Dünyada ve ülkemizde eğitim ciddi bir problem yaşamaktadır. Günümüzde eğitim sektörü o kadar özelleştirilip ucuzlaştırıldı ki eğitim dünyası hangi virüse kapılıp bu kadar bilgisizleştirildi? Tüm dünya son üç senedir Covid-19 virüsüyle savaşırken eğitim sektöründeki 1900 senesinden günümüze kadar süregelen korku temelli eğitimle hiç kimse mücadele etmemiştir. Aksine korku temelli eğitimi destekleyen velilerimiz ve eğitmenlerimiz daha da çoğalmıştır.
“Eğitim her zaman ilk olarak ailede başlar.” Klişe ama doğru bir sözdür. Gerçekten insanın özü, hamuru nasılsa çevreye de onu yansıtır. Çocuk ailesinden şiddet ve zorbalık görüyorsa okulda ya da toplumda nazik bir davranışı kendine hakaret olarak görür ve özünde ona nasıl davranılıyorsa o da aynı şekilde çevreye kaba davranışları sergiler. Zaten geçmişimizde de çok soru soran, hareketli çocuklara dayanamayan aile, okulda da öğretmene “eti senin kemiği benim diyerek” çocuğu şiddet dolu bir yaşama iter. O zamanlar da öğretmenler ve aileler sadece çocukların psikolojileriyle değil aynı zamanda onların eğitim hayallerini de çürütmüştür. Çocuk korku temelli eğitime dayanamayıp kendini hayat okuluna teslim etmiştir.
Peki günümüzdeki eğitim nasıl? Gerçekten dört dörtlük mü? Geçmiş de öğretmenler şiddet uyguladığı için mi saygı duyuluyordu? Günümüzdeki eğitim çok fazla özelleştirildiğinden dolayı mı Veli ve öğrenci temelli eğitim olmuştur? Aile maddi açıdan kendini ne kadar yeterli görüyorsa tabiri caizse öğretmeni o derece parmağında oynatmaktadır. Eskiden öğretmen varken düğüne bile gitmeyi ayıp gören öğrenci şimdilerde velisi sayesinde öğretmenlik mesleğini küçük gören ve onunla alay edecek bir vasfa sahip olmuştur. Ülkemiz de şimdilerde öğretmenlik denildiğinde gözümüze öğrencinin ve velinin sürekli kendisini merkezinde olmasını istediği ve nasıl davranılmasına yön verildiği bir palyaço figüranı çizmektedir. Peki bu duruma sebep olan şey nedir? Çok sıkıp sonradan salmak bu durumu tetiklemiş olabilir mi? Bu durumun en büyük sebebi özel okul piyasası mı yoksa özel okula yeter ki para vermekle eğitim kazandırmış olan veli cahiliyeti mi?
Maalesef bizde ki durum velilerimiz para veriyoruz diye öğrenciye her şeyin en mükemmelini istemek. Kendi yaşayamadığı, eksik kaldığı her şeyi çocuğa farkında olmadan zorunlu bırakmak. Evde sürekli para konuşan, kitap okumayan bir aile eğitimi ne kadar destekleyebilir ki? Ya da “kafan çalışsaydı öğretmen olmazdın” diyen bir babanın çocuğu öğretmene ne kadar değer verebilir ki? Bizim sıkıntımız toplumumuz. Toplum parayı eğitimden daha çok seviyor. Bu yüzden de eğitim her zaman eksik kalıyor. Kafelere kütüphanelerden daha çok gidilen bir kesimin geleceğine maalesef umutla bakamayız.