Diyanet İşleri Başkanlığımız, halkımızın yaygın din eğitimi ihtiyaçlarına ilişkin taleplerinin önemli bir kısmını, Kur’an kursları ve yaz Kur’an kursları aracılığıyla karşılamaya çalışmaktadır. Bu kurslarda yürütülen din eğitimi ve öğretimi faaliyetlerinin daha etkin ve verimli hale getirilmesi için çalışmalar  devam etmektedir. Çeşitli nedenlerle Kur’an kurslarına devam etme imkanı bulunmayan vatandaşların da zaman zaman din eğitimi taleplerini Başkanlığımıza ve Müftülüklerimize ilettikleri bilinmektedir. Bu çerçevede Başkanlığımız, vatandaşların artan bu din eğitimi taleplerini yeterli ölçüde karşılamak amacıyla Kur’an kursu bulunmayan veya bulunup da kapasite, öğretici sayısı, çalışma saatleri ve benzeri nedenlerle ihtiyaca cevap veremeyen yerlerde yaygın bir din egitimi faaliyeti olarak “Camilerde Kur’an Öğretimi” projesini uygulamaya koymuştur.

Kur’an öğretimi Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından Müftülüklerimizin bünyesinde  uzun süreli  yatılı veya gündüzlü erkek ve bayan Kur’an kursları, hafızlık kursları, yaz Kur’an kursları, cami dersleri ve camilerde Kur’an öğretimi kursları aracılığı ile yürütülmektdir. Camilerde Kur’an öğretimi kursları,  ekim  ayında başlayıp nisan ayı sonunda bitirilmek üzere hafta en az  üç gün, toplam  6 saat olmak üzere 150 saatlik Kur’an öğretimi programına katılma imkanı vardır. Ancak  kursların açılabilmesi  için 15-16 kişinin dilekçe ile  müracaat etmeleri gerekmektedir. Böylelikle tüm camilerimizde özellikle vaktin daha müsait olması dolayısıyla yatsı namazından sonra Kur’an Öğretimi kurslarının açılması mümkün olacaktır.

Dinimizde Kur’an’ı öğrenmenin ve öğretmenin fazileti de çok büyüktür. Resulullah (s.a.v) bu konuda da şöyle buyurmaktadır.” Sizin en hayırlınız, Kur’an’ı öğrenen ve öğreteninizdir.” ( Buhari, Fedailu’l- Kur’an,21) İslam dinini ana hatlar ile öğrenmek, ancak Kur’an’ı düzgün okuyup, doğru anlamaya bağlıdır. Din eğitiminin temeli Kur’an’ı Kerim öğretimiyle başlar. Dolayısıyla çocuklarımıza ve gençlerimize belirli yaşlarda öncelikle Kur’an öğretilmesi son derece önemlidir.  

Kur’an’ı Kerim, her Müslüman tarafından hem  lafzıyla ve hem de  manasıyla öğrenilmesi gereken bir kitaptır. Hayatımızı nasıl yaşayacağımız, neleri yapıp neleri yapmayacağımız onda yazılıdır. Allah Teala bu konuda şöyle buyurmaktadır: “ Bu Kur’an; kendisiyle uyarılsınlar, Allah’ın ancak tek ilah olduğunu bilsinler ve akıl sahipleri düşünüp öğüt alsınlar diye insanlara bir bildiridir.” (İbrahim,14/52) Diğer bir ayette ise şöyledir: “ O, Sizi karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için kulu Muhammed’e apaçık apaçık ayetler indirendir. Şüphesiz Allah, size karşı çok esirgeyici, çok merhametlidir.” (Hadid, 57/9) Resulullah (s.a.v)’de şöyle buyuruyor: “Size iki şey bırakıyorum. Bunlara uyduğunuz  müddetçe asla sapıtmazsınız; Allah’ın kitabı Kur’an’ı Kerim ve Resulünün sünneti.” (Buhari, Fedailu’l- Kur’an,21) Görüldüğü gibi, Müslüman olarak ayakta kalabilmenin yolu Kur’an’ı tanımaktan ve onunla amel etmekten geçmektedir. Tabii ki Kur’an’ı tanımak ve onunla amel etmek için her şeyden önce  Kur’an’ı Kerimi lafzen ve manen öğrenmemiz gerekmektedir.

Kur’an geldi ve kız çocuklarını diri diri toprağa gömülmekten, insanları köle olmaktan kurtardı. O yüce kitap geldi ve her türlü zulmü, zulmeti ortadan kaldırarak adaleti tesis etti. Müminlerin yüreklerini birleştirdi onları birbirine kardeş kıldı. Bu halde o büyük kitabı okumadan öğrenmeden bu dünyadan ayrılmak hiç doğru olur mu?

Çocuklarımız, gençlerimiz, kadınlarımız, kızlarımız hepsi bu kitabı okumalı ve öğrenmeli. Eskiden bu topraklarda kuran okumasını bilmeyen kimse olmazdı ama şimdi Kur’an bilmeyen insanlara rastlayabiliyoruz. Halbuki Kur’an her birimize gönderilen bir kitaptır. Onun okunması ibadet, ona bakılması ibadet, onun tefsiri ibadet, onunla amel etmek ise daha büyük ibadettir. Ama asıl olan bize emrettiklerini yapmaktır. O bize insanlık içinden çıkarılmış hayırlı bir ümmet olduğumuzu hatırlattı, adil olmamızı, iyi bir anne, baba, kardeş, evlat, komşu, dost, arkadaş, olmamızı emretti. Doğru konuşmayı, ahde vefa göstermeyi, sadakati, Furkan sahibi olmamızı, hak ile batılı, şerle hayrı, iyiyle kötüyü, güzelle çirkini, fark etmemizi öğretti.

Peygamber Efendimiz (s.a.s) gençlerin Kur’an öğretimine büyük önem göstererek yalnızca onlara Kur’an’ı okumakla yetinmemiş,  aynı zamanda Hz. Osman, Ebu Musa, Abdullah b. Mesud, Ubeyy b. Kâ’b gibi guzide güzide şahsiyetlere  Kur’an öğretimi hususunda görevler vermiştir. Sayıları üç yüzü bulan ve ashab-ı suffe adı verilen bu insanlar mescitte ve mescidin önündeki sofada yatıp kalkarak gece gündüz Kur’an okuyup öğrenmişlerdir. İbadethanenin aynı zamanda bir eğitim ve öğretim merkezi olarak kullanılması belki de tarihte ilk defa bu boyutlara ulaşmıştır.

Diyanet İşleri Başkanlığı`nın ``Kur’an Kurslarında Hizmet Çeşitliliği`` projesi de çalışan kesim için büyük fırsattır. Diyanet`in projesi doğrultusunda, 12 kişilik grup oluşturanlara da istedikleri yer ve zamanda Kur`an-ı Kerim öğrenme fırsatı sunuyor. Ücretsiz hizmet, sıcacık bir ortam... Burası  Kur`an Kursu. Gelenlerin kimi çocuk, kimi orta yaşlı, kimi ihtiyar. Onları burada buluşturan tek gaye ise Yüce Kitabımız Kur`an-ı Kerim`i okuyabilme arzusudur.Her geçen gün yeni öğrencilerle, yeni açılan sınıflarla hizmeti daha da büyüten kurslarımızın sloganı da aslında amacını özetliyor: "Kur`an okumayı bilmeyen kalmasın!" Kur’an-ı Kerim’i okuma, itikat, ibadet, ahlak ve siyer alanlarında temel dini bilgileri öğrenmenin yanında, milli birlik ve beraberliği pekiştiren, sevgi, saygı ve dostluk bağlarını güçlendiren, bir arada yaşama bilincinin oluşmasına katkıda bulunan Kur’an kurslarımız, 2014-2015 eğitim-öğretim yılına “Yaratan Rabbinin Adıyla Oku!” temasıyla başladı. Kur’an kurslarından daha fazla vatandaşımızın yararlanmasına imkân sağlamak üzere, Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından muhatap kitlenin ilgi ve ihtiyaçlarını önceleyen bir anlayışla programlar hazırlanmakta, böylece kamuda veya özel sektörde çalışan/çalışmayan, erkek-kadın, çocuk-yetişkin her yaş ve seviyeden bireyin, istedikleri öğretim programlarına, istedikleri gün ve saatlerde katılımları amaçlanmaktadır. Nitekim 2013–2014 eğitim-öğretim döneminde İhtiyaç Odaklı Kur’an Kursları Öğretim Programı’ndan 1 milyon 121 bin 440, Hafızlık ve Hafızlık Eğitimi Temel Öğretim Programı’ndan ise 37 bin 85 kişi istifade etmiştir.  Ayrıca yeni bir uygulama olarak bu eğitim-öğretim yılından itibaren, mesai saatleri dışında ve hafta sonlarında her il ve ilçede bir Kur’an kursunun açık tutulması sağlanacaktır. Böylece mesai saatleri içerisinde kurslardan faydalanma imkânı bulamayan vatandaşlarımızın da Başkanlığımızın yaygın din eğitimi hizmetlerinden yararlanmalarına imkân tanınmış olacaktır.

Bu hizmetle birlikte artık Kur’an-ı Kerim’i öğrenmek için hiçbir engel kalmamıştır. Özellikle çalışma mecburiyeti durumunda olanlar veya değişik sebeplerle gündüz Kur’an Kurslarına gelme imkânını yakalayamayan kardeşlerimiz için özellikle şu uzun kış geceleri müthiş bir fırsattır. 12 kişilik grup oluşturanlar da istedikleri yer ve zamanda Kur’an-ı Kerim öğrenmek için Müftülüklerimize ve Kur’an Kurslarımıza ve Camilerimize müracaat ederek bu fırsatlardan yararlanabilirler.

Netice itibariyle Müslümanın hayatında Kur’ân’ı okuyup anlama ve yaşamanın ayrı bir değeri vardır. Kur’ân, doğumdan ölüme bütün hayatı kuşatan hükümler vaz‘ etmektedir. Özellikle sekülerleşen günümüz dünyasında hayatı Kur’ân’la yaşamanın gayreti içerisinde olmak apayrı bir anlam kazanmaktadır.

                                                                                        Şevket BOYRAT

                                                                              Çeltikçi Mah. Camii İmam Hatibi