Kutuplaşmış, ayrışmış, zıtlaşmış bazı yazarlar, gazeteciler, bilim adamları ve maalesef ki sanatçılarla dolu etrafımız.
Hiç kimsenin birbirine tahammülü yok. Hepsi, birbirinin açığını bulmanın derdinde
Hâlbuki birbirinizin ayıbını örtün diyen dinimiz, önümüzde en büyük ölçütken.
Kendisini aydın diye niteleyen bazı köşe yazarlarımız halkı aydınlatmak, geliştirmek, kültür hazinesine bir şeyler katmak, ufkunu açmak yeri-ne provoke etmeye çalışıyor. Ve bunu büyük bir keyifle yapıyor. Nemalanmak şöyle dursun.
Sen yazarsın. Sen sanatçısın. Sen ulemasın. Yakışık alır mı bu tarz yaklaşımların? diyen yok.
Kapılmışız sele, herkes ayrı birinin kanosunda. Ayrı ayrı kollardan gidiyor.
Ortak düşünceye hiç kimse yanaşmıyor nerdeyse.
Lütfen biraz politika dışındaki meselelerle de ilgilenelim.
İnsan, ilk önce mensubu olduğu görüşü eleştir melidir. Eleştirmeli ki, gelişim sağlayabilsin. Ama nerdeee? Bu tarz kişiler taraftarı olduğu görüşü eleştirmesi bir yana, karşı tarafın sinir merkezlerine iyice bastırıyor, kendi muhaliflerini kendileri yaratıyorlar.
Ne gereği var?
Toplumu cihetlere ayırıyorlar. Üstüne utanmadan, biz napıyoruz ki, halkı birleştiriyor, kaynaştırıyor, aydınlatıyoruz diyorlar. Gözümüzün içine baka baka.
Politik jargonların dışına çıkamıyorlar. Ya at gözlüğü takıyor, ya devekuşu sendromu yaşıyorlar. Doğru düzgün ne bilimsel makale okuyabiliyor, ne de araştırma, tarih, sosyoloji, psikoloji, antropoloji, şuoloji, buoloji üzerine bir çalışma bulabiliyoruz. Tamam, siyaset de yaz ama ideolojik çalkantıların peşine düşmeden, yaz. Ayırmadan, ayrışmadan yaz.
Hadi siyasetçileri anlıyorum. Sırf oy kapma uğruna, kamplaşma yanlısı olabiliyorlar. Ama sen sanatçısın. Yazarsın. Bilim adamısın. E peki halktan ne istiyorsun be adam?
Görevin bu değil ki!
Çiğnemezler yani senin, ben yediden yetmişe her kesimin adamıyım, hepinizi seviyor, eşit ölçüde yaklaşıyor, gelin şöyle sarılıp öpeyim sizi muah muah varı sakızlarını.
Hem mensubu olduğun görüşe marşlar, menkıbeler düzecek, ötekileştirme girişiminde bulunacak, hem de herkesin adamıyım diyeceksin. Yemezler efendi!
Elbette siyasi fikrin olabilir. Elbette ülke yönetiminde senin de söz sahibi olman önemli. Ama bunu lütfen demokratik kurallar çerçevesinde yap.
Kutuplaşma, kutuplaştırma lütfen. Erdem, iki karşıt görüşü aynı şemsiye altında toplamakla mümkündür. Bu, senin görevin
Milletimiz neyi nasıl düşüneceğini bilir, merak etmeyin ağalar!
Sizin çatıştırıcı ruhunuza ihtiyacı yok bu milletin.