Gençlik dönemi, insan hayatının en önemli ve en verimli dönemidir. Bu dönem insan hayatının gelecekte alacağı durumu büyük ölçüde etkileyen ve biçimlendiren kararların alındığı, insan kişiliğinin büyük ölçüde tamamlandığı bir dönemdir. İnsan geçimini sağlayacağı mesleğini, hayatını paylaşacağı eşini bu dönemde seçer. Önemli ölçüde değer yargılarına, dünya görüşüne, zihniyet yapısına bu dönemde kavuşur. Onun içindir ki gençlik dönemi insanın sosyal kişiliğine kavuştuğu, olgunlaştığı, kişiliğini bulduğu, kimlik sahibi olduğu bir çağdır. Bunun için gençlerimize sahip çıkalım onların eğitim ve sorunlarıyla ilgilenelim. Allah’ın razı olduğu bu gençleri yetiştirmek için gerekeni yapalım. Kur`an`da Rabbimiz Ashab-ı Kehf gençlerinin iman mücadelesini örnek olarak anlatmaktadır. “Biz sana onların kıssalarını gerçek olarak anlatacağız. Hakikaten onlar, Rablerine iman eden birkaç genç idi. Biz de onların hidayetlerini artırdık.” (Kehf, 18/13)
Bugünün gençleri Ashab-ı Kehf`i iyi anlamalıdırlar. Bütün zorluklara karşı onların tevhid mücadelesi her zaman diğer gençler için örnektir. Genç denildiği zaman sadece erkekleri anlamamak gerekir. Genç kızları da unutmamak gerekir. Rasulullah (s.a.v) Allah’a ibadet içinde olan gence nasıl bir müjde vermiştir? Hz. Ebu Hureyre (r.a) anlatıyor: "Resulullah (s.a.v) buyurdular ki:
"Yedi kişi var, Allah onları hiçbir gölgenin olmadığı Kıyamet gününde kendi gölgesinde gölgeler:
-Adil yönetici,
-Allah`a ibadet içinde yetişen genç,
-Tekrar dönünceye kadar kalbi mescide bağlı olan kimse,
-Allah için birbirlerini seven, Allah rızası için bir araya gelip, Allah rızası için ayrılan iki kişi,
-Güzel ve makam sahibi bir kadın tarafından davet edildiği halde; "Ben Allah`tan korkarım" de(yip icabet etmey)en kimse,
-Allah`ı tek başına zikrederken gözlerinden yaş boşanan kimse." (Nesâi, Kudât, 2)
Peygamber efendimiz büyüklerine saygılı gençler hakkında şöyle buyurmuştur: Enes İbni Mâlik (r.a)’den rivayet edildiğine göre, Peygamber (s.a.v) şöyle buyurdu: “Allah Teâlâ, yaşından ötürü bir ihtiyara saygı gösteren gence, yaşlılığında hizmet edecek kimseler lutfeder.” (Tirmizî, Birr, 75) Gençlerimize Mus`ab b. Umeyr`i de hatırlatmamız gerekir. O zengin genç sahabi iman ettikten sonra bütün malını Allah yolunda harcadığı için ölümünden sonra kefen parası bile kalmamıştır. İşte örnek bir genç…
Yüce Peygamberimiz (a.s.m.) en hayırlı gençlerle ilgili bir hadislerinde şöyle buyurur: "Gençlerinizin en hayırlısı ihtiyarlarınıza benzeyendir. İhtiyarlarınızın en şerlisi, gençlerinize benzeyendir." (Feyzü`-l Kadîr, 15:776) Elbette buradaki "benzemek"ten kasıt, kılık-kıyâfette birbirlerini taklit etmek veya saçların ağarması, dökülmesi, yüzlerin kırışması değildir.
Gençlerin dünyanın fâniliğini kavrayıp, ebedî hayatları için çalışmalarında, ölümü düşünmelerinin büyük etkisi vardır. Bir gün mutlaka öleceğini düşünüp o şuur ile çalışmayan, kendisine âhireti kazanmak için verilen ömür sermayesini boş yere harcar. Gelip geçici lezzetlere dalar, dünyayı bir oyun ve eğlence alanı zanneder. Peygamberimiz, "Lezzetleri tahrip edip acılaştıran ölümü çok zikrediniz" (Tirmizi, Zühd: 2), buyurarak, bizleri bu gafletten kurtarmak ister.
Nitekim Abdullah ibni Ömer`in (r.a.) anlattığı şu hâdise ne kadar ibretlidir:
Ensardan bir adam gelerek, Peygamberimize (a.s.m.) şöyle sordu:
"Yâ Resûlâllah, mü`minlerin hangisi daha akıllı, daha şuurludur?"
"Ölümü en çok hatırlayanı ve ölümden sonrası için en güzel şekilde hazırlananı. İşte onlar en akıllı, en şuurlu olanlarıdırlar." (Ibn-i Mâce, Zühd: 31)
Yine Abdullah ibni Ömer (r.a.) şunları anlatır: Resul-i Ekrem (a.s.m.) vücudumun bir yanından tutarak şöyle buyurdu:"Dünyada sanki bir garîb (gurbette olan yabancı), hatta yoldan geçen bir yolcu imişsin gibi ol ve kendini kabir halkından (biri) say. " Daha sonra İbni Ömer (r.a.) sözüne şöyle devam etti: Sabaha çıktığın zaman kendine akşamın sözünü etme, akşama çıktığın zaman da kendine sabahın sözünü etme. Hastalığından önce sıhhatinden, ölümünden önce hayatından (istifâde edip tedbir) al. Çünkü sen, ey Abdullah! Yarın adının (mutlu mu, bedbaht mı) ne olacağını bilemezsin. (Tirmizi, Zühd: 25)
Gerçekten de, dünya hayatının fâniliğini bundan daha güzel anlatan bir söz olamaz. Çünkü, insanın elinde bulunan "ömür" ve sahip olduğu zaman, sadece bir "an"dır. Hiç kimse, bir sene, bir ay, bir gün, hatta bir saat sonrasına kadar yaşayacağını garanti edemez. O halde bulunduğu anı, en güzel bir şekilde değerlendirmeli, Allah`a hakkıyla kul olmalıdır. Bununla birlikte, dünyanın fâniliğini anlamak ve zevklerini terketmek demek, kendisini Allah`ın nimetlerinden mahrum etmek değildir. Bu hususu şu hadîs çok güzel ifade eder:"Dünya zevkinin terki, helâl bir şeyden kendini mahrum etmek veya malı elden çıkarmakla değildir. Fakat dünya sevgisinin terki, elinde bulunanların Allah`ın katında bulunanlardan daha güven verici olmaması ve bir musibete uğradığın zaman o musibet sende bırakılmış olsaydı sevabı için ona daha istekli olmandır." (Tirmizi, Zühd: 29)
Gençlerin dünyaya dalmamaları için sadece ölümü düşünmeleri yeterli değildir. Aynı zamanda ölümden sonrasını da tefekkür etmek gerekir. Kabir hayatını, Kıyameti, Haşir Meydanını, muhasebe ve muhakemeyi, Mizanı, Sıratı ve Cehennemi de iyice düşünmek lâzımdır ki, buraların azabından kurtulmak için Allah`a sığınalım ve zamanımızı Allah`ın istediği tarzda geçirelim. O halde gençlerimize sahip çıkalım ve şu tavsiyelere riayet edelim;
- Gençlere öncelikle sağlam bir İslam bilinci ve ahlakı verelim ki inanç boşluğuna ve - ahlaksızlığa düşmesin.
- Onları sevdiğimizi, arkadaş gibi yanlarında olduğumuzu her fırsatta hissettirelim.
- Kötü arkadaş ve çevrelerden uzaklaştıralım.
- Zararlı ideoloji ve fikirleri tanımalarında yardımcı olalım.
- İçki, kumar, uyuşturucu, sigara, fuhşiyat gibi kötü alışkanlıklardan koruyalım.
- Okuldaki eğitimiyle dersleriyle, ihtiyaçlarıyla yakından ilgilenelim.
- Ülke ve milletimize faydalı bir meslek edinmesine yardımcı olalım.
- Gençliğe önem verelim, eğilelim çünkü onlar bizim geleceğimiz…
- Okulda öğretmenler her yönüyle onlarla ilgilenmeli onları hayata iyi yönde hazırlamalıdırlar.
- Onlara okuma alışkanlığı kazandırılmalıdır.
Şevket BOYRAT
Çeltikçi Mah. Camii İmam Hatibi