Yüce Allah insanoğlunu en mükemmel bir şekilde yaratmış ve hayatını devam ettirmesi için sağlıklı bir vücut vermiştir. İnsanoğluna verilen bu beden, kendisine emenet bırakılmış, yanlış ve zararlı yollarda kullanılmaması tavsiye edilmiştir.
Yüce dinimiz İslâm akılı, canı, nesli, malı ve dini korumayı esas almış, bunları güzelce değerlendirmeyi farz kılmış, bu değerlere herhangi bir şekilde zarar verilmesini şiddetle yasaklamıştır. Dünya ve ahiret mutluluğunu engelleyen kişisel, ailevi ve toplumsal huzursuz- luklara yol açan başta alkol, içki ve sigara olmak üzere bütün zararlı alışkanlıklar yasaklanmıştır.
Uyuşturucu maddelerden sigara, alkol ve diğer zararlı alışkanlıkların en belirgin özelliği az miktarda kullanılsalar bile, zamanla bağımlılık yapmalarıdır. Bütün insanları, özellikle çocuklarımızı ve gençlerimizi sigara, alkol ve diğer zararlı alışkanlıkların ağına düşmekten korumak hepimizin görevidir.Yapılan araştırmalara göre sigara kullananların yaşı 10-11 e kadar düşmüştür. Bu durumu zaman zaman kendi gözlemizle de şahit olmaktayız. Diğer uyuşturucu maddeleri kullanan gençlerin sayısı da hızla artmaktadır.
Kur’an-ı Kerim’de Yüce Rabbimiz; “Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın.” 1-(Bakara süresi, 195) buyurarak, bile bile intihar etmek olan sigara, içki, uyuşturucu ve benzeri bütün kötülüklerden uzak durmamızı emretmektedir.
Diğer bir Ayette ise; “Ey iman edenler! Şarap, kumar, dikili taşlar (putlar), fal ve şans okları birer şeytan işi pisliktir; bunlardan uzak durun ki kurtuluşa eresiniz.” 2-(Maide süresi, 90) buyurmaktadır.
Sevgili Peygamberimiz de bir Hadisi Şeriflerinde; “Sarhoşluk veren şeylerden sakının. Çünkü sarhoşluk veren şeyler bütün kötülüklerin anasıdır.” 3-(Nesei, Eşribe, 44) buyurmuştur.
İçkinin vücudu tahrip ederek birçok hastalıklara sebep olduğu, zihnin faaliyet dengesini bozduğu, içki yüzünden çeşitli kavgaların yaşandığı, trafik kazalarının meydana geldiği ve nice ailelerin içki ve diğer zararlı alışkanlıklar yüzünden dağıldığını görmekteyiz. Bu zararlı alışkanlıkların aile hayatına, iş hayatına, aile ve ülke ekonomisine, ferdî ve toplumsal ahlaka (namus, iffet, şeref, haysiyet) gibi manevi değerlere verdiği zararlar sayılamayacak kadar çoktur. İntiharların, cinayetlerin, her türlü kötülük, gasp ve anarşinin temelinde içki ve uyuşturucu maddeler gelmektedir.
Birçok ülkede yasaklanan uyuşturucu maddesi bonzai de, son zamanlarda ülkemizde birçok gencin ölümüne sebep olmaya devam etmektedir. Bu gibi maddeler insanların aklını örter ve bu yüzden dinimiz bu gibi maddelere müsaade etmez ve bunlar helal değildir. Bu gibi zararlı maddelerin alınması, satılması ve içilmesi haramdır. Bu konularda herkesin üzerine düşen görevler vardır. Bonzai konusunda halkımızı uyarmalı ve uyandırmalıyız. Özellikle gençlerimize bu konularda yeterli, doğru ve sağlıklı bilgiler vermeliyiz.
Yazılı ve görsel basında gördüğümüz şekliyle; Bonzai çok kısa zamanda içen kişiyi etki altına alıyor ve aynı zamanda tesiri çok büyük bir madde olduğu görülüyor. Bonzai yere yatırıp öldürüyor gençlerimizi. Buradan annelere, babalara sesleniyorum aman yavrularımıza dikkat edelim. Ne yiyip ne içtiklerini kontrol edelim. Bu konuda dikkatli olup gençliğimize sahip çıkalım. Gençlerimiz bizim gençlerimizdir. Bir kişi bile bonzai maddesinden dolayı hayatını kaybetse herkes gibi şahsen ben de çok üzüntü duyuyorum. Acaba biz üzerimize düşen görevleri yapmadık mı? diye. Bütün camilerimizde ve kuran kurslarımızda bu konu üzerinde durulmaktadır. Bu konuda yetkili merciler de gerekli tüm tedbirleri almaktadırlar.
Çocuklarımızın ve gençlerimizin faydalı alışkanlıklar kazanmalarına yardımcı olalım. Sanat ve spor faaliyetleriyle uğraşan gençler, zararlı ve bağımlılık yapan maddelerle meşgul olmazlar. Başarı ve mutluluğun ilk şartı sağlıktır. Ancak sağlıklı insanlar başarılı ve mutlu olabilir, kendilerine ve insanlığa faydalı olabilirler. Çocukların zararlı maddelerden uzak durmaları konusunda başta aile bireylerine ve herkese büyük görev düşmektedir. Türkiye`de yılda yüz bin boşanma olayı yaşanmaktadır. Boşanan aileler, toplumda tedavisi mümkün olmayan yaralara neden olmaktadır. Araştırmalara göre uyuşturucu, alkol, sigara, kumar ve diğer kötü alışkanlıklara bulaşan çocukların büyük kısmı an-ne ve babası boşanmış, dağılmış ailelerdir. Sevginin boşluğunu zehirle doldurmayın. Sigara, alkol ve uyuşturucu madde; kitle imha silahı gibidir. Bu sebeple zararlı alışkanlıklardan uzak duralım. Hem kendimize hem çocuklarımıza hem de gençlerimize örnek olalım. Mutlaka onların eğitimlerine dikkat edelim.
Ferdin eğitiminden söz açılmışken, din eğitiminden de bahsetmemek mümkün değildir. Sağlıklı bir din eğitimi, iyilikleri, sosyal adalet ve dayanışmayı desteklediği gibi, tüm kötülüklerin, fuhuş, içki, uyuşturucu ve kumar alışkanlıklarının da azalmasına yardımcı olur. Bu alanda bütün insanların, özellikle de yetişmekte olan gençlerin dinin moral desteğine ihtiyaçları vardır. Alkol ve uyuşturucu maddelerin terk edilmesinde, hiç şüphesiz inancın kesin rolü vardır. Birçok insan, alkolik ve kumarbaz olarak sefil bir hayat içerisinde iken dönüş yapmışlar, tevbekâr olmuşlar ve böylece eski alışkanlıklarını terk ederek dindar bir hayat yaşamaya başlamışlardır.
Bu itibarla yeni nesiller, inanç boşluğundan kurtarılmalı, onlara büyük idealler, büyük hedefler gösterilmelidir. Anne ve babalar, çocuklarının kimlerle arkadaşlık yaptığını takip etmeli, çocuklarının bu zehirli tuzaklara düşmemesi için ellerinden gelen tedbirleri almalıdırlar. Kimse alkolik olacağım diye içkiye ve eroinman olacağım diye de uyuşturucu maddelere başlamamıştır. Bu gibi zararlı maddelere hep küçük heveslerle başlanmıştır. Bir, iki, üç, beş derken, bir de bakarsın ki şahıs günün birinde alkolik olmuştur.
Zaman kaybetmeden gereken tedbirleri alarak zararlı alışkanlıklardan kendimizi, çocuklarımızı ve gençlerimizi bir an önce kurtarmalıyız. Beyni uyuşturulmuş, sağlıklığını kaybetmiş ve her şeyini yitirmiş nesillere sahip bir milletin ayakta durması mümkün değildir. Bu nedenle anne baba, aile-okul-cami ve toplum olarak el ele verip neslimizi her türlü zararlı alışkanlıklardan koruyalım.