Bursa Valimiz Mahmut Demirtaş,  Asayiş ve Güvenlik Bilgilendirme Toplantısı düzenlendi. Toplantıda hazır bulunan isimler arasında Bursa İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Tekin Aktemur, Bursa Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu ve Sahil Güvenlik Güney Marmara Grup Komutanı Binbaşı Erdal Kıreker vardı.

Nisan ve Mayıs ayına verilerin paylaşıldığı toplantıda dikkatimi çeken bazı hususları buradan paylaşmak istedim.

Öncelikle gerek Valimizi gerekse de kolluk güçlerimizi kutluyorum. Gerçekten özveri ile çalışıyorlar. Suçları aydınlatma oranı konusuna göre %80 ila %95 oranına çıkmış. Bu gerçekten müthiş bir olay. Valimizin açıkladığı rakamlara göre; özellikle son 2 ayda Bursa ve ilçelerinde meydana gelen 19 bin 790 asayiş olayında, 15 bin 145 kişi yakalanmış ve bu kişilerden 370’i adli makamlarca tutuklanmış.

Gözaltına alınan kişilere oranla tutuklananların oranı %2’nin bile altında. Sen gece gündüz çalış, insanları yakala, sorgula hatta bir sürü sıkıntılar yaşa ama %98’si serbest. Şimdi bu olacak iş mi? diyeceksiniz…

Ama bu olayların çoğu maalesef vatandaşlarımızın küçük tartışma ve kavgalarından oluşan basit asayiş olayları. Komşu kavgaları başta olmak üzere yüzlerce basit olay maalesef güvenlik güçlerimizi uğraştıran olaylar arasında.

Ancak yasaların boşluğundan kaynaklanan ve insanları mağdur eden şeylerde var. O yüzden yasaların ağırlaştırılması gerekiyor. Suçlular serbest kaldığında adalete olan güven azalıyor. Her ne hikmetse savcı ve hakimler hep zan altında kalıyor.

Türkiye’de bu yüzden halkımızı mağdur eden, canını yakan tüm suç ve suç türlerine ilişkin cezaların kanunen ağırlaştırılması gerekiyor.

Suç oranlarının azaltılması yani bir nevi caydırıcı olması isteniyorsa, ilk önce bu görev TBMM’nin.

Hatta bana göre yine suçların büyüklüğüne ağır işlerde çalıştırılması gerekiyor. Bildiğimiz kadarıyla bazı hükümlüler adiyeler ya da bazı kurumlarda çaycı ya da garson olarak çalıştırıyorlar.

Eğer devlet bu insanlara otel konforunda hizmet veriyorsa karşılığını almalı bence. Demir yollarında, maden işletmelerinde vb. ağır işlerde çalıştırmalı ki, cezaevine düşmenin korkusunu yaşamalı.

Yoksa emniyet ya da jandarma kadrosunu güçlendirmekle, hakim ve savcı kadrolarını arttırmakla bu suçlar bitmez. Devletimize ciddi bir külfet bu durum. Bizi her ne kadar ciddiye alırlar bilmem ama huzurlu bir ülke demek, güvenli bir ülke demek adli olayların en yaşandığı bir ülke olmakla mümkün. Saygılarımla…