Köy Enstitüleri, köy öğretmeni ve eğitmeniyle köylerde tarım ve sağlık görevlisi olarak çalışacakları yetiştirmek amacıyla kurulmuş eğitim kurumlarıdır. Cumhuriyet yönetiminin toplumsal yapısını yönlendirici uygulamalarının en belirgin örneklerindendir. Bir Türkiye efsanesiydi Köy Enstitüleri. 2. Mahmut´un 1824 yılında ki fermanıyla başlayan ilköğretim mecburiyeti günümüzde de devam etmektedir. Ancak Osmanlı´lar döneminde eğitim de istenilen düzeye ulaşılamamıştır. 2345 İlkokul ve burada görevli 3061 öğretmen mevcuttu. Okuma yazma oranı % 4 tü. Cumhuriyet dönemiyle birlikte okuma-yazma seferberliği başlatılmış okul sayısı da gün geçtikçe artmıştır. Cumhuriyet dönemi Milli Eğitim Bakanlarından Mustafa Necati Bey zamanında, 1926 yılında Kayseri ve Denizli´de açılan öğretmen okulları soruna yeterli çözüm olamayınca 1932 yılında kapatıldı. 1935 Yılında tek partili Cumhuriyet Halk Partisi döneminde ilköğretimi yaygınlaştırmak amacıyla, askerliğini onbaşı ve çavuş olarak yapmış olanların eğitmen olarak yetiştirilerek köy okullarında görevlendirilmeleri sağlandı. Milli Eğitim Bakanı Saffet Arıkan döneminde konu kapsamlı bir şekilde ele alındı. Yurdun değişik yörelerinde köy öğretmen okulları açıldı. Bu çalışmalar Bakan Hasan Ali Yücel zamanında daha da genişletildi. O dönemde İlköğretim Genel Müdürü olan İsmail Hakkı Tonguç ( Tonguç Baba) yeni yapılanmanın mimarı oldu. 17 Nisan 1940 tarihinde çıkarılan 3803 sayılı yasayla Köy Enstitüleri kuruldu.Deneme amaçlı açılan 17 Köy Enstitüsü, 1942 yılında çıkarılan 4274 sayılı Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat kanunuyla Enstitüler sağlam bir yapıya kavuştu ve sayıları 21 e yükseldi.Köy Enstitülerine, köy ilkokulunun 5. Sınıfını bitiren öğrenciler alınıyordu. Daha sonraları 3 yıllık köy okulunu bitirenlerde 2 yıllık hazırlık sınıfına alınmaya başlanıldı. Köy Enstitülerinin öğrenim süresi 5 yıldı. Karma eğitim yapılmaktaydı. İlk 3 yılı başarıyla tamamlayanlar öğretmen, geri kalanlar köy hizmetlerinde görevlendirilmek üzere ziraatçı, sağlık memuru ve köy ebesi olarak yetiştiriliyordu. Anlaşıldığı gibi Köy Enstitülerinde sadece öğretmen değil, sağlık memuru, ziraatçı ve köy ebesi de yetişiyordu. Okullar aynı zamanda birer tarım işliği, sağlık ocağı olarak işler görecek,çeşitli tohum ve tarım araçlarının ilk denemeleri buralarda yapılacaktı. Enstitüye alınan öğrenciler, okulun yapım işlerinde ve tarım uygulamalarında örnek çalışmalar yaptılar. Yetiştirdikleri ürünleri komşu okullarla da paylaşırlardı. Okutulan derslerin % 50 si kültür, %25 i tarım, % 25 i teknik derslerdi. Enstitülerde yetişenler görev aldıkları köylerde başarılı hizmetlerde bulundular. Türkiye´nin kalkınmasının temel yapı taşlarını bunlar oluşturdu. Köy Enstitülerinin başarısı, köyde orta çağ zihniyetinde olan toprak ağalarını ürküttü. Köyde ağanın ve imamın saygınlığını sarsan bir başka otorite öğretmen, köy enstitüleriyle tarih sahnesine çıkmıştır. Çok partili döneme geçildikten sonra, 1946 yılında kurulan Demokrat Parti´nin yoğun eleştirilerine maruz kalan köy enstitüleri bu dönemde belirgin duraklama geçirdi. Öğrenci alımları engellenmeye başlandı. Öğretim kadroları değiştirildi. İsmail Hakkı Tonguç görevden alındı. Köy Enstitüleri, kominiz mi çağrıştırıyor, buralar fuhuş yuvası haline geldi gibi çirkin iftira ve karalamalarla yıpratıldı. Sırf siyasi rant sağlamak maksadıyla çıkartılan bu dedikodular, Türkiye´nin köyden kalkınma hamlesine ve hedeflerine köstek oldu. Bu gün köyler boşaldı, okullar çürümeye terk edildi. Türk bayrağı, köy okullarının gönderinde dalgalanmaz oldu. Köy Enstitüleri,çok sayıda öğretmen ve eğitmen yetiştirmenin, köy çocuklarına öğrenim görme olanağı sağlamanın yanı sıra, Türkiye´nin kültür yaşamına damgasını vurmuştur. Köy kökenli aydın kuşağı yaratan köy enstitüleri, bütün eleştirilere karşın kalıcı bir iz bırakmıştır. Edebiyatımızın usta kalemleri, yazarları buralardan yetişenler olmuştur. Unutulmaz eserleri olan, Fakir Baykurt, Mahmut Makal, Ümit Kaftancıoğlu, Rıfat Ilgaz, Talip Apaydın, Mehmet Başaran, Osman Şahin gibi değerli yazarlar bu okullardan yetişmiştir. Köy Enstitüsü mezunlarını saygıyla anıyorum. |