Her yıl devam eden şu yemek programları iyice baydı. Hemen her kanalda gündüz kuşağında değişik adlarla devam eden GELİNİM MUTFAKTA, YEMEKTEYİZ vb. adlarda yemek programlarına eşlerimiz adeta ekrana kilitlenmiş gibiler. Ocakta yemek yansa haberleri olmayacak.

Abartısız, arkadaş, neredeyse bütün kanallarda bir yemek yarışması veya yemek pişirme modası almış başını gidiyor. Hangi kanala baksanız mutlaka bir yemek programı veya yarışması ile karşılaşırsınız!”

Gerçekten ben bakıyorum da şu yemek programları bize neden cazip geliyor? Buna bir türlü anlam veremiyorum. Zaman, zaman bir birleri ile kavga ediyorlar. Araya bazen biip sesi giriyor. Sanırım o an ya kötü sözler söyleniyor, ya da küfürler havada uçuşuyor. Sanki programın amacı dışında bir şov sergileniyor gibi bir durum söz konusu. Bazı kanal küçük altın ve altın bilezik verirken, bazıları da çeşitli para ödülü veriyor.

Televizyon kanalları bir reyting yarışı içinde ne yapsak da daha çok reklam kapsak? Maşallah, son yıllarda bir dizi patlaması yaşıyoruz. Ya tutarsa misali, saçma sapan da olsa ekranlarda bir dizi furyası malum. Hani ya tutarsa dedik ya, bazıları üç bölümden sonra final ile noktalıyorlar o saçma dizileri. Eğitici, öğretici ve tarihimizi yansıtan bir kaç dizinin haricinde maalesef elle tutulur bir dizi izlemememiz mümkün değil.

Yine belirtmek gerekirse şu güzelim tarihi dizileri de fazla uzatmadan Orhan Gazi, 1. Murat, 1. Bayezid, 1. Mehmet ve devamında 36 padişah dönemini sırasıyla işleyerek uzun süre bir dizi haline getirmek o kadar zor mu?  

Neyse dönelim bizim asıl konumuza. Arkadaş, bakıyorsun herkes para ve altın kapma peşinde. Kanal, kanal dolaşıp çalışmadan, emek harcamadan para kazanma yolları aranmakta. Amaçları iyi yemek yapıp para kapma peşinde. Bir avuç zavallıyı izlerken ya sinir krizi geçiriyorsunuz ya da televizyonu kapatıp “Ooooh be!” diyorsunuzdur.

Ben pek böyle programlar izlemem. Ancak evdekiler işi gücü bırakıp, acaba bu gün Hangi gelin altın bilezik kazanacak? Ya da bir başka kanalda ki yemekteyiz yarışmasında acaba kim, kim ile kavga edecek? Bu hafta kim bilezikleri koluna dizdirecek? Bu böyle sürüp gider. Yeni bir sezon başladı mı? Yine aynı hızla devam edip gider.

Bazı yarışmacılar ise şovmenlik peşindedir. Bu programdan sonra acaba meşhur olur muyum hayali içindedir. Hal böyle de olunca, TV. Yapımcıları reytingler düşmesin diye başladılar yeni senaryolar yazmaya. Bakmışsınız yarışmacılar bir gün çok iyi anlaşmaktalar. Ertesi gün bir bakmışsınız ki sudan sebepler ile bir birlerine girmişler. O, onun kirli çamaşırlarını ortaya atar ve araya biiip’ler girer. Televizyonların amacı reklam! Peki, bu reklamlara alet olanlar acaba ne kazanıyor bunu anlamakta bir bilmece. Bazen gelinler bir birleri ile kavga ediyor. Bezende gelin kaynanası ile. “Neden benim yaptığım yemeğe düşük puan verdin?” kavgası ile insanları çileden çıkarıyor doğrusu.

Hani yazımın başında da belerttiğim gibi şu güzelim tarihi dizilerimizi izlesek de bu saçma sapan programlara takılmasak ne olur? Hele evde komşusuna:

“Bak şu gelin kaynana var ya tam 35 bilezik götürdü! Ah bu yemek yarışmalarında bilezikler ve küçük altınlar havalarda uçuşuyor.” gibi muhabbetler. Bu duruma hayret etmemek elde değil. Bakın TRT de bu güne kadar yayınlanan bir “Diriliş,” “Payitaht Abdul Hamit” “Alparslan Büyük Selçuklu” ve “Selahattin Eyubi” gibi tarihi dizileri ve bilgi ve kültür yarışmalarını izlemek varken, nedir şu yemek programları bunu anlamak gerçekten zor.

Bir zamanlar neredeyse bütün kanallarda yayınlanan bir evlilik programlarını hatırlayacaksınız? O programda da reyting uğruna birbirleri ile kavga eden çiftleri soluksuz izleyenlere hayret ederken şimdilerde de moda haline gelen şu yemek programları iyice baydı doğrusu.

Gelelim bizim evlerimizde ki eşlerimize, onlarda bu saçma dizilerin esiri olmuşlar adeta. Kendilerini öylesine kaptırıyorlar ki yemek yapmaya bile vakit bulamayıp her akşam tavada yumurta veya menemen ile eşlerine yumurta menüsü çıkarıyorlar. Biz eşimiz ile bir muhabbet açıp konuşmaya kalksak, o konuyu TV dizilerindeki olaylar hakkında sohbet etmeye başlıyor.

Biz eşimizden çay dökmesini istesek, onun gözü hep TV’deki diziye bakarak çay doldurmaya gider. Mübarekler maalesef iyice tele kolik olmuşlar.