Yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’e baktığımızda gençlere ayrı bir önem verildiğini görüyoruz. Ashabı-ı Kehf’den iman ehli gençler olarak bahsedilir. Bu örrnekleri çoğalmamız mümkündür… Hz. Rasulullah (s.a.v) de Asr-ı Saadette Mescid-i Nebeviyi ilk kurduğunda Ehli Suffayı oraya yerleştirdi. Suffa ehli bizim için örnek olması icap ediyor. Özellikle Rasulullah S.A.V.’in Risaletinde dikkat etmemiz gereken yine gençliktir. Ona ilk ittiba edenler yine gençlerdir. Bilal-i Habeşi, Hz.li, Musab Bin Umeyr Peygambere ilk inanan gençlerdir.
Gençlik; Diyanet İşleri Başkanlığının bu sene “Camiler ve Din Görevlileri Haftası” nedeniyle konu edindiği önemli bir meseledir. Genç bir milletin bir memleketin adeta enerji deposu. Gençlik insanın en verimli çağı, en aktif olduğu güçlü ve kuvvetli olduğu en fazla hareketli olduğu hatta delikanlı olduğu bir dönemdir. Bu dönemin çok iyi değerlendirilmesi çok iyi organize edilmesi bizim için sorumluluk. Çünkü gençlik bir toplumun istiklalinin ve istikbalinin garantisidir. Adeta gençliğe göre devletler ve milletler geleceğine bakıyor ve şekillendiriyor. Bu münasebetle Cami ve gençlik irtibatının çok iyi değerlendirilmesi ve irdelenmesi gerekiyor.
Özellikle son dönemlerde yaşadığımız sıkıntılı hayat içinde, üzerinde hassasiyetle düşünmemiz gereken bir konudur Cami ve Genç. Camiler bu memleketin akciğeri ise gençlerde nefesidir. Dolaysıyla aldığımız nefesin bizim kontrolümüzde, daha doğrusu bizim değerlerimize, kutsallarımıza, maddi manevi varlıklarımıza saygılı olan, onlara karşı hürmetli bir gençlik olmasında elbette beklenen bir arzudur. Bu manada bize düşen vazife nefesimiz ve şah damarımız saydığımız gençlerimizi camilerimizle Kur’an Kurslarımızla Din Hizmetleriyle, cami görevlileriyle din gönüllüleriyle buluşturmak olmalıdır.
Gençlerimizi özellikle günümüzde ibadetlerden ve camilerden alıkoyan unsurların başında en çok içinde bulundukları tehlikeli ve zararlı alışkanlıklar gelmektedir. Günümüzde sigara kullanımı, alkol tüketimi, fuhuşun yaygınlaşması, esrar, eroin, bonzai, extazi gibi uyuşturucu maddelerin kullanımı ve kumar oynama gibi zararlı alışkanlıklara en çok müptela olanların başında gençler gelmektedir.
Günümüzde gençler arasında yaygın olarak kullanılan zararlı alışkanlıkların başında ise alkollü içecekler gelmektedir. Oysaki alkollü içecekler dinimizde haram kılınmıştır.
Bir ayette Yüce Rabbimiz şöyle buyurmaktadır. "Ey iman edenler! İçki, kumar, (tapınmaya mahsus) dikili taşlar, fal okları ancak şeytanın amelinden birer murdardır. Onun için bunlardan kaçının ki muradınıza eresiniz." 1- (Maide, 5/90).
Dinimizin haram kıldığı alkollü içeceklerin bedenimize de çok büyük zararları mevcuttur. Alkol, kalp ve cilt damarlarını genişletir. Karaciğer hücrelerinde yağlanma meydana gelmesine, siroz hastalığına sebep olur, Alkollü içkinin hangi çeşidi olursa olsun böbrekleri bozar, zamanla iş göremez hale getirir, mideyi bozar, ağrı yapar, mide hastalıklarından olan gastrit ve ülsere sebep olur. İçki akıl ve hafızayı zaafa uğratır. Sinirler alkole karşı hassastır, sinir hücreleri zedelenir. El titremeleri, tikler, felçlerden tutun, bütün ani ölümlere varıncaya kadar nice felaketlere sebebiyet verir. 2- (Türki-ye Yeşilay Cemiyeti Resmi İnternet Sitesi www.yesilay. org.tr)’den alınmıştır. Dinimizin yasak kapsamına aldığı, tıbbende birçok zararların olduğu alkollü içeceklerden gençle-rimizi korumalı, “bir kereden bir şey olmaz, düğündür, eğlencedir, bu zamanda olmayacakta başka ne zaman olacak” gibi çok yanlış sözleri bırakmalı, evlatlarımızın geleceklerini karartmamalıyız.
Günümüzde özelikle gençler arasında en yaygın kullanılan zararlı alışkanlıkların başında ise esrar, afyon, eroin, kokain, morfin ve bonzai gibi uyuşturucu maddeler gelmek- tedir. Ayrıca alkol oranının düşük tutulup sanki zararı yokmuş gibi sunulması gibi, uyuşturucu maddelerden olan ekstasi (ecstasy) gibi haplarda gençlere zararları yokmuş ve bağımlılık yapmıyormuş gibi sunulmaktadır. Oysaki insan hayatında bir kere başladıktan sonra her daim istenilmesine sebep olan ve tıbbi müdahalelere rağmen çoğu zaman bırakılamayan en tehlikeli alışkanlıkların başında uyuşturucu bağımlılığı gelmektedir. Gençlerimizin böyle bir zarara bulaşmamaları için öncesinde gerekli bütün tedbirleri almalıyız.
Diğer bir zararlı alışkanlık ise zamanın boşa geçirilmesine ve haksız şekilde paranın el değiştirmesine sebep olan kumardır. Oysaki kumar haksız bir kazançtır, haksız kazanç ise Yüce Dinimizde haram kılınmıştır. Kumar ve alkolün insanoğluna vereceği ortak zararlar mevcuttur. Kur’an-ı Kerim bu hususa şöyle işaret etmektedir. “Şeytan içkide ve kumarda ancak aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi Allah`ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık siz (hepiniz) vazgeçtiniz değil mi" 3-(Maide, 5/91).
Hayatların baharında ve yaşam enerjisinin en üst seviyede olduğu gençlerimizi, zamanı boş geçirmeye ve bir başkasının parasını haksız yere yemeğe sevk eden kumarın zararlarından korumalı, kendi yaşantımızla onlara örnek olmalıyız.
Gençlerimizi camiden ve ibadetlerden alıkoyan zararlı alışkanlıklardan koruyabilmek için onlara hem maddi alanda hem de manevi alanda vermemiz gereken birçok önemli hususlar mevcuttur. Manevi hayatlarının gelişmesinde ilk başta vermemiz gereken en önemli sorumlulukların başın-da inanç gelmektedir. Bu manada Allah’ı, Peygamberimizi, Kitabımızı, ve Dinimizi tanımanın kalbe yerleşeceği çağ gençlik çağıdır. İman alanında bireyin sağlam bir inançla donatılması gelecekte hatalara düşmesini engelleyecekken, inanç problemlerinin en çok yaşandığı gençlik döneminde bu problemler bitirilmezse hayatın kalan kısmında dünya ve ahiret açısından sıkıntılar getrecek bir hayat yaşanmaya başlayacaktır. Bu sebeple gençlerimize kazandıracağımız en önemli değerlerin başında iman ve inanç hususları gelmektedir. Bu durum Sevgili Peygamberimizin (s.a.v) bir Hadisi şerifinde şu şekilde ifade edilmiştir; “Her doğan, İslâm fıtratı üzerine doğar. Sonra, anne-babası onu Hıristiyan, Yahudi veya Mecusi yapar.” (Buhârî, cenâiz 92; Ebû Dâvut, sünne 17; Tirmizî, kader 5) Bu sebepten iman açısından ana-babalara çok görevler düşmektedir.
İman ilkelerinden sonra bir başka önemli husus ise, ibadetlerdir. Gençlerimize Allah’ın razı olacağı bir ibadet hayatını kendilerine aktarmalı ve ibadet hayatlarının gelişmeleri- ne yardımcı olmalıyız. İbadetlerin başında ise namaz gelmektedir. Çünkü namazın önemini Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’de bizlere şöyle bildirmektedir. “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor." 5- (Ankebut, 29/45).
Kendimiz namaz kıldığımız gibi gençlerimize de namaz kılma alışkanlığını kazandırmalıyız. Bu hususta Sevgili Peygamberimiz bir Hadiste “çocuklarınız yedi yaşına geldikleri zaman onlara namazı emredin" 6-(Ebu Davut, Salat, 26) buyurmuş, namaz kılmayı çocuklarımızın hayatına dahil etmemizi bizlerden istemiştir. Bir başka ibadet ise Efendimizin ifadesiyle kişiye kalkan vazifesi sunan oruçtur. Oruç insanları kötülükten koruyan bir ibadettir. Yüce Rabbimiz bir ayette bu hususa şöyle dikkat çekmektedir. “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakınmanız için oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi, size de farz kılındı.” 7-(Bakara, 2/183).
Namaz ve oruç ibadetlerinin farz olunmasındaki hikmetleri daha iyi kavrayabilirsek şunu görmekteyiz ki, namazın kılınması ve orucun tutulması kişiyi kumar, içki, uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıklardan, zina gibi fuhşiyattan, hırsızlık gibi haramlardan ve saygısızlık, yalan, hile, aldatma gibi ahlaki kötülüklerden koruyacaktır. Sadece namaz ve oruç değil, Yüce Rabbimizin bizlere emrettiği bütün ibadetlerin insanoğlunun hayatına aktarılmaya başlandığı en önemli zaman dilimi gençliktir. Bu sebeple gençlerimizin ibadet hayatlarını güzelleştirmek için onlara örnek olmalı ve ibadet yapmaları için güzel sözler ve güzel davranış modelleriyle teşvik olmalıyız. Toplumumuz ve gençlerimiz, ihtiyaç duyduğu en güzel faziletleri, örnekleri ve ahlaki değerleri eğitimcilerin, cami görevlilerinin, din gönüllülerinin dilinden dinleyerek ölçü yapsınlar ve bunu yaşasınlar. Bunun yolu da ön-ce söyleneni kendi hayatımızda yapmış olmamızı gerektirir. Eğer dediklerimizi yapmıyorsak tesirimiz de olmayacaktır. Yalnızca söyleyip geçersek bunun hiçbir faydası da görülmeyecektir. Eğer önder kişi bunu yaşantısıysa göstermiyorsa beklenen etkisi de olmayacaktır. Bu nedenle bir yaşam tarzıdır din görevliliği. Aslında Din görevliliği, devlet memurluğu zihniyetiyle yapılabilecek bir meslek değildir. Her şeyden önce atanmış olmakla değil ‘adanmış’ olmakla yürütülebilecek bir meslektir.
İslam Dini en güzel ahlaki prensipleri ortaya koyan bir dindir. Gençlerimizin hayatına aktarmamız gereken en önemli husus ise ahlaki ilkelerdir. Ahlaksızlık bir insan için en büyük yıkımdır. Bu yıkım hem maddi alanda, hem bedeni alanda, hem de manevi alanda gerçekleşmektedir. İslam Peygamberinin gönderilme amacı olarak ahlaki güzelliklerin tamamlanması ilkesinin ön planda tutulması, Peygamber Efendimizin ahlaki yaşantısının “Sen elbette yüce bir ahlâk üzeresin" 8-(Kalem, 29/4) Ayetiyle yüceltilmesi unutulmamalıdır. Ahlaki ilkelerin hayata aktarılacağı ve yaşantı haline dönüştürüleceği en önemli çağ gençliktir. Nitekim Hz. Peygamber (s.a.s.) Efendimiz tarafından bizlere miras bırakılan başlıca güzel ahlaki ilkeler şunlardır. Doğruluk, sözün-de durmak, temizlik, cömertlik, sabır, tevazu, iffet ve haya, tevekkül, kanaat etmek, şükür, çalışma, şefkat, cesaret, nezaket, vefa, hoşgörülü olmak, güler yüzlü, güzel sözlü olmak, sadelik. Güzel ahlakın yanında birde kötü huy ve davranışlar vardır. Bunlar; yalan, iftira, gıybet, kötü zan, alay et-me, iki yüzlülük, sözünde durmama, gösteriş, haset, kin, düşmanlık, öfke, kibir, cimrilik, nemelazımcılık vb. Güzel huy ve davranışları gençlerimizin hayatlarına aktarmada elimiz-den gelen gayreti göstermeli, onların çirkin davranışlara düşmelerine engel olmalıyız. Nitekim Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır. “Hiçbir baba, çocuğuna, güzel terbiyeden daha üstün bir hediye veremez.” 9- (Tirmizî, Birr, 33). İslam Dini gençliğin güzel geçirilmesine çok önem vermiş, bu zaman diliminde insanlığın hayatını sıkıntıya sokacak davranışlar yasaklanmıştır. Bu dönemde yetişen bireylerin görev ve sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirebilme gücünü kazandırma vazifesi başta anne ve babalara, sonra da bütün topluma düşmektedir.
İslam Dini gençliğin güzel geçirilmesine çok önem vermiş, bu zaman diliminde insanlığın hayatını sıkıntıya sokacak davranışlar yasaklanmıştır. Bu dönemde yetişen bireylerin görev ve sorumluluklarını tam anlamıyla yerine getirebilme gücünü kazandırma vazifesi başta anne ve babalara, sonra da bütün topluma düşmektedir.
Bir ülkenin geleceği, en büyük enerjisi gençliktir. Gençliğin başıboş bırakılması, milli ve manevi değerlerden yoksun olarak yetiştirilmesi toplumlar için büyük sıkıntılar doğuracaktır. Bu sebeple gözümüzün nuru olan gençlerimizi ilimle, imanla, güzel ahlakla yetiştirmek için elimizden gelen bütün gayretleri göstermeliyiz. Unutmayalım ki, zararlı alışkanlıklara müptela olmuş, çirkin ahlakla donatılmış, milli ve manevi değerlerden uzaklaşan gençlerin zararı hem kendisine hem ailesine hem de bütün topluma olacaktır.
13 Ekim 2014 Pazartesi günü İshakpaşa Camii önünde “Camiler ve Din Görevlileri Haftası”nın açılış programı yapıldı. Program Yeşil Camii İmam Hatibi Recep Aydın tara-fından sunuldu. Programa İlçe Kaymakamımız Ali Akça, Belediye Başkanımız Alinur Aktaş, İlçe Milli Eğitim Müdürümüz Fatih Bilican, İlçe Müftümüz Bayram Canbey, siyasi partilerin temsilcileri, basınımızın değerli mensupları, Kur’an kursları ve cami görevlileri ile vatandaşlarımız katıldı. Program, İstiklâl Marşının okunuşu ve Kur’an Kerim tilavetiyle başladı. Kur’an-ı Kerim İshakpaşa Camii müezzini Hasan Tüfekçi tarafından okundu. Mehter konserinin ardından günün anlam ve önemini içeren protokol konuşmaları Din Görevlileri Dernek Başkanımız Osman Çiçekfidan, İlçe Müftümüz Bayram Canbey, İlçe Belediye Başkanımız Alinur Aktaş ve İlçe Kaymakamımız Ali Akça tarafından yapıldı. Karalar Mahallesi Camii İmam Hatibi tarafından yazılmış olan “Bir Gençlik İstiyorum” başlıklı şiir yine kendisi tarafından okundu. Hafta dolayısıyla camilerin inşaatlarının yapılmasında tamamlanmasında emeği geçen bazı dernek başkanlarına birer plaket takdim edildi. Program yapılan pilav ikramıyla son buldu.
Hafta boyunca Müftüğümüz tarafından gerçekleştirilen toplantı, konferans ve panel şeklindeki programlarla dolu dolu etkinlikler yapıldı. Emeği geçenlerden Allah gani gani razı olsun. GENÇLERİMİZİ CAMİDEN VE İBADETLERDEN ALIKOYAN UNSURLAR VE ÇÖZÜM YOLLARI
Burada yeri gelmişken hafta etkinliklerinde eksik kaldığını düşündüğüm birkaç hususu da hatırlatmak istiyorum.
Bu etkinliklere, gençlere yönelik açık ya da kapalı bir alanda ilahi konseri verilerek bir Gençlik Şöleni gibi kutlanabilir, zenginlik katılabilirdi. İlçemiz tarihi camilerinden İshakpaşa Camii, Yıldırım (Cuma) Camii ve Kurşunlu Yıldırım Camii başta olmak üzere yeni yapılan camilerimizden Sani Konukoğlu Camisi ve Organize Sanayi Bölgesi Camisinde en azından birer gün “Açık kapı Günü” yapılıp gençlerimiz, ortaöğretim ve üniversite öğrencilerimiz buralara davet edilmiş olsaydı ve gençlerimize dinimizin güzellikleri yerinde ve canlı bir şekilde anlatılmış olsaydı, onlar da bu heyecanı bizzat yaşamış olurlardı. Yine İnegöl Belediyemiz tarafından yaşlılarımız gezilere götürüldüğü gibi Camiler Haftasın-da da, gençlerimiz İstanbul ve Edirne’deki tarihi camilerimiz gezdirilmiş olsaydı çok daha güzel olurdu.
Burada bir hatıramı da sizlerle paylaşmak istiyorum. İnegöl Belediyesi ve Bursa Büyükşehir Belediyesi eski Başkanlarımızdan merhum Hikmet Şahin’in, İnegöl İmam Hatip Lisesinde öğretmenlik yaptığı yıllarda onun rehberliğinde yaptığımız İstanbul gezisinde, başta Ayasofya Camii olmak üzere diğer ziyaretleri halâ hatıralarımda saklı durmaktadır. Allah kendisinden bu vesileyle bir kez daha razı olsun. Mekanı cennet, ruhu şad olsun.
Yüce Rabbim imanla, irfanla, güzel ahlakla, vatanına, milletine bağlı geçmişten almış olduğu enerjisini geleceğe aktarabilen gençler yetiştirmeyi cümlemize nasip etsin. Zararlı alışkanlıklara müptela olmuş kardeşlerimizi bu sıkıntılardan kurtarsın. Hayırlı gelecekler görmeyi nasip etsin.
Geçmişten günümüze kadar camilerimizin imar ve inşasında vazife almış, emek sarf etmiş, dert edinmiş bütün Mü’min ve Mü’minatı, bu cami ve mescitlerde her kademe-de görev yapmış din gönüllüsü hocalarımı, camilere cemaat olup dar-ı bekaya irtihal etmiş bütün herkesi rahmetle, şükranla yâd ediyorum. Makamları Cennet olsun. Allah cümlesine ve bizim de geçmişlerimize rahmet eylesin.