TRAJİ KOMİK HİKAYE
BERBERDEN SÜNNETÇİ OLURSA
Eskiden büyüklerimiz iyi bilirdi. Çocukların sünnet işini berberler yapardı.
Şimdi siz “Berberlik mesleğinin sünnet işi ile ne ilgisi var?” Demeyin. O dönemler öyle imiş. Sünneti berberler, doğum işini yaşlı kadın ebeler yapar. Doğum işini beceremezlerse taze gelinler telef olur, yerine yenisi alınır gider.
Peki, sünnet işi için yanlışlık olursa ne olurdu?
Bakın işte bu hassas bir konu. Osmanlı döneminde devşirmelerden bazıları hadım edilip, Sarayda harem Ağaları olurdu ya! Yanlışlıkla kesilip hadım olanların ise, işleri garantili idi. Bir daha kökünden kesilip hadım edilme sorunu ortadan kalkmış oluyordu. Çünkü hadım edilen devşirmelerin birçoğu hadım edildikten sonra, enfeksiyona maruz kalıp telef olmuş oluyorlardı. Şimdi gelelim bizim hikâyeye:
Vakti zamanın birinde bir kasabada yaşayan varlıklı bir ağa varmış. Ağanın üç hatunu varmış. Hatunlardan biri kısır olduğundan çocuğu olmuyormuş. Ağa da bir başka hatun ile evleniyor. Yeni gelin birkaç sonra hamile kalıyor. Ağanın keyfine diyecek yok. Ağa her Cuma namazdan sonra dizi, dizi sofralar kuruyor, kasaba da ne kadar fakir fukara, gariban varsa hepsinin karnını doyuruyor. Bu ziyafetler taa ki eşinin doğumuna kadar sürüp gidiyor.
Her neyse doğum günü gelip çatmıştır. Ağanın kalbi kıpır, kıpır! Etraftakilere:
“Bakın erkek adamın er balası olur! Adını şimdiden koydum bile!” Yanında ki dalkavuklar ağaya:
“Haklısın ağam ona ne şüphe! Tabi ki erkek olacak!” Doğum saati gelmiş, ağanın hatun doğurmuştur. Ebe koşup ağaya müjdeyi verir:
“Ağam gözün aydın nur topu gibi bir kızın oldu!” Ağanın yüzü limon yemiş gibi ekşimiş halde ebeye:
“Ne müjdesi bre hatun? Böyle müjde mi olur? Ben oğlan beklerken sen bana kızın oldu dersin!” Ebe işinin ustası:
“Üzülme ağam. Daha gençsin yiğitsin. İleride uzun yıllar var oğlanda olur elbet!” diyip ağadan bahşişini koparır.
Gel zaman git zaman ağanın hatunu ikinciye hamiledir. Ağa yine sofralar kurup yemekler ziyafetler verir. Yine doğum günü gelir. Gelin ikinci çocuğunu doğurduğu esna da hakkın rahmetine kavuşur. Çocuk erkektir. Ağa Ebeyi altına paraya boğar. Annesi doğumda ölen çocuk ta fazla yaşamaz o da ölür. Bu üzücü olay ağayı iyice sarsmıştır. Etrafında ki ler ağaya:
“Ağam neden iki hatun daha almıyorsun? Biri kız doğurursa diğeri mutlaka erkek doğurur. Benim bu kadar variyetim olmuş olsaydı ben harem kurardım imanıma!” diyince ağa adama hak verir ve üç hatun ile evlenir. Yine bir zaman sonra hatunların üçü de hamile kalır ve yine doğum günü gelip çatmıştır. Tabi bu arada bizim ağa yine ziyafetler vermiştir. Hatunlardan ikisi kız biri de erkek dünyaya getirmiştir. Ağanın gözü kızları görmez bile oğlu için kesenin ağzını açmış garipler doyurmuş giydirmiştir. Çocuk büyüyüp beş altı yaşlarına geldiğinde ağa oğlunu sünnet ettirmek için kasabanın tek berberi olan Hadım Kutan adlı berberi çağırıp çocuğu sünnet etmesi ister. Kutan’a da sıkı, sıkı tembih eder:
“Bana bak berber: Oğlumu öyle sünnet edeceksin ki acıdan sızıdan eser olmayacak. Oğlum hiçbir şey hissetmeyecek. Sakın küçük kesip parça bırakayım da deme! Sonra dile benden ne dilersen!” Berber Kutan ağanın çocuğunu sünnet etmek için gelir ve orada kilere:
“Ağalar kirvenin dışında içeriyi boşaltın! İşimiz çok hassastır gayri!” Herkes dışarı çıkar. Berber usturayı falan çıkarır kirve sıkı, sıkı çocuğu kavramıştır. Berber Kutan usturayı kaldırıp Besmele çekerek indirdiği sırada çocuk ileriye doğru atılır. Ustura çocuğun organını kökünden koparır. Kirve durumu görünce:
“Ne yaptın Ulan Kutan? Şimdi ağaya ne diyeceğiz? Kutan olayın şoku ile eli ayağı dolanmıştır. Çocuk ise acıdan bayıldığından sesi soluğu çıkmamıştır. Kirve ile Kutan hemen çocuğun yarasını dağlayıp, kopan parçayı da sargının ucundan çıkar şekilde yaparak çocuğun yüzünü soğuk su ile yıkayıp ayıltırlar. Kutan ile kirve dışarı çıkıp ağaya:
“Oldu da bitti Maşallah! Gelin olur İnşallah!” diyince ağa hiddetle:
“Ne demek gelin olur lan!” Kirve hemen devreye girip:
“Ağam Kutan çocuğu bağırtmadan kesti. Heyecanla ne dediğini bilmiyor da kusuruna bakma!” diyince ağa yumuşar. Kutanın parasını verir ve ekler:
Kutan her gün pansuman için gel yiğidimin yarası bir an önce iyileşsin!” Kutan gidip gelir pansumanını yapar. Çocuk sünnet işinin böyle olduğunu sandığından sesi çıkmaz. Kutan da sıkı, sıkıya tembih eder. Sakın ha şeyini kimselere gösterme der.
Aradan yıllar geçmiştir. Ağanın hatunları da hep kız dünyaya getirmiştir. Tam dokuz kızı olan ağa ise:
“Olsun canım nasıl olsa tosun gibi oğlum var!” diye övünmektedir.
Gel zaman git zaman çocuk büyüyüp serpiliyor. Onca kız kardeşin arasında büyüyen çocuk ta kız hareketleri belirlemeye başlıyor. Ağa durumdan şüphelenip çocuğu şehre götürüyor. Oğluna:
“Haydi, evlat şehre gelmişken bir de hamama gidelim seninle. Çocuk ıkına sıkına tamam diyor. Hamamda tabi her şey meydana çıkıyor. Ağa işin iç yüzünü öğreniyor ama ne fayda Berber Kutan ile Kirvesi çoktan hakkın Rahmetine kavuşmuştur. Ağa onca kız çocuğun arasında bir de oğlum var diye övünürken Onuncu evladı da oğlan olmuştur.