bir sürü çeteleri var. Gaz ile siyaset yapılmaz. Savaş ise daha ciddi bir iştir. Tuzak kuracaksın. Hiç anlamadıkları yerden geleceksin. Bodoslama savaşın içine açıkça girmek demek Don Kişot´un yeldeğirmenlerine karşı benzeşik hezimetiyle son bulacak bir yenilgiye daha baştan razı olmak demek. Aklımızı kullanmayacakmıyız !?
Bizim tv de gördüklerimiz, gazetede okuduklarımız buz dağının görünen yüzü. Hiç bir devlet içeride ya da dışarıda güttüğü politikayı açık etmez.

Hatırlayın MİT tırları meselesini.. Bu tırları kim neden durdurdu..? İçinde ne vardı!? Amaç neydi!? Bütün bunları etraflıca değerlendirmek lazım...

Sonra evet doğrudur müdahele etmede 7 yıl geç kaldık. Malumunuz ki 15 temmuz´u daha yeni yaşadık... Yüzlerce FETÖ´cü Amerikancı askerin yönettiği bir ordunun oraya girmesi demek hezimet demekti.. Bir de bu vechiyle değerlendirelim derim...