Psikolojiye olan merakımı yakın çevrem bilir.

Elime tutuşturulan “Kişiliğinizi Tanıyın” isimli kitap, bu bilime ilgimi daha da artırdı.

Florence Littauer´a ait bu kitap, çok kadim yıllarda yazılmış olmasına rağmen hâlâ tazeliğini koruyor.

İçerisinde yer alan gerek teorik, gerekse pratik bilgiler hayatınıza ışık tutacak cinsten.

Ve aynı zamanda insanları daha kolay tanımanıza ve yorumlamanıza katkı sağlayabilir.

 

Okuduklarımdan aklımda kalanları, hemencik size aktarayım isterseniz.

(Orada yazanları kesinlikle kopya çekmiyorum. Tamamen kendi zihnimde kalanları, kendi yorum tarzımla harmanlayarak önünüze sunuyorum).

 

Kitapta dört ayrı kişilik çeşidinden bahsediliyor arkadaşlar.

Bunlar;

 

-Güçlü Klorik (Otoriter),

-Melankolik (Duygusal),

-Popüler Optimist (Komedyen),

-Barışçıl-Soğukkanlı…

 

Bu bilgiler ışığında insanoğlu, bu dört ayrı kişilik çeşidinden en az ikisini, en fazla da üçünü üzerinde taşırmış. (Kitabın yalancısıyım ağa)…

 

Yani bir insan hem otoriter, hem de komedyen bir kişiliğe sahip olabilir.

Veya hem Barışçıl, hem Otoriter, hem de Duygusal olabilir. Olabilir de olabilirmiş yani.

 

Güçlü Klorik yani otoriter kişiliğe sahip insanlar, olaylar karşısında seri çözümler üreterek, cesaretlerini kolay kolay yitirmezler. Daima iddialı, daima başarıya aç yaşarlar. Geneli lider rolü üstlendiğinden, duygusallığı arka planda, karizmatikliğiyse ön planda tutarlar.

Bir nevi kaptan ruhlu ve sert kişilerdir. Ve daima kendi dedikleri olsun isterler.

Bu yüzden klorikler genellikle komutan, patron ya da devlet adamlığı görevlerini seçerler. Güçlü Klorikler´e “sen bunu yapamazsın” derseniz eğer, “kesinlikle yaparım” yanıtını alırsınız. Kadın ya da erkek olsun hiç fark etmez; onlar toplumun babalarıdır.

Bu tür kişiliğe sahip insanları kolayca yüz hatlarından bile tanıyabilirsiniz.

 

Melankolikler yani duygusallar, toplumun anneleridir. Onlar fani meleklerdir.

Erkek ya da kadın olsun, Güçlü Klorikler´in aksine uysal ruhlu, saf ve narin kişilerdir.

Çabuk kırılır, çabuk alınırlar. Saatlerce hatta günlerce, ruhlarında yara açan bi´meseleyi zihinlerinde çevirir dururlar. Sulu gözdürler. Çok çabuk efkârlanır, çok çabuk çökerler.

Duygularını dışa vurmaktan hiç çekinmezler. Devamlı kendilerine acınmasını isterler.

Vah vaaah, tüh tühh, n´oldu sana ay canııım´lar, onların ana besin kaynağıdır.

 

Popüler Optimist yani komedyenler olmasa dünya çekilir miydi?

Eğlenceli, geveze, tembel, asi ruhlu bu arkadaşlar konuşmalarıyla ve beden dilleriyle insanları büyüleme yeteneğine sahiptirler. Kendileriyle barışıklardır.

İki sağlam espri, iki de kahkaha onların ana besin kaynağıdır.

Gülmeye, güldürmeye bayılırlar. Her şeyin içerisinde bir gülünesi nokta yakalarlar.

Dalga geçmeyi ve şaka yapmayı pek severler. Hele eşek şakaları mı? Aman uzak durun!

Ve bu, Popüler Optimist arkadaşlar var ya, diğer kişiliklere göre çok çok daha şanslı!

Niye mi?

Zor yaşlanırlar çünkü.

Optimistlere, ellerini bir şeye attıklarında “sen bunu yapamazsın” derseniz eğer, “teşekkür ederim” yanıtını alır, akabinde hemen, o işten ellerini eteklerini çektiklerini görürsünüz.

 

Ve son olarak Barışçıl-Soğukkanlılar…

Onlar, toplum içerisinde popülaritesi en yüksek olan kişilerdir. En çok onlar sevilir.

En çok onlar el üstünde tutulur. Herkese uyum sağlar ve kolay kaynaşırlar.

Haddinden fazla arkadaş çevresine sahiptirler.

Olaylar karşısında serinkanlılıklarını korudukları gibi, durumu yönetmeyi çooook iyi becerirler. Toplumun cankurtaranıdırlar adeta. Dert dinlemeyi, çözüm üretmeyi severler.

Adalet ve insaniyet duyguları gelişmiştir. Her şeye pozitif bakarlar.

Olgun davranışları & yardımsever ruhları, onları her zaman can dostu konumunda tutar.

 

Meseleyi toparlayacak olursak…

Bu dört kişilikten sadece bir tanesi baskındır içimizde.

Diğer ikinci kişiliğimiz biraz daha zayıftır.

Yukarıda da zikrettiğimiz gibi, bir kişi hem otoriter, hem komedyen ruhunu üzerinde taşıyorsa, ikisinden biri mutlaka dominant kalır.

Hatta bizim dahi hiç bilmediğimiz, içimizde gizli yani uykuda olan üçüncü bir kişiliğimiz, ani durumlarda tetiklenebilir.

Örneğin, yangın anında insanları kurtarmanız gerektiğinde, duygusal bir kişiliğe sahipseniz, o anda liderlik güdüleri gelişmiş olan Güçlü Klorik´e dönüşebilir, kalabalığa önderlik ederek binayı tahliye ettirip, belki yangının içine atlayarak insanları kurtarabilirsiniz.

Ve oradaki performansınıza belki kendiniz dahi şaşırırsınız.

“Tüm bunları ben mi yaptım? İnanamıyorum kendime” bile diyebilirsiniz.