YILBAŞI VE KUMAR ALIŞKANLIĞI

 

 

Yine bir yılı daha geride bırakmak üzereyiz.

Birçoğumuz gelen yeni yılı coşkuyla kutlarken, birçoğumuz da bu yıl piyango bileti alayım. Yâda başka şans oyunları ile yeni yıla zengin gireyim hayalleri ile ap açık kumar oynayacaklar. Neticede kimi azda olsa bir şeyler kazanacak. Büyük bir çoğunluk ise hüsranla piyangoya verdiği paraya yanacak.

Oysa alın teri ile kazanılan paranın ne kadar tatlı ve kıymetli olduğunu bilmeyenimiz yoktur sanırım? Yoktur sanıyorum da bilet satan yerlerde şans kuyruklarını gördükçe, şaşmamak elde değil. Havaya para vermeyi ne kadar çok seviyormuşuz bir bilseniz.

Böylesine havadan para kazanmak merakı adeta bizleri esir almış gibi.ap açık kumar olan şans oyunlarına kapılmanın haram olduğunu bilmeyenimiz yok. Bildiğimiz halde neden şans oyunlarına rağbet ediyoruz? İşte bu da ayrı bir handikap.

Tıpkı dumana verdiğimiz para gibi! Sağlığımıza ne kadar çok zararı olduğunu bildiğimiz halde içtiğimiz sigarayı, hala içmeye devam ediyorsak mutlaka bir yerde yanlış yapıyoruz demektir. Öte yandan haram olduğunu bildiğimiz halde içtiğimiz alkollü içeceklere verilen paralara acımıyorsak, ya paramız çok veya aklımız yok! Bunun da başka izah tarzı yok!

Para ile para kazanmak: Elinde çok parası olan bir kişi ihtiyacı olan kimselere vadeli ve faizle para satması ne kadar etik değil ise, elindeki, avucundaki parayı şans oyunlarına yatırarak para kazanmayı hayal etmek de o kadar etik olmayan ve hatta dinende haram olan bir kumar olduğunu bilmemiz gerekir.

Neden bizler emek sarf etmeden çok para kazanmayı hayal eder ve sürekli şans oyunlarında çare ararız? Hani çok güzel bir özlü söz vardır ya:

“Pirinç’e giderken evdeki bulgurdan olmak!” elimizdekileri sürekli bir umuda yatırıp sonunda aç ve açıkta kalmak gibi.

Kumarın ne kadar kötü bir alışkanlık olduğunu bildiğimiz halde maalesef bu harımın peşinde koşmanın mantığını anlamış değilim. İnsanoğlu hüsnü niyet ile çalışıp, alın teri ile kazandığı paranın ne kadar hayırlı olduğunu ve ne kadar tatlı olduğunu bilmiyorsa o kişide bir kişilik bozukluğu var demektir.

Para ile para kazanmanın kimseye hayır getirmediğini kavrayıp, helal yoldan ve alın teri ile kazandığı parasını böyle harcaması ne kadar acı bir durum değimlidir? Evinde ekmek bekleyen eşi ve çocuklarına bir hiç götüren aile reisinin durumu ne kadar acıdır değil mi?

Gelin bu günkü yazımı kaleme aldığım birkaç mısra ile bitirelim:

YOLUM YOL DEĞİL

Çok para hayali aklımı aldı,

Kazanmak için kumara daldım.

Kaybettikçe hırslanıp kaldım,

Yolum yol değil, geç anladım…

Elde avuçta kalmadı beş para,

İnanmazsan gel ceplerimi ara.

İçimde kumar hırsı derin bir yara,

Yolum yol değil, ister gül ister ağla…

Emek vermeden boşa çalıştım.

Gece rüyamda para ile uğraştım.

Uyandım şans oyunlarına ulaştım.

Yolum yol değil, ben buna şaştım…

Kumara, oyunlara kaptırdım eteği,

Biliyorum hak ettim ben bu köteği.

Hayalde aradım birçok meteliği,

Yolum yol değil, değiştir bu belleği…

Yusuf’um, kumardan kim olmuş abat,

Haram yoldan kazanç kime vermiş tat.

Evde eşikte ne varsa kumar için sat,

Huzur içinde yatabilirsen haydi yat…

Bu yıla da yine haramla başlamayalım. Her geçen yılın bizler için bir ders olmasını bilelim ve ona göre yaşantımıza yön verelim. 2014 yılı huzur, barış, bolluk ve bereketle geçmesi dileği ile yeni yılınızı şimdiden tebrik eder 2014 yılı hayırla geçmesini Yüce Allah’tan niyaz ederim…