Ramazan ayı; dini duyguların coştuğu, camilerin dolup taştığı, ibadet etme şuurunun en üst seviyede yaşandığı bir zaman dilimidir. Müslümanların ayrılmaz bir parçası olan birçok güzellikler, özellikle bu ayda yaşanmaktadır. “İslam güzel ahlaktır” (Kenzü’l-Um-mal, 3/17,H. no:5225) Hadis-i Şerif’inin mesajı en gerçekçi haliyle yine bu ayda görülmektedir. Dini hayatımızda çok önemli bir yeri olan Ramazan ayını geride bıraktık. Bu mübarek ayda, oruçlarımızı tutmaya, dini görevlerimizi yerine getirmeye, namazlarımızı kılmaya çalıştık. Beş vakit namaza ilave olarak teravih, teheccüd ve tesbih namazlarını kıldık. Fakirleri gözetmek ve düşkünlere yardım etmek amacıyla fitre, zekat ve sadakalarımızı verdik. Bol bol Kur’an okuduk, dinledik ve hatimler yaptık. Dinimizin güzelliklerini gönlümüze yerleştirmeye ve İslam’ın ruhuna uygun bir hayat yaşamaya çalıştık. Allah’a karşı kulluk görevlerini yerine getirmenin ve nefsani arzularımıza engel olmanın, manevi bir zafer kazanmanın sevinci içerisinde ulaştığımız Ramazan Bayramını da hep birlikte sağlık ve afiyet içerisinde yaşadık.
Ramazan ayında kazandığımız güzel hasletlerin ve yerine getirmeye çalıştığımız ibadetlerin Ramazan ayından sonrada devam ettirilmesi gerekir. İbadetler-de esas olan devamlılıktır. Nitekim Sevgili Peygamberimiz, “Allah’ın en çok sevdiği ibadet az da olsa devamlı olanıdır.” (Buhari, İman 32; Müslim, Müsafirin 221) buyurmuştur. Ramazanda sabrı, paylaşmayı ve başkalarını düşünmeyi öğrendik. Kimsesizlere şefkat ve merhamet kanatlarımızı gerdik. Camilerimiz, cemaatle kılınan teravih namazları dolayısıyla bir güzellik kazandı. Kubbelerimizde tekbirler, salavatlar, dualar ve Kur’an tilavetleri yankılandı. Fert ve toplum olarak elde ettiğimiz bu güzellikleri ve kazanımları, hayatımızın her anını kuşatacak şekilde devam ettirmeli-yiz. Böylece elde ettiğimiz ahlaki güzellikler ve yaptığı- mız ibadetlerle toplumda huzur ortamının oluşmasına katkısı olacağını da unutmayalım. Hicr süresinin 99.cu ayetindeki “Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et” emrine uygun olarak, hayatımız boyunca sayısız nimetlerle bizlere ihsanda bulunan Cenab-ı Hakk’a karşı kulluk görevlerimizi yerine getirelim. Yü-ce kitabımız Kur’an-ı Kerim’i okuyarak elde ettiğimiz güzelliği, Ramazandan sonra da meal ve tefsir okumak suretiyle devam ettirmeye çalışalım. Edinmiş olduğumuz güzel ahlaki değerlerden uzaklaşmayalım. İbadet, tevbe, sadaka, salih amel ve gü-zel davranışlar ile arındırdığımız gönüllerimizi tekrar günahlarla kirletmeyelim. Unutmayalım ki Ramazan ayında yaptığımız ibadetleri ve edindiğimiz güzellikleri devam ettirmemiz, onların kabul edildiğinin bir işareti olacaktır. Hayatını bu şekilde tanzim eden bir kimse için; yaşadı- ğı bir ömür Ramazan, Rabbine kavuştuğu an da bayram olacak tır. Müslüman, yaşadığı sürece dinin emir ve yasaklarına uymak mecburiyetindedir. İslam mevsimlik bir din değildir. Süreklilik isteyen ve devamlı olan bir dindir.
Ramazan’ı Şerif’ten sonraki şevval ayında oruç tutmak öteden beri önemli bir sünnet ibadet olarak gelmiştir. Sevgili Peygamberimiz (sav); şevval ayı orucunun bir sene oruç tutmuş gibi sevaba nail olacağını duyurmuş, bu yüzdende bir ay Ramazan orucunu tutanlar, şevvalde altı gün oruç tutmakla bütün seneyi oruçlu geçirmiş olma sevabını kaçırmak istememişlerdir. Bu konudaki şerif’i ve yorumunu şöyle ifade edebiliriz. “Kim oruçla geçirdiği Ramazan ayından sonraki şevval ayında altı gün oruç tutarsa, bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi olur.” (Riyazü’s-Salihin, c.2,s.510,2) Ramazan boyunca oruç tutan bir kişi her orucuna on sevap almışsa toplam üç yüz sevap eder. Şevval ayında tutmuş olduğu orucunada onardan altmış sevap alınca, eder üç yüz altmış. Yani bir senelik sevap. Dolayısıyla kişi Hadis-i Şerif’in işaret ettiği sırra nail olur. Böylece insan bütün seneyi oruçlu geçirmiş gibi manevi kazanç elde edebilir. Bu orucun peş peşe tutulması şart değildir.
NEGÖLDE RAMAZANDA YAŞANAN GÜZELLİKLER VE OLUMSUZ DURUMLAR
Ramazan ayı, ülkemizde ve ilçemizde birçok güzellikleri de beraberinde getirmiştir. Bu sene Ramazan ayının Temmuz ve Ağustos ayına denk gelme-si, havaların açık ve serin geçmesi özellikle Ramazan gecelerine, iftar ve sahur sofralarına daha da bir güzellik katmıştır. İlçemizde bu havaları değerlendirmek isteyen bir çok aile özellikle kuğulu park, kültür park, kır bahçeleri ve bahçeli köfteci ve lokantalarda piknik havası içerisinde iftar ve sahur yapma imkanı bulmuşlardı. Yine oruç tutanların havaların serin geçmesi dolayısıyla çok tatlı bir şekilde bu ibadeti yerine getirdikleri görülmüştür. Ramazan ayında İnegöl aşevinde her gün yaklaşık 500-600 kişiye iftar yemeği verilmesi, İnegöl Belediyesi tarafından hem yurdışında hemde ilçemizde iftar yemekleri verilmesi, yine siyasi partiler, vakıf ve dernekler tarafın- dan iftar yemekleri verilmesi, gezici aşevleri kurulması, yoksul ve muhtaç olanlara, yetim ve öksüz insanlara yardımların ulaştırılması Ramazan ayına çok büyük zenginlik kazandırmış ve renk katmıştır. İftara yakın fırınlarda, Ramazan pidesi pişirilmesi, içli pideler yaptırılması, lokanta, pastane ve tatlıcılar tarafından süt helvası ve irmik helvası pişirilmesi, el yapımı içeceklerin hazırlanması, bayram için baklavalar hazırlanması bu aya güzellikler üstüne güzellikler katmaktadır. Yine Rabbimin bizlere sunduğu doğa nimetleri olan hurma, karpuz, kavun , üzüm, çilek ve şeftali gibi sebze ve meyvelerinde bu ayda bulunması sofralarımızı daha da güzelleştirmiştir. Yine çeşitli meşrubat ve meyve suları sofralarımıza cazibe katmıştır.
Ramazan ayında camilerimizde başta vaaz ve irşad hizmetleri olmak üzere, teravih namazları, mukabeleler ve yaz kursları dolayısıyla yoğun bir manevi atmosfer yaşanmıştır. Vaaz ve İrşad hizmetleri başta İlçe Müftümüz Sayın Bayram CANBEY olmak üzere emekli müftü, vaiz, meslek dersleri öğretmenleri ve imamlarla birlikte yine çalışmakta olan meslek dersleri öğretmenler, imamlar ve ayrıca kendi camilerinde vaaz eden hocalarımız tarafından yoğun bir şekilde merkezden hem öğlen hem de yatsı namazlarında diğer zamanlarda ise uygun vakitlerde köy ve şehir camile-ri dolaşılarak yüz yüze vaaz yapılmıştır. Ayrıca bayan vaize hoca hanım ve bayan kuran kursu hoca hanımlarından oluşan bir ekip de köy ve şehir camilerinde yüz yüze vaaz programları tertip etmişlerdir. Yaz kurslarının Ramazan ayı-na denk gelmesi dolayısıyla çocuklarımız cami, teravih, mukabele, oruç, sahur ve iftar programları ve ibadetleriyle tanışmışlardır. Başta İshakpaşa Camii, Sani Konukoğlu Camisinde okuyan çocuklara cemaat önünde mukabele okutulmuştur. Yine yaz kurslarına devam eden çocuklara bazı köy ve şehir camilerimiz tarafından iftar programları tertip edilmiştir. Yine Sani Konukoğlu Camisinde ilk defa Enderun Teravihi ve Cumhur Müeezzinliği tertip edilerek ayrı bir teravih heyecanı yaşanmıştır.Yine İshakpaşa Cami-sinin avlusunda Kadir Gecesinde İnegöl Müftülüğü ve İnegöl Belediyesi ile birlikte sahura kadar Kuran, tilaveti ve ilahiler eşliğinde dolu dolu bir yaşanmıştır. Kur’an kurslarımızda okuyan hafızlarımızın camilere dağılarak mukabele okuma geleneği yıllardır ilçemizde devam etmektedir. Yine ilçemizde bu sene 5 camimizde hatimle teravih namazı kılınmıştır. Bu ilçemizde yapılan çok hayırlı bir hizmettir. Özellikle camilerimizin minarelerinde yanın ışıklar ve bazı camilerimizde yapılan ışıklandırmalar buralara apayrı bir hava vermiş ve cazibeli getirmiştir.
Bütün bu güzelliklerin yanında yaşanan bazı olumsuzluklarda gözden kaçmamaktadır. Özellikle dini faaliyet gösteren bazı vakıf, dernek ve evlerde cemaat oluşturularak teravih namazı kılınması, camilere olan ilginin ve teravih cemaatinin azalmasına sebep olmaktadır. Bulunduğumuz yerin yakınında cami varken dışarıda cemaatle teravih namazı kılmak, camileri garib bırakmak anlamına gelir. Biz Müslümanlar olarak Cuma, bayram, teravih namazı ve beş vakit namazda bir araya gelmek süretiyle ancak cemaat ruhu kazanabiliriz. Bu ruhsattan sadece ihtiyaç halinde, camide cemaatle teravih namazını kaçırıldığında, hastalık ve yolculuk hallerinde istifade edilmelidir. Allah Resulü’nün bu konuda mescidlerle ilgili güzel bir müjdesi vardır. “Kalbi mescidlere bağlı kimse, Allah’ın arşının gölgesinden başka hiçbir gölgenin olmayacağı kıyamet gününde onun gölgesinde gölgelenecek yedi sınıftan biri olacaktır.” (Müslim, Zekat, 9) Bu müjdeye kavuşmak için teravih namazı da dahil olmak üzere camide cemaatle namaz kılmaya devam etmek lazımdır. Hz. Ömer (ra) zamanından beri camilerde 20 rekat olarak uygulanan teravih namazını Peygamberimizin (sav) 30 rekat olarak kıldığı konusundaki rivayetlerde göz ardı edilmemelidir. Bu nedenle teravih namazı camide cemaatle kılındığında mutlaka 20 rekat olarak kılınır. Bu durumun değiştirilmesi mümkün değildir. Bütün Müslümanların bu konuda çok hassas olmaları gerekmektedir.
İlçemizde son yıllarda açıktan oruç yiyenler ile açık mekanların sayısında da bir artış görülmektedir. Mazeretleri nedeniyle oruç tutamayan hastalar ve yolcular için hastane kafeteryaları, terminal kafetaryası ve lokantalarının açık bulundurulması bir nebze olsun normal karşılabilir ancak çarşı içerisinde cadde üzerinde bazı lokanta, kahve ve dönercilerin hiç perde çekme ihtiyacı bile duymadan aşikar yemek ve çay servisleri yapmaları doğrusu gelecek adına kaygı vericidir. Doğrusu çok yakın zamana kadar açık kahve ve lokanta bulmak neredeyse hiç mümkün değildi. Hastalıkları nedeniyle oruç tutmayanların sayısında da büyük artış bulunmaktadır. Ancak birçok kişi oruç tutup tutmamak kararını maalesef kendisi vermeye kalkıyor. Bu durum kişiyi sorumluluktan kurtarmayabilir. Çünkü bu kararı doktorun vermesi gerekmektedir.
Halk arasında ve özellikle tarım işleriyle uğraşanlar arasında oluşan yaygın bir görüşte şudur. Sıcak ve uzun günlerde oruç tutmak yerine kışın, kısa günlerde, işlerin olma- dığı bir zamanda keyfe keder oruç tutarım anlayışına sahip olmak. Bu anlayışın hiçbir dini geçerliliği yoktur. Şunu unutmayalım ki Ramazanda tutulan bir günlük orucun sevabını diğer günlerde tutmakla elde etmek mümkün değildir. Maalesef bu yaygın ve yanlış anlayış sebebiyle bir çok oruç tutmayan insan bulunmaktadır.
İnegöl Belediyemizin tertip etmiş olduğu sosyal ve kültürel etkinlikler arasında Ramazan sokağı etkinlikleri vardır. Bu etkinlikler arasında oyunlar, eğlenceler ve tasavvuf konserleri bulunmaktadır. Bu etkinlikler halkımız tarafından da takdir edilmektedir. Hatta Belediyemizin imamlardan oluşan güzel bir tasavvuf ilahi korosu da bulunmaktadır. Bu Ramazan da Ahmet ÖZHAN başta olmak üzere birbirinden değerli sanatçılar konserler verdiler. Ancak bu etkinliklerin saatinin teravih namazı saatiyle aynı saatlerde olması birçok insanın bu konserlerden istifade etmesine engel olmuştur. Bu konserlere ve etkinliklere katılanlar ise camide cemaatle teravih namazı kılmaktan ve 27 derecelik fazla sevap kazanmaktan mahrum kalmışlardır. Bu nedenle Ramazan sokağı etkinliklerini tertip eden yetkililerin bu hususa dikkat etmeleri daha çok insanımızın bu etkinliklerden faydalanmasına sebep olacaktır. Çünkü teravih namazına devam eden vatandaşlarımız bu konuda gerçekten muzdarip olmuşlardır.
Geçtiğimiz yıllarda özellikle İnegöl esnafının 3-5 araçlık konvoylar halinde her akşam bir köy camisine katıldıkları görülmekteydi. Bu durumun maalesef son yıllarda sanki biraz terk edildiği görülmektedir. Ancak bu sene bir farklılık olarak bazı siyasi partilerin başkan ve yöneticileri köy camilerinde teravih namazına iştirak ettiler ve kahve sohbeti yaptılar.