KÖTÜ ARKADAŞ İNSANI UÇURUMA GÖTÜRÜR!
ARKADAŞ SEÇMEK KADAR ÖNEMLİ HİÇBİR ŞEY YOKTUR!
Arkadaş seçmek kadar önemli bir şey düşünemiyorum. Bu sadece bizim için değil aynı zamanda çocuklarımız içinde çok önemlidir. Çocukların arkadaş seçimlerine asla kayıtsız kalmamamız, onların arkadaşlarını yakın takibe almamız çok önemlidir.
Ailelerin bu konuda çaba sarf etmeleri, çocukların kötü alışkanlıklardan uzak durmalarını istiyorsak çocukların arkadaş seçimlerinde de ona yardımcı olup, seçtiği arkadaşın yanlışlarını ona anlatarak iyi ve ahlaklı arkadaşlıklar kurmasına yardımcı olabiliriz.
Bu gün bu olaya şöyle bir baktığımızda: Her türlü olumsuz arkadaşlık ilişkilerinden kaynaklanan kötü alışkanlıkların başında Sigara, İçki, kumar ve hatta uyuşturucu gibi zararlı maddelerin olduğunu görmekteyiz. Bu maddelerin ve kötü alışkanlık hallerin müptelası olmaları durumu ile karşı karşıya kalabiliriz.
Yazımın başlığında yer alan: “Bana arkadaşını söyle sana kim olduğunu söyleyeyim!” özlü söz insanların arkadaşlık kurduğu olumsuz işler yapan ve bu işlere meyli olan kişiler ile arkadaşlık kuranlar, eninde sonunda onun gibi biri olurlar.
Mesela ben lise tahsilime başladığımda sigara içen iki arkadaş ile arkadaşlığa başladım. Bunlar ders arası teneffüslerde okulun yan tarafında ki dar bir arada sigara içiyorlar, bana da içmem için ikramda bulunuyorlardı. Her defasında tekliflerini geri çevirmeme rağmen sürekli ısrarla içmem için baskı yapıyorlardı. Hata bazen şöyle de söylüyorlardı:
“Oğlum sigara içmeyen adam olamaz! Erkek adam sigara içer! Sen kız mısın?” derlerdi. Tabi bizim dönemimizde kızlar sigara içmediği için böyle laflar söyleyip beni de kendileri gibi sigara içmememe ikna ediyorlardı.
Sonunda bu baskılara dayanamayıp bir tane sigara içeyim dedim. İnanın sanki ağzımı bir evin bacasına dayamış çıkan dumanı içime çekiyormuş gibi olmuştum. Öksürmeden gözlerimden yaşlar gelmişti. Onlarda bu halime gülüp:
“Bak Taner şuna, salon evladı sanki! Acemi ne olacak!” derken Taner’de gülerek Vedat’a hak verir gibi dalga geçerek:
“Oğlum kedi sirke içerse böyle olur!” diyerek iyice beni sigara içmeye yöneltmeye çalıştı. Sonunda bu arkadaşlığın sonunda beni bu illete alıştırmayı başarmışlardı. Ben sürekli onların verdiği sigaraları içiyordum. Bir gün Taner bana kızarak:
“Ne oğlum her gün bizden otlayıp duruyorsun! Artık sende bizim gibi para verip cebine bir paket sigara koyu ver de biraz da biz senden faydalanalım!” demez mi?
Çaresiz ben de babamın bana okul harçlığı olan para ile hiç unutmuyorum o dönemlerde köylü sigarası diye bilinen üçüncü adlı ucuz sigarayı aldım. Okulda ders arası yine hep sigara içtiğimiz yere gelip ben paketi cebimden çıkarıp ikram ettim. Taner suratını asıp:
“Bu ne oğlum? Sen köylü müsün? Sana hiç yakışıyor mu? Sizin oteliniz, kulübünüz var çocuğun içtiği sigaraya bak! Üçüncü! Bu sigara bizde kepek yapar oğlum!” demez mi Ertesi gün babama bir bahane uydurup fazla para istedim ve aldım. Hemen bakkala koşup bir Bafra sigara ile birde ağaçtan bir ağızlık alıp okulda bizimkilere hava attım. Vedat memnun olmuş gibi:
“Hah şöyle be oğlum, çiftçilikten tüccarlığa adım attın. Haydi, birer dal ver de ciğerlerimiz bayram etsin!” dedi. Ben o günden sonra sigaraya başlamıştım. Bir zaman sonra Vedat’ın okula gelmemeye başlaması üzerine bir gün ben Vedat’a:
“Vedat Taner çoktandır görünmüyor. Okula da gelmiyor. Hasta falan mı?” diye sordum. Vedat dudağını büküp:
“Bende merak ediyorum oğlum. Bunların evi Ardahan’da burada yedi arkadaşın kiraladığı küçük bir evde kalıyorlar. Geçen uğradım onlara sordum. Bana Ardahan’a gittiğini söylediler. Benim de bildiğim bu kadar!” Oysa sonradan öğrendiğimize göre, Taner içki ve uyuşturucu madde kullanmaya da başlamış. Uyuşturucu temin ettiği kişi ile aralarında ne geçmiş ise Taner’i bıçaklayıp Kars Çayına atmışlar ve aradan geçen bir hafta sonra Kars Çayı kenarında bulunan bir değirmenin su kanalına şişmiş cesedi bulunduğu haberi yayılınca Taner’in akıbetini de öğrenmiş olduk. Ben bu olaydan hayli etkilenmiştim. Uzun bir süre sigara içmemiş ve Vedat ile de arkadaşlığımı kesmiştim.
Fakat ikinci sigara maceram ise Askerlikte başladı ve bayağı uzun sene de devam ettim. Yaklaşık yirmi yıldır da bu lanet alışkanlığı unuttum. Şükürler olsun! Hani bir özlü söz var ya: “Zararın neresinden dönersen kardır!” işte öyle bir şey! Eğer Taner böyle bir son ile ölmemiş olsaydı, acaba bizi diğer o kötü alışkanlıklara iter miydi? Tabi bu da insanın aklına takılmıyor gibi değil! Aman gençler ve çocuklar bu kötü hayat tecrübesini sakın merak edip böyle alışkanlıkların kurbanı olmayın!