Orhaniye Hacı Ethem Sokak yıllardır kötü bir asfalt ile idare ediyordu. Araçla sokaktan geçtikten sonra direkt sanayiye gidip ön takım yaptırmak zorunda kalıyordunuz. Motor ya da bisikletle geçenler böbreklerindeki taşları düşürmeden geçemezdi. Kadınlar bebek arabasıyla bu sokaktan geçmemeye özen gösteriyor, üç tekerlekli el arabalı hurdacılar buna cesaret bile edemiyorlardı. Balık sırtı sokakta bir tarafa park yapılıyorsa ancak bir araç geçebilirdi. 

Yamalı asfalt karşıdan bakıldığında Picasso tablosunu andırıyor, ressam bu eserinde ‘kötü belediyecilik’ tasvirini sanatseverlerin ruhuna en ince ayrıntısına kadar nakşediyordu. 

Çukurlardan geçebilmek için petlanton eğitimi almak gerekiyor, sokağı sağ salim geçtiğinizde karşı tarafta havai fişeklerle karşılanıyor, zafer kazanmış komutan edasıyla yolunuza devam ediyordunuz. 

İnsanoğlunun o müthiş ‘kötüye alışabilme’ yeteneği insanları bir süre sonra normalleştirmiş, bozuk asfaltla arkadaş olunmuştu. 

Takvim yaprakları 3 Nisan 2018’i gösterirken sokakta bir hareketlilik başladı. Çocuklar gürültüye anlam veremiyor, kocalarını işe yollamış kadınlar hafifçe sarsıntıya maruz kalan pencerelerine koştu. 

Koca bir makine sokağa girmiş, alıştıkları bozuk asfaltı büyük bir gürültü ile kazıyor ve önünde giden kamyona yüklüyordu. 

Evet, o gün gelmişti. 

Hacı Ethem Sokağın asfaltı yenileniyordu. Aynı zamanda telefon kabloları yeraltına alınıyor, onlarca yıllık aspesli su boruları yenisiyle değişiyordu. 

Sadece asfalt değildi yenilenen. Alışkanlıklar da yenilenmişti. Bir sokağın kaderi değişmişti. 

Herşey bitip makinalar sokağı terkettiğinde Hacı Ethem Sokağı sakinleri altyapısı yenilenmiş, çarşaf gibi asfaltlı ve tertemiz sokaklarıyla başbaşa kalmıştı. 

Hane sahipleri ödedikleri kira gibi su faturalarının az da olsa karşılığını almıştı. Artık hayata daha umutlu bakıyordu. Sokağa girenler yolun sonu Eyfel Kulesine çıkıyormuşçasına Avrupai bir havaya bürünüyordu. 

Aradan bir ay geçti. Hacı Ethem Sokağı aristokrat duruşuyla yolundan geçenlere ev sahipliği yaparken bir kez daha makinalarla karşılaştı. Sokağın erken saatlerinde giriş ve çıkışlar kavuniçi hunilerle kapatılmıştı. Birşeyler ters gidiyordu. 

Küçük bir makine işçinin el yardımıyla büyük bir gürültüyle çalışmaya başladı. Makinanın altındaki yuvarlak testere medeniyetin karşılığı olan siyah asfaltı kulak tırmalayacı ince bir sesle kesmeye başladı. 

Daha bir ay önce yapılan asfalt tekrar kesiliyordu. Hacı Ethem Sokağının yeni asfalt serüveni sadece bir ay sürdü. 

Bir aylık asfalt kesildi, sokak kazıldı, her yer toprak oldu. İşçiler işini yaptı ve kazılan yer kapatıldı. 

Şimdi kazılan yer tekrar asfalt atılmayı bekliyor. En iyi ihtimalle asfalta yama yapılacak ve sokak eski yamalı günlerine geri dönecek. 

Velhasıl...

Hacı Ethem Sokağı sadece bir örnek. O sokağın tekrar kazılmasının belki de geçerli sebepleri vardır. 

Sebebi ne olursa olsun İnegöl ve Türkiye ‘Yap Boz Belediyeciliği’ ile trilyonlarca zarar etmeye devam ediyor. 

Fahiş bedellere vergi ödeyip karşılığını alamayan vatandaş, aldığı hizmetin bir süre sonra çöpe gittiğini gördükçe güven kaybı yaşıyor. 

Anlayış değişmezse zarar etmeye devam ederiz. Yetkililer hizmet verirken her kuruşun insanların rızkından alındığını bilerek hareket etmeli.