Eğitim meselesini bir türlü çözemeyen, gün geçtikçe bir basamak daha geri düşen ülke konumundayız. Eğitim sistemimiz, mevcut haliyle modası geçmiş, eski yüzyıllara ait ve artık günümüzde geçerliliğini yitirmiş , becerilerin sergilendiği iş alanlarına kötü eleman yetiştirmekten ve mutsuz, amaçsız ama diploması olan bireyler mezun etmekten başka bir işe yaramıyor. Oysa, girişimci öğretim sayesinde , gelecek nesillerin mutlu olmaları, başarılı olabileceklerine inanmaları, ve kendi rüyalarını gerçekleştirmeleri sağlanabilir. Kendi rüyalarını gerçekleştiremeyenler, başkalarının rüyalarını gerçekleştirmek için çalışmaktan başka bir işe yaramazlar. Türkiye´nin , daha iyi test çözen, tek yönlü düşünen ve hareket eden yani yek tip nesiller yetiştirmekten ziyade, daha yenilikçi, düşünebilen çağın ve geleceğin sorunlarına çözüm bulabilecek bireylere ihtiyacı vardır. Bununda yolu, bireysel farklılıkları dikkate alan, performans tabanlı değerlendirmelere odaklı öğretim anlayışının eğitimde yerini alması gerekir. Kısacası, girişimci öğretmen, öğrenci ve girişimci eğitim sistemine ihtiyacımız vardır. Mustafa Kemal´in kurduğu Yeni Türkiye Cumhuriyet döneminde modern eğitime geçilmesi konusunda büyük çabalar harcanmıştır. Yurdun her köşesine eğitim-öğretimi taşıyabilmek, hiçbir çocuğun eğitimden mahrum kalmaması amacıyla hızla okullaşma başlamış, devletin parasız yatılı okullarında öğretmen yetiştirilmiştir. Her köye okul ve öğretmenin ulaştırılması temel amaç olmuştur. Nitelikli okullar listesinden 32 il çıkarılmış. Bu illerin içinde çok daha kaliteli eğitim veren liseler mevcuttur. Nice devlet adamı, üstün nitelikli bilim insanı yetiştirmiş okullar nitelikli okul listesinden çıkarılmış. Nitelikli okul sıralamasında İmam- Hatip Liselerinin sayısı artırılmış, milli eğitim bütçesinden en büyük payda bu okullara tahsis edilmiş. Ülke kalkınmasında büyük katkısı olan ve üstün yetenekli bilim adamlarının yetişmesinde başı çeken fen liseleri son sıraya itelenmiş. Din ağırlıklı eğitimde, ümmetçilik vardır, mutlak itaat ve biat etmek vardır, akıl yürütme, mantık kurallarını işletmek, sorgulamak, ilerici planlar yapmak yoktur. İmam hatip okullarından araştırmacı, geliştirici çağdaş bilim adamı yetiştiremezsiniz. Dinci ve kinci gençlik yetiştireceğiz mantığı ile ancak Işid´ci, talaban´cı nesil yetiştirirsiniz. Bu da vatana, millete, eğitime ihanettir. Yeterince İmam-Hatip okulumuz vardır. Daha fazlasına gerek yoktur. Milli Eğitim Bakanı Sayın İsmet Yılmaz´ın yaptığı açıklamada , İmam-Hatip Lisesine gitmek istemeyenlere özel okulların yolunu göstermesi bir bakana yakışmadı. Talihsiz açıklama oldu. Maalesef belirtmek isterim ki Milli Eğitimimiz iyi yönetilemiyor. Çocuklar merdiven altı eğitime terk ediliyor. Bazı medrese, kurs ve yurtların yeri bile bilinmiyor. Kapalı kapılar ardında neler olup bitiği dışarıya yansıtılmıyor. Çocuk cinsel istismarlarının yaygın olduğu yerlerdir. Burada bir konuya da dikkatinizi çekmek isterim. Devlet okullarına kayıt yaptırma da sorun yaşayan Suriye´li çocuklar daha bir risk altındadır. Eski Maarif Nazırı Emrullah Efendinin dediği söz aklıma geldi. “Şu mektepler olmasaydı ben bu maarifi ne güzel idare ederdim”. Eğitimden anlamayan bakanlara ancak okulsuz milli eğitim teslim edilir. |