Kat’a, zinhar, velhasıl caiz değildir, diye birşey
söyleyeceğimi zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. Öyle, fetva verme derdinde falan değilim. Yasakçılık yapıp, cazibe artırmak da bana göre değil… Yok, hayır, öyle canlı yayınlarda boy gösteren birtakım reytingci hocalar gibi konuşacağımı düşünüyorsanız, yanılıyorsunuz efendim.
Öğüt vermek mi? Hiiiç işim olmaz!
Ben sadece sizinle sohbet etmek için bu köşedeyim. Lütfen yazı olarak değil de, karşılıklı hasbıhal ediyormuşçasına değerlendirin bu söylediklerimi.
Yılbaşı haram mı?
Ben, olayı genel çerçevesinden ele almak isti-yorum, ne dersiniz?
İçerisinden haramı, helali siz ayıklayın sevgili okurlarım.
Eğlence mekânında son hazırlıklar yapılmış artık müşterilerin gelmesi bekleniyor ve kutlamalar için geri sayım başlamış.
Çam ağaçları süslenmiş, masalarda mezeler, içki şişeleri, koştur koştur eli tepsili garsonlar, son akordu yapmak üzere yan yana dizilen müzisyenler… İçeride en güzel abiyeleriyle, topuklularıyla, iç gıcıklayıcı parfüm kokuları, sırtlarında kafasına vurularak öldürülen fok ve kutup ayısı derisinden yapılmış kürkleriyle boy gösteren, fiyakalı hanımlar…
Sokaklarda “ho ho ho” diye abuk sabuk ses çıkarıp gezen Noel Baba’lar… “Anne ben de hediye istiyorum” diye ağlaşan bebeler...İşi biraz daha abartıp, aynı kırmızılı, tüylü kostümün dekoltelisiyle hayallerimizi süslemeye çalışan erotik Noella’lar…
Mağazaların camlarına sprey boyayla yazılmış; Hoş Geldin 2015’ler…
Müziğin ve alkolün etkisiyle kendinden geçenler, anasını kaybetmiş buzağı gibi bağrışarak şarkı söyleyenler, ellerde bira şişeleri, sigara izmaritleri, salkım saçak serden geçenler… Bayılanlar, hastaneye kaldırılanlar… Kaybolanlar, evin yolunu bulamayanlar…
Ve trajikomik taksim tacizcileri…Gözaltına alınanlarından, dayak yiyenlerine… Buzlu yollarda güzel kafayla zincirleme seremonileri… Haber değeri uğruna “kaza olsa da çeksek” şeklinde diş bileyen bazı medya organlarımız…
Evlerimizi şenlendiren baldırı çıplak oryantal ablalarımız, banttan görüntülerini bize kakalayıp, aynı gece Kıbrıs’larda, Marmaris’lerde 150.000’ den başlayan fiyatlarıyla sahne alan sanatçılarımız ve onların rüküş mü, şık mı olduğuna karar vermeye gelen, etek altıcı magazin muhabirlerimiz…
Elimizde tombala-bilet, ağzımızda kaynanadili, kafamızda rengârenk kukuletalarımızla geriye sayan bizler;
On, dokuz, sekiz…
Söyleyin, haklı hangimiz?
Çıkmazsa eğer sesimiz;
Hesap sorar bizden, aldığımız her nefesimiz,
Şimdi tekrarlayın; BİZ MODERNİZ!
İyi yıllar geçirmeniz dileğiyle…
Hoşça kalın.