Bugünlerde, Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimlerinden sonra CHP’de herkes değişimden söz etmeye başladı. Daha önce koltuğunu kaybetme korkusu taşıyanlar bile bugün değişim sözcüğünü dilinden düşürmüyor. Çünkü umduklarını bulamadılar, mevzi kaybettiler.
Ben partili bir üye olarak daha 3 yıl öncesinde CHP’de değişimin gerekliliğini öngörmüş, değişim sloganıyla CHP İnegöl İlçe Başkanlığına aday olmuştum. Ancak sözünü ettiğim koltuk sevdalıları tarafından yolum kesildi ve kazanamadım. Partimden kopmadım daha çok çalıştım.
Bazıları değişimden sadece Genel Başkanın değişmesini düşünebilirler. Genel Başkanın değiştirilmesinden önce il ve ilçe bazında önemli değişikliklerin yapılması elzemdir. Başarısızlıkta sadece Genel Başkanı sorumlu tutmak ideoloji yoksunu olanların yaptığı ucuz siyasettir. Öz eleştiri yapmaktan korkup kaçanların demagoji siyasetidir.
Adamcılık siyasetiyle sen ben kavgası yapılırken CHP’nin ve Cumhuriyetin ilkeleri unutulmuş partiye demagoji hakim olmuş ilerleme kaydedilememiş ilkesel savrulma olmuştur. Üyeler yok sayılmış, adamcılıkla belirlenen adaylar da seçimde başarılı olamamışlardır. İdeolojik sapmalar sonucu partiye kızan veya küsenlerin oldukları kanısındayım.
Kongrelerin yapılması için start verilmiştir. Yakında delege seçimleri, arkasından ilçe ve il kongreleri yapılacaktır. Kurultayın ise mahalli seçimler sonrasına bırakılacağı düşünülebilir, ama benim tercihim kurultayın mahalli idareler seçiminden önce yapılmasıdır.
Zamanı gelmiştir, değişim tabandan başlamalıdır. Önceki yıllarda olduğu gibi kongrelere adamcılık siyaseti hakim olursa, değişim sağlanamamış olur ki, bu da partinin yerinde sayması anlamına gelir, ilerleme kaydedilemez. Denenmişleri yeniden denemek demagoji ve zaman israfından başka bir şey kazandırmaz. Parti küçük olsun ama benim olsun zihniyetinde olanlar yönetimlerden uzak tutulmadır. CHP işgal altındadır. CHP kurtarılmadan ülkede kurtuluş hayal olur. Kemalizm felsefesini içselleştirmiş, partinin gelişmesi ve ilerlemesi için bu uğurda çaba gösterebilecek ve zamanını parti çalışmalarına ayırabilenleri göreve davet ediyorum.
Yönetime aday olacakları şimdiden açık oturuma davet ediyorum. İdeolojik yapısını, bilgisini, donanımını plan ve projelerini üyelere anlatmalıdırlar. CHP ve Cumhuriyet değerlerine, ilkelerine ne kadar hakim oldukları üyeler tarafından görülmeli seçimlerde değerlendirmeler ona göre yapılmalıdır. Benim kişisel olarak beklentim ve önerimdir.
CHP’de sadece yönetimlerin değişmesi yetmez, parti tüzüğü de yeniden ele alınmalı ve daha demokratik, çağdaş, özgürlükçü ve üyelerin beklentilerine cevap verebilecek yeni bir tüzüğünde inşa edilmesi zorunludur. Saygılarımla.